Hangi sohbete katılsam “bin bir şikayet”… Hangi Meclis’te bulunsam “yoğun tepki”... “Ülkelerinde savaş varken nasıl kaçıp sefa sürerler?” eleştirisi! Gazete - dergi ve televizyonlarda “şiddet – kavga – silah”… O zaman bu işte bir yanlış var! Resmi - gayriresmi sayıları 6 milyon dolayında. *** Avrupa ülkeleri net tavır koydu. Bu işte bir yanlış var! *** İşçi – memur - emekli zorda. Sağlık hizmeti “pahalı mı pahalı”… Avrupa Birliği ve gelişmiş ülkelerin “yardım sözü” boş… Bütçede sıkıntı, faiz sarmalı, domates- biber - patlıcan da “20-25 lira sancısı”… Bu işte bir yanlış var! *** Bir de olaylar.. Beni en çok yaralayan “benim fedakar - çilekeş polisimin önünde” bacak bacak üstüne atıp küstahlık! İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun son açıklaması; 20 bin Suriyeli gönderilmiş. *** Şunu da söyleyeyim; elbette doğru değil, bir toplumu toptan yargılamak. Önyargılı değiliz. Kızgın ve kin dolu da.. Onların içindeki doğru insanların varlığı da bir gerçek. Ama.. İşin bitmek bilmeyen “Ama”ları var.. Gelelim sadede… Çözüm yolu.. Artık dönüş planları yap(tır)manın, bunu teşvik etmenin, kalıcı olanlarda “toplumsal değerler, milli gelenek ve görenekler” ve Türk halkına uyum anlamında rehabilitasyon, eğitim ve iyileştirme programları uygulamanın TAM ZAMANI.. Yoksa iş işten geçecek, sorunlar büyüyecek… “Bu işte bir yanlış var!” demeye devam edeceğiz!
Türkiye’deki Suriyeli olayını irdeleyelim birlikte…
Akıl almaz bir rakam! Savaş bitse de artıyor, dozu azalsa da..
Artık bayramlarda “düzenli turlar” başladı, “şöyle bir memlekette görünüp gelelim”...
Bu işte bir yanlış var!
Okumuş, irfan görmüş 3-5 bine kapı açtı, o kadar!
Türkiye’de “hüzün veren” gettolar, 15-16 yaşında zorla evlendirmeler, kumalar, çocuk gelinler..
Bir de “canavar” gibi aportta “fuhuş sektörü”…
Hayat “ateş pahası”.
Çarşı - pazarda bırakın yarım kiloyu tane devri…
Ama.. “Zoraki misafirler’e bedava sağlık ve eğitim, kasadan maaş!”
Sokakta silahlı şovlar..
Kadına - kıza sarkıntılık..
İstanbul’da Bağcılar’daki gibi bizlere “Erkekseniz gelin” efeliği…
Kavgalar, çeteleşmeler..
Hastanede, devlet dairelerinde böbürlenmeler..
Sokaklarda “çete usülü çocuklarla dilencilik”..
Yollarda “elde kirli bez cam temizliği”!
Vermeyene küfür - tükürük, sildirmeyene çizik!
Bu işte bir yanlış var!
6 milyon geliş, 20 bin gidiş..
Yüzde 1 bile değil.. Yüzde sıfır nokta sıfır bilmem kaç!
Üstelik ortada onca sancı varken!
Bu işte bir yanlış var!
Ne yazık ki; örnekler hep rahatsız edici.