Cahille sohbeti kestim
Nedim ATİLLA

İnsanlığın en büyük derdi 21. Yüzyılda da cehalet… Cehalet her zaman köleliği getirir. Kolomb’un hikayesi bilinir:

Kristof Kolomb, uzun yolculuğunda gemilerin zorunlu tamiratı için bugünkü adı Jamaika olan adaya uğrar. Oradaki yerliler tamirata yardımcı olur, gemi tayfasına yiyecek içecek verirler. Ancak aradan haftalar geçmesine rağmen tamirat bitmez.

Üstelik gemi tayfası, yerlilerin yiyeceklerini yağmalamaya başlamıştır.Bu duruma kızan yerliler, yardımı ve yiyeceği keser.Çaresiz durumdaki Kolomb, o dönemlerde gemilerde bulunan ve yıldız pozisyonlarını da içeren takvimi karıştırırken,ertesi gün “ay tutulması” olduğunu öğrenir.

Aklına parlak bir fikir gelir ve hemen yerlilerin şefine gider... Şefe, Tanrı ile haberleştiğini ve Tanrı'nın yardımın kesilmesine çok kızdığını, bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek göstereceğini söyler.

Ertesi gün akşam Ay tutulması başlar ve Ay'ın rengi tutulmadan dolayı kızıla döner. Kolomb'un oğlu, o anı günlüğüne şöyle yazmış: İnleme ve feryatlarla birlikte, her yerden gemilere doğru geldiler, yiyecek ve içecekler getirdiler, Tanrı'ya onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar"

Kolomb kum saatine bakar, bugünkü teknolojilerle 48 dakika sürdüğünü anladığımız tutulma bitmek üzeredir.

Onlara Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ı birazdan normal rengine çevireceğini söyler... Tutulma biter, Tanrı tarafından affedilen yerliler de mutludur, evrenin işleyişini bilen Kolomb da... Defterine not düşer: “Cehalet her zaman köleliği getirir.”

***

Gençlerle yaptığımız sohbetlerde George Orwell'in el yazısıyla 1984'ün taslağından bir sayfayı gösteririm sunumlarımda; Savaş barıştır, Özgürlük köleliktir, Cahillik güçtür.

***

Aman karıştırmayalım: Cehalet ile bilgisizlik farklı şeylerdir. Bilmeyene anlatırsın öğrenir, ama cahile anlatamazsın çünkü o zaten biliyordur.

Cehalet kötülük ve güçle birleşince, insanların umudu örseleniyor. Güzel olan her şeye düşman, iyi olan her şeye mesafeli bir toplumun ileri gitmesi mümkün olabilir mi?  İşin fenası ders almayı da başaramaz.

Cahillik, bir insanın bilmeden ve çok düşünmeden yaptığı yanlış işlerin toplamıdır. Bir de cehalet var ki artık bu, toplumda yaygınlık kazanmış bağnazlığın, kör inadın, akılsızlığın ve kulluk derecesinde bir şeye bağlanmanın kutsanmasıdır. Memleketin birinde bu yaygınlaşmaktaymış sözde…

Bazı cahillerin akademik unvanlarının olması da başka bir dert. “Bu kadar cehalet yüksek tahsille mümkündür” sözü neredeyse her gün yeniden doğrulanıyor.

Cahillik, insanın başına beladır. Cehaletse, toplumların başına bela… Cehalet söylemi, bir bakış açısı değildir ve saygıyı hak etmez. Slogan, komplo, klişe, safsata ile bezenmiş, bilgiden yoksun fikirler değersizdir. Cahilliğin söylettikleri düşünce özgürlüğünden sayılmaz. Cahillik bir eğitilemezlik durumudur, eğitimsizlikten farklıdır.

***

Nadiren TV açarım: İlber Ortaylı Hocamız ile Kafa TV’de her hafta yayımlanan “Cahille sohbeti kestim” söyleşilerini kaçırmıyorum.

Bu sözün Neşet Ertaş’ın bir bozlağından geldiğini sanıyordum. “İnan değil sana kastım/ Cahille sohbeti kestim/ Dost, dost…”

Sözün sahibi müzisyen – besteci Hüseyin Karakuş imiş. Ahmet Kaya da zamanında seslendirmiş. Ben ilk kez Neşet Ertaş ustadan dinlediğim için öyle sanıyordum.

Sözün arkasına geçtim, cahille sohbeti kestim ve inanın kendimi çok iyi hissediyorum

***

Cahillik eğitilebilir, sarhoşluk ayıltılabilir ama aptallık sonsuza dek sürer!...  Aristoteles



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/cahille-sohbeti-kestim/16795