İzmir İzmir'den...
Rifat ÖZER

Einstein, ‘kendi gözüyle görenler çok az…’ demiş. Bu söz ruhuyla… işi itaatçılığa kadar vardırır ki, Einstein’da zaten bu anlamda söylemiş olmalı... Ama lafzıyla alırsak, olayları zaman ve mekan olarak başkasının gözünden de görürüz ki, kitaplar da zaten bunun için var…

***

Hani şu “ Gavur İzmir “ dedikleri var ya !

Bu söz nereden, nasıl çıkmıştı. Niye zaman zaman gündeme geliyor diye de düşünürüz.

Bu konu da çeşitli anlatımlar var tabii…

Murat Bardakçı… Bir Osmanlı tarihi uzmanı. Diyor ki… Bu deyim İzmir’in Müslümanlar tarafından fethinden önceye kadar gider!

İzmir, Aydınoğullarıyla Bizanslı’lar arasında bir çok kez el değiştirdi... Malazgirt Zaferinden sonra Çakabey tarafından fethedildi…Ölümünden sonra yine Bizanslı’lara geçti.

15.Yüzyılın ilk yıllarında iki ayrı İzmir vardı…

Biri Hristiyanların kontrolündeki güçlü sahil kesimi… diğeri de Müslümanların hakim olduğu iç kesimlerdeki “Yukarı“ İzmir! Yapılan tüm kuşatmalar sahil kesimi içindi… İşte bugün hala var olan “Gavur İzmir” deyimi, bu devirlere dayanır ve sahil kesimi… kastedilir!

Tabii ki bu git geller durmadı… 1402 deki Ankara Savaşından sonra Timur sahil kesimini fethetti. Timur’dan sonra da… Anadolu Beylikleri ile Osmanlı’lar arasında gitti geldi. Neyse ki… 1424’de İkinci Murad tarafından kesin olarak fethedildi.

Ünlü tarihçimiz İlber Ortaylı’da diyor ki…

Girit, Bosna, Arnavutluk ve Bulgaristan’dan göçlerle gelen insanlar… belki ilk anda bereketli topraklarda Hristiyan unsurların olmasına kızmış olabilirler. Gavur İzmir lafı onların koyduğu bir ad… olabilir !

Talat Ulusoy’un, Farklı Bir İzmir Tarihi dediği “Saklı İzmir Masalları“ kitabında… Gavur İzmir’e ironikçe de olsa yer verilip deniyor ki…

Aya Fotini Kilisesinin çan kulesi, Yakup Ağanın yaptırdığı Hisar Camii minaresinden yüksek değil mi? Fethettirdiği her şehre cami yaptıran padişahlar… İzmir’e hiç fethiye veya selatin camii yaptırmış değildir. Gavur İzmir fethedilmemiş bir şehirdir… İttihatçıların gözünde bir zındıklar diyarıdır, o kadar!

Gavur İzmir bir yakıştırma… İzmir çok dilli, çok dinli olmuş ama, kültürler sorunsuz ve uyum içinde yaşamış… Herkes için değil tabii de, Atatürkçü ve laik yapısını çekemeyenlerin,

Bu yolla İzmir’i hırpalama emeline açıktır da!

***

Atatürk’e gelin vermek İzmir’e nasip oldu.

Latife Hanıma eş… İzmir’e de damat oldu!

Latife Hanım… Izmir’in köklü ailelerinden. Uşakizade Muammer Beyin 10 çocuğundan, yaşayan… üç kız, üç erkeğin en büyüğü.

Atatürk araştırmacısı Ahmet Gürel, 2012-2017 yıllarında Uşakizade Köşkü Müdürlüğü yaptı. “Latife Mustafa Kemal” kitabıyla ilgili, yakınlarda verdiği röportajda diyordu ki…

Latife Hanım… Fransa Sorbonne’da siyaset

ve hukuk okuyan bir öğrenci iken, Sakarya Meydan Savaşı kazanılmıştı… Mustafa Kemal Paşanın İzmir’i de kurtaracağına inanıyordu. Onu İzmir’de karşılamak istiyordu. Babasının izniyle bunun için İzmir’e döndü…

Dediği gibi de oldu… İzmir’de O’nu karşıladı.

Atatürk 14 Eylül 1922 de Göztepe’deki Uşakizade köşküne geldi… Latife Hanımın da kaderi değişti! 29 Ocak 1923 de köşkte Latife Hanımla evlendi…

***

Beyaz Türk… kimlere denir ?

Batılı ve seküler hayat tarzını benimsemiş, dışarda da okumuş eğitimi yüksek, ekonomisi de iyi olanlar için… bir tanımlamadır da!

Muammer Bey, 1868’den beri belediyesi olan İzmir’de… 1909 ve 1924 de iki defa Belediye Başkanlığı yapmıştı. İzmir’de ilk imar çalışmalarını başlatmıştı. İhracatçıydı, İngiltere ve ABD’deki borsalarda da… söz sahibiydi!

Aydın yöresinin tarım ürünlerini… uzun süre kervancılıkla İzmir Limanına taşımışlardı.

Uşakizadeler Beyaz Türk tanımına uyar da… İlber Hoca’ya göre, bu tanıma uyacak çok az insan var ülkemizde : Eskilerden Halide Edip Adıvar ve Nimet Arzık gibiler… hariçlerden!

İyi Pazarlar…



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/izmir-izmir-den-/16777