Türkiye’yi SSK batırdı!
Harun ÖZDEMİR

Sağlıkta hiç duyulmadık sorunlar yaşıyoruz. Para harcanması gereken yerde hiçbir şey esirgenmiyor.

Hatta fazlası harcanıyor.

İsraf da cabası!

Buna rağmen sağlıkta ciddi sorunlar yaşanıyor.

Nasıl olur, dendiğinde de verilen yanıt çok ilginç! Başarısızlığı örteceği umulan yanıt, taa25 yıl önce Siyaset Meydanı’nda yapılan bir konuşmada.

O konuşma da hiç alışık olmadığımız kadar dürüst bir “özeleştiri”.

Dönemin SSK Gn. Md. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, “… Gözünüze dizinize dursun, nankörler! Şu kadar hastane, doktor, hemşire, personel ile 7/24 hizmet veriyoruz… Hâlâ mı şikayet ediyorsunuz” dememiş, herkesin anlayabileceği kadar açık ve yalın bir şekilde SSK’nın yaşadığı zorlukları itiraf etmişti.

Gurur duyulacak ve her bürokrata örnek gösterilebilecek kadar önemli bir konuşmaydı.

Daha da önemlisi şu:

“Ben sadece bir genel müdürüm. Üzerimde sağlık bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanı var… gibi gerçek olsa da başarısızlığı onların üzerine atmamış… ben emir kuluyum da dememişti”...

Vay bee!

Ne günlerden geliyoruz!

Eskiden öyleydi, bakanlar arasında başarılı olan da olmayan da vardı, sorumluluğu üzerine alarak sessizce kenara çekilirlerdi.

Bizde devlet töresi buydu, eskiden yani!

Biliyor musunuz, bir genel müdürün göreve gelişi her zaman haber olmazdı.

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, müsteşar dururken 5 yıl görev yapan bir genel müdürü 25 yıl sonra başarısız ilan etmek ve en az 10 yıldan beri de sıklıkla gündeme getirmek nasıl bir“töre” veya “çaresizlik”tir?

Kim, hangi hakla, cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanı atlayarak bir genel müdürü başarısızlıkla suçlayabilir?

Bu hangi Yahudi’nin veya Hıristiyan’ın insafına sığar?

Son 20 yılda farklı kurumlarda genel müdürlük yapanların sayısı 1.000’den yazla. Ak Parti hangi başarısını genel müdürlerine mal etti?

Bilen, duyan var mı?

Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanın başarısız olduğu bir konuda tek sorumlu hangi rejimde bir genel müdüre yüklenir?

Bir düşünelim, son 20 yılda hangi başarısız genel müdürün dürüstçe özeleştirisi, yüzlerce kez tv’lerde, yetmediği yerde de miting meydanlarında halka gösterilir?

Eskiden dürüst insanlar vardı. Bürokratlar da dürüst sayılırdı. İnandırıcılıkları vardı. Hiçbir eleştiri hakaretle yanıtlanmazdı.

Yalan söyleyen vardı, bunu inkâr edemeyiz. Ama yalan ağızdan çıktığı anda dönemin özgür basını hemen devreye girer gerçekleri halka haykırırdı.

Şimdi neden böyleyiz.

Neden medyamız, bürokratımız, politikacımız… her başarısızlığı yalanla başarıymış gibi sunuyor?

Halktan da buna inanmasını istiyor?

Neden?

Yoksa.. Yoksa şimdi daha mı Müslümanız?



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/turkiye-yi-ssk-batirdi/16421