Ben Demirel’in kızıyım! İnsan babasına ihanet eder mi?
Mehmet KARABEL

Perdeleri kapalı, loş ve kasvetli odada…

Sadece komutan ve birkaç da yüksek rütbeli vardı…

Kelimeleri tartarak…

Ağır ağır konuşuyordu Org. Süreyya Yüksel…

Ege Ordu ve İzmir Sıkıyönetim Komutanı olmanın…

Emredici ağırlığı ile…

Her sözü karagözlü kızın ciğerine işliyordu:

“Bak kızım, şu önündeki kağıda (Adalet Partisi’nden istifa ediyorum…) diye yazman yeterli… Bu senin dilekçen olacak ve bağımsız belediye başkanı olarak görevini sürdüreceksin…”

Kısa bi’sessizlik oldu…

Komutan, tekrarladı:

“Tamam mı, başkan hanım?”

Genç kızın gözleri nemlenmişti ama…

Ağlamamak için kendini tutuyordu…

Ayağa kalktı…

“Hayır, tamam değil Paşam…” dedi ve…

O kasvetli odayı çınlatan sesiyle…

Kalbinden geçenleri bi’solukta seslendirdi:

“Bakın Paşam… Ben, Süleyman Demirel’in kızıyım… O’nun tasvip etmediği (onaylamadığı) bir şeyi yapmam; yapamam!”

Sonra ayağa kalktı…

Komutanın gözlerine baktı, rahatlamış vaziyette kapıya yöneldi ve…

 

“Zahmet etmeyin! Yolu biliyorum…” diyerek…

İnsanın içini karartan odadan ayrıldı…

Daha merdivenleri tamamlamadan…

Gözlerinden yağmur gibi yaşlar boşaldı…

Artık…

Buca’nın Belediye Başkanı değildi ama…

Kalbi bir kuş kadar hür ve bağımsızdı…

***

Ertesi gün…

Buca Belediyesi’ne gitti; odasındaki özel eşyaları almak için…

Kapıdan bile sokmadılar…

Ayakları üşümesin diye evden getirdiği…

Masasının altındaki minik elektrik sobasına bile el koydular…

Evine döndü ama bu kez ağlamıyordu…

***

Yıldız tarihi; 12 Eylül 1980 Cuma…

Saatler; 15.30…

İzmir’in “tarih yazan” havalimanı Çiğli’yi…

Kadınlar Ordusu istila etmiş…

Neden?

Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli kentlerinde…

İzmir Buca’da belediyecilik deneyimlerini anlatan…

Ateş gibi o kız…

Uçağın merdivenlerinde göründüğünde kıyamet kopuyor…

Ben diyeyim 500, siz deyin 1000 kadın…

İzmir’in ilk “kadın belediye reisi”ni karşılıyor…

Ellerinde pankartlar…

“Amerika’yı fetheden Işılay hoş geldin!”

Mahşeri kalabalık yüzünden…

Gazetecilerin üstüne çıktığı platform çöküyor…

Hürriyet’ten Erdal İzgi’nin kolu kırılıyor…

Işılay Saygın…

Eve gitmek yerine “Hastaneye yetiştirin beni!” diyor…

Erdal’ın sağlık durumunu öğrenecek…

Yoksa içi rahat edemez…

İşte, o gece yarısı…

Askeri darbe oluyor…

İzmir’in belediye başkanları asker gözetiminde evlerinde…

Siyasi liderler ise…

Zincirbozan yolunda…

25 yaşında Buca Belediye Başkanı seçilen…

(Koca ilçenin güvenine bakar mısınız?)

Mimar Işılay Saygın’ın o geceyi asla unutmuyor…

Tabii…

Hürriyet ve bağımsızlık adına çektiği sıkıntıları da…

***

Hani, arada sırada derim ya…

Kader ağlarını bazen çok garip biçimde örüyor diye…

Gerçekten öyle…

Adalet Partisi’nin lideri Demirel…

25 yaşındaki o genç kızın…

Buca’ya belediye başkanı olmasını sağlıyor…

Türkiye, o kızı yıllarca…

“Demirel’in kızı” olarak tanıyor, seviyor, bağrına basıyor…

Ancak…

O yüksek mimar Bucalı kız…

16 yıl aralıksız milletvekilliği yapmasına karşın…

Tansu Çiller’in, Necmettin Erbakan’ın ve Mesut Yılmaz’ın başbakanlıklarında…

Bakan oluyor; Türkiye’de parmakla gösteriliyor…

Siyaset’en Türkiye Cumhuriyeti’nde rekorlar kırıyor…

“Cumhuriyet Kadınları” için simge oluyor…

Hala, güzel ülkemin politika arenasına…

Özüyle… Sözüyle… Duruşuyla… Atatürkçü kimliği ile…

Bi’tanecik daha “Işılay Abla” gelmedi…

***

Hafiften uzunca eteği, topuksuz ayakkabıları…

Azıcık sert bir yüz ifadesi…

Ama hep “gülmeye iştahlı” gözler…

Belediye Başkanı iken de aynıydı…

Milletvekili, Bakan olduğunda da değişmedi…

Siyaset arenasında O’nun kadar…

İşsizi “iş sahibi” yapan bir politikacı görmedim…

Hiç abartmıyorum…

40 yılda ekmek sahibi yaptıklarının…

Yeri geldi; çocuklarına bile iş buldu!

Asla siyasi görüş ayrımı yapmadı…

Kendi cebinden okullar hayır mekanları açtı…

Herkes O’nu sevdi, saydı…

***

“Türkiye’nin Işılay Ablası”

Cumhuriyet’in ilk “Kadın Turizm Bakanı”

İzmir’in, Buca’nın gururu…

Işılay Saygın’ı…

İki yıl önce bugün (27 Temmuz) kaybetmiştik…

İki yıl nasıl da geçti?

İzmir’in, Buca’nın “3. Hasret Yılı” bugün başlıyor işte…

Ha’di, Işılay Abla’ya…

Mezar taşındaki özel cümlelerle bi’kez daha rahmet dileyelim:

 

“Haktan aldı gücünü / Halka verdi ömrünü / Çaresizin anası / Gönüllerin lideri / Uygar kız kardeş / Başkan, bakan, diplomat / Halk ve hak insanı… / Mimar Işılay Saygın’ın ruhu şad olsun…”

Nokta!

Sonsöz: “Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar! / Hz. Mevlana…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/ben-demirel-in-kiziyim-insan-babasina-ihanet-eder-mi/16223