Sosyal medyanın güç odakları
Filiz SEZER

Dünyanın bütün rutinlerini, kutlamalarını, düğünlerini, cenazelerini, topluca yapılan bütün merasimlerini alt üst eden pandemi dönemini yoğun aşılama programlarıyla aşabileceğimiz ümidindeyiz. Tünelin ucundaki ışığın ilk müjdecisi gibi görünen ve bu süreçte yapılan en büyük organizasyonlardan biri olan FIFA 2020 nihayet başladı. Kısıtlamalarla da olsa sevincin, üzüntünün, heyecanın hep birlikte yaşandığı, sahada ve tribünde binlerce kişinin tek yürek olabildiği bir organizasyonu ekranlardan seyretmek bile çok iyi geliyor. Geçtiğimiz Pazartesi, Portekiz-Macaristan maçı öncesinde sosyal medyada en çok takip edilen ve dünyanın en başarılı futbolcularından biri olan Cristiano Ronaldo yaptığı bir basın toplantısında, turnuvanın ana sponsorlarından birinin gazlı içeceğini kenara koyarak "su için" dedi ve bunun ardından firmanın hisseleri yüzde 1,6 düşerek 4 milyar dolar değer kaybetti. Ben bu yazıyı yazarken hisseler tekrar değer kazanmaya başlamışsa da halen eski seviyesine dönebilmiş değildi.

Ronaldo’ nun bu hareketi, yaptığı açıklamalarla ekonomik anlamda büyük değişiklikler yaratan bir başka ismi akıllara getiriyor. Artık sözlere bile ihtiyaç duymayan Elon Musk emojilerden oluşan bir tivitiyle farklı coin (kripto para) değerlerini düşürüp yükseltebiliyor ve bu esnada birileri ciddi zarara uğrarken kim bilir hangileri zengin olabiliyor. Yakın bir zamanda, ürettiği Tesla elektrikli araçlarını önce bitcoin ile satmaya karar veren Musk, çevreci bir aracın, üretilirken fosil yakıt tüketen bir para birimiyle satılmasına yönelik yapılan eleştiriler sonrasında kararını değiştirdi ve böylece kripto paranın değerinin sert bir düşüş yaşamasına neden oldu. Bu arada nasıl olduysa birden çevreci kimliğine bürünen ünlü iş insanı kripto paraya inancını korumasına rağmen enerji tüketimiyle ilgili endişelerini paylaşmaya ve kırık kalp emojili tivitiyle değer kaybını körüklemeye devam etti. Diğer yandan ise kurduğu uzay firması SpaceX’in bundan böyle ödemeleri bir başka kripto para birimi olan Dogecoin ile alacağını duyurdu (dogecoin’in üretilirken daha az elektrik tükettiği söyleniyor). BBC’ de yer alan habere göre SpaceX Ticari Satış Müdür Yardımcısı Tom Ochiner de Doge-1 uydusunun Ay'a gönderilmesinin, "kripto paranın Dünya'nın yörüngesinin ötesine geçmesini sağlayacağını ve gezegenler arası ticaretin önünü açacağını" duyurdu. Gezegenler ötesi ticarete kafa yoran Silikon Vadisinin altın çocukları belki de biz sıradan fanileri bu gezegende kendi haline bırakır ümidiyle bu habere oldukça sevindim. Öyle ki Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un aya gideceği üzerine açılan, git ama sakın geri gelme kampanyasının bir neferine dönüştüm. Belli mi olur, bakarsınız giderken Elon Musk’ı da yanına alır.

Kripto para borsalarındaki Twitter üzerinden yapılan bu manipülatif hareketler elbette pek çok kişinin tepkisine yol açıyor. Bir grup, StopElon (Elon’ı durdur) isimli yeni bir kripto para birimini piyasaya sürerek yatırımcıları Elon Musk’ın yarattığı tehlikelerden koruma sözü veriyor. Diğer yandan ünlü hacker grubu Anonymous da şımarık bir milyarder olarak tanımladığı Musk’ ın foyalarını ortaya dökmekle tehdit ediyor. Ünlü milyarder ise şimdilik bunlarla Twitter hesabında dalga geçiyor.

Reel veya kripto para borsalarında yaşanan bu değer değişimlerinin yanında, toplulukların sosyal medya üzerinden kısacık bir tivit ile bu kadar kolay manipüle edilmesinin farklı tehlikeli yanları da var kuşkusuz. Herkesin düşüncesini özgürce ifade edebileceği bir mecra olarak gördüğümüz sosyal medyada kirli ve yanlış bilginin kolayca yayılması dışında şiddeti öneren paylaşımlara da şahit oluyoruz. Sosyal medya kuruluşları ise bu konuda önlem alırken oldukça kişisel tercihlerde bulunabiliyorlar. En son olarak Hindistan’da muhalefetin sesinin kısılması, Filistin’deki İsrail karşıtı paylaşımların silinmesi gibi yapılan büyük yanlışlar karşısında gelen geç özürler durumu kurtarmaya yetmiyor. Düşünün ki ABD’nin son başkanı Donald Trump’ın Twitter hesabı halen kapalı. Lepiska saçlı başkanın söyledikleri hoşunuza gitmeyebilir ancak geçtiğimiz dönemde seçmenlerin çoğunun oyunu almış, dünyanın en etkili insanlarından birinin hesabının kapalı tutulması ancak Twitter’ın keyfi tavrıyla açıklanabilir ki bu keyfiyetin kime, ne zaman, ne şekilde uygulanacağını hiç bilemeyiz.

Sosyal medya üzerinden tüm dünyayı böylesine sürükleyen güçlerin -bireysel olarak Ronaldo veya Musk gibi kişilerin veya Twitter yönetimi gibi belli elit kesimlerin- etkisi arttıkça belli bir politik söyleme sahip olan siyasi partiler veya bir amaç için kurulmuş Sivil Toplum Kuruluşlarının etkisinin ne şekilde değiştiğinin detaylı incelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu gruplar her ne kadar sosyal medya üzerinden ulaşılabilirliklerini arttırıyor gibi görünseler de etkinliklerinin sözünü ettiğimiz yönlendirmeler karşısındaki pozisyonu eskisi kadar güçlü olmayabilir.  

Tartışma kültürünün yok olduğu, bir dövüş kulübünde boksör tutar gibi iki ayrı kutupta yapılan kavgada uzlaşmanın giderek imkânsız hale geldiği bir noktada ayrıcalıklı bir grup için değil bütün tüm toplum için iyi olana ulaşmak üzere birlikte hareket etmenin, kolektif aklın, toplumsal sağduyunun önemine daha çok sahip çıkmak gerekiyor. Örgüt sözcüğünün dahi olumsuz anlam uyandırdığı bir coğrafyada bunu başarmak oldukça zor olsa da belli güç odakları tarafından önümüze konan payın sorgulanması gerekliliğini ve adil ve özgür bir yaşam için sessiz çoğunluğun bir aradalığının yaratacağı büyük etkiyi tekrar hatırlatmak gerekiyor. Birliktelik sadece tribünde değil, haksızlıklara karşı dayanışmada da büyük fark yaratıyor.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/sosyal-medyanin-guc-odaklari/16114