Gündüz denetleme, geceleri kirletme!
Muhittin AKBEL

Türk siyasetinde en uzun süre bakanlık yapan isimlerden biridir, Prof. Dr. Veysel Eroğlu....

Bir dönem İzmir'in vekili oldu.

Bakanlığının ismi sık sık değişmiş olsa da Çevre ve Orman bakanımızdı.

Marmara'daki müsilajla ilgili yaptığı açıklaması, samimi itiraf gibiydi adeta...

Bugün, TBMM'de Küresel İklim Değişikliği ve Kuraklıkla Mücadele Araştırma Komisyonu Bakanı olan Eroğlu, bazı fabrikaların atıklarını gece bıraktığını iddia etmekle kalmadı, şunları söyledi:

"Bazı sanayi kuruluşları, atıksu tesisini kurdu ama enerji maliyeti yüksek diye çalıştırılmıyor. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimlerini artırdı. Ama denetimler gündüz yapılıyor. Gece bütün atık sular derelere bırakılıyor."

Bu sözlerden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birimlerinin, sadece gündüzleri denetim yaptığı, akşamları denetlemeye çıkmadığı anlaşılıyor.

Neden?

Çünkü orada çalışan insanlar memur.

Mesaisi bitince, evine gidiyor!

Peki o memurları çalıştırmak, kimin görevi?

Elbette bakanlığın...

***

İzmir'de, Ege kıyılarında şükürler olsun ki, denizlerimizde müsilaj falan yok.

Fakat çok ciddi seviyede hava kirliliği var.

Eroğlu'nun açıklamaları, aklımıza Aliağa'daki kirliliği düşürdü.

Aliağa'daki termik santral, demir çelik fabrikaları ve Petkim'in bacaları sabah akşam tütüyor.

Acaba oralarda hava kirliliğini engellemek üzere kurulan filtreler, ne kadar çalıştırılıyor?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı ekipler, buralarda ciddi denetimler yapıyor mu, yapabiliyor mu?

***

Senelerdir, o bölgede yaşayan insanların imdat çığlıklarını duyuyoruz.

Kanserden ölümlerin her yıl artarak devam ettiğini...

Kanser dışında ölümlerin tamamına yakınının trafik kazası sonucu olduğunu hep duyarım.

Yine o yörenin insanları der ki:

"Aliağa'da bulunan ve bacalarından zehir püskürten tesisler, gündüz denetleme olabilir kaygısıyla filtreleri çalıştırırlar.

Denetlemenin olmadığı saat ve gün dilimlerine girildiğinde, bacalardan buram buram zehir saçarlar."

Demek ki...

Marmara'ya akıtılan fabrikaların kirliliğini akşamları denetleyemeyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aliağa'daki tesisleri de denetleyememiş!

***

CHP'li Foça ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclis üyesi, çevreci Hakan Barçın, o bölgede yaşayan bir siyasi olarak, yukarıdaki iddiaların hepsini doğruladı.

Ayrıca şunları söyledi:

"Bizim o tesislerde böyle bir tespit yapma imkanımız yok.

Fakat mesai saatleri içinde bazılarının filtreleri çalıştırdığını, onun dışındaki saatlerde enerji sarfiyatını düşürmek amacıyla çalıştırmadığını bizler de duyuyoruz.

Dahası, rüzgarın durumuna göre de çalıştırmazlarmış!

Yani, lodos varsa, çalıştırıyorlarmış! Fakat poyraz esiyorsa, çalıştırmıyorlarmış, çünkü poyraz, sert estiği için kirliliği göstermezmiş.

Sadece akşamları değil, hafta sonları da çalıştırmadıklarını, çok farklı kesimlerden ben de duydum.

O tesislere yakın noktalarda yaşayan insanlar, kirliliğin gözle görülür biçimde belirgin olduğunu görürler, yaşarlar."

***

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Helil İnay Kınay da bölgeden bu konuda çok şikayet geldiğine dikkat çekerek şöyle dedi:

"Aliağa'daki tesislerin denetimiyle ilgili olarak vatandaşlardan çok şikayet geliyor. Denetimin olmadığı saatlerde kaçak deşarj gibi şeylerin olduğu ifade ediliyor. Bakanlık ise bacalarda emisyon kirleticiler için sürekli ölçüm istasyonları olduğunu belirtiyor ancak süreç ne kadar sağlıklı yürütülüyor, kaç tesiste sürekli ölçüm yapılıyor, bunu bilemiyoruz."

***

Foça Çevre ve Kültür Platformu Sözcüsü (FOÇEP) Bahadır Doğutürk'ten dinlediklerim daha da acı verici...

"Nasılsınız, iyi misiniz?" diye hal hatır sordum.

"Bu bölgede yaşayan, zehir soluyan biri olarak, ne kadar iyi olabilirim ki!" dedi.

Doğutürk, FOÇEP olarak filtrelerin geceleri çalıştırılmadığına dair bir resmi tespitlerinin söz konusu olmadığını, ancak geceleri çok ağır kokulara maruz kaldıklarını ifade etti.

İsterseniz sözü Doğutürk'e bırakalım:

"Hava kalitesi ölçümleri yapılıyor Çevre Bakanlığı'nca... Aliağa, Yeni Foça, Bozköy, Menemen verileri, 2006'dan beri yayınlanmıyor. Yazılım sorunu varmış! Türkiye'de hava kirliliği eşiklerinin aşıldığı üç yer var; Dilovası, İskenderun ve Aliağa. Aliağa'yı kirleten çok tesis var. Gemi söküm bile var. Sanayi tesislerinin kontrol altında tutulması imkansız gibi. Bazıları siyasi iktidarın gücünü de aşıyor. Çünkü şirketler çok büyük, devletlerarası ortaklıkla kurulmuş şirketler bile var. Devlet, o tesislere bir şey yapamıyorsa, biz nasıl yapabiliriz ki.. Gerçeği ortaya çıkaracak kurum, Çevre Bakanlığı'dır."

***

Kömürlü termik santraldan bilirkişi heyetine baca tozu numunesi bile aldırmadıklarını anlattı Bahadır Doğutürk...

Rüzgar kanallarıyla Aliağa'daki kirliliğin, ta İzmir'e kadar taşındığını hatırlattı.

Horozgediği köyündeki verilerin, dünya ölçeğinde ölçülebileen en yüksek konsantrasyona rastlandığına işaret etti.

Ve şu cümlesi kayda değer, Bahadır Bey'in:

"Burada hiç tartışmasız bir kirlilik var. Fakat Afrika'dan gelen çöl tozuna inanıyoruz da Aliağa'daki kirliliğin varlığına, Aliağa'daki bacalardan çıkan partiküllerin yakın çevresine, İzmir'e gittiğine inanmıyoruz. Akıl alacak gibi değil!"

***

Artık devletin kurumları çevresel sorunlarla ilgili üzerine düşeni yapmalı.

Geceleri de denetleme yapmak mı gerekiyor?

Yapmalı!..

Ekipler yetersizse, yeterli hale getirilmeli.

Gündüz denetleme, geceleri kirletme dönemine son verilmeli.

Hem Marmara hem de Aliağa'da...

Eski bakanın itiraf gibi açıklamaları, bugünkü bakanı harekete geçirmeli.

Hemen... Bu gece...



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/gunduz-denetleme-geceleri-kirletme/16102