15 Temmuz kalkışmasından sonra kendi aralarında konuştular ve şöyle bir karar aldılar:

"Bunlar bizim çocuklarımızı alıyorlar, beyinlerini yıkayıp yoldan çıkarıyorlar. Biz de çocuklarımıza sahip çıkalım!"

Bu anafikirden yola çıkarak, Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı'nı kurdular.

Dediler ki:

Doktor olsun; vatana, millete hayırlı bir hekim olarak hizmet versin.

Öğretmen olsun; Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıksın, gençlere bu değerleri kazandırsın.

Hukukçu olsun; adalet dağıtsın.

Bu düşünceler çerçevesinde sadece tıp, eğitim ve hukuk fakültesi öğrencilerine burs vermeyi kararlaştırdılar.

***

Beş yıl önce yola çıktıklarında 5 öğrenciye burs verebilen Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı, bugün 40 öğrenciye burs desteği sağlıyor.

Öğrenciler, bu burstan eğitim hayatlarının sonuna kadar yararlanıyor.

Sadece burs vermekle yetinmiyor vakıf; alışılagelmişin dışında farkındalık yaratacak destekler de sağlıyor.

Mesela...

Vakıf üyeleri, öğrencilerin kişisel sorunlarıyla bire bir ilgileniyor.

Kız öğrencilere pozitif ayrımcılık yapıldığını baştan belirtelim.

Burs dışında her zaman öğrencilerin yanında duruyorlar.

Bir öğrenci trafik kazası geçirmiş, şu anda tedavi görüyor.

Vakfın hukukçuları, kazazede öğrenciye hukuki destek sağlamış durumda.

Tedavisini, yine vakıf yaptırıyor.

Öğrenciler sahipsiz olmadıklarını, arkalarında Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı gibi bir gücün olduğunu biliyorlar.

Burs alan öğrencilerin çoğu İzmir dışından gelmiş.

Dolayısıyla pek çoğu, sosyal etkinliklerden uzak kalmış.

Pandemi başlamadan önce, bu eksikliği gidermek için vakıf yöneticileri, onları operaya, basketbol maçına, tiyatroya, sinemaya götürmüştü.

Vakfın sinema kulübü var mesela, her ay bir film seçiliyor, o film üzerine online ortamda söyleşi yapılıyor.

Kitap kulübü var; her ay 40 öğrenciye, özel olarak seçilmiş bir kitap hediye ediliyor.

Bir ay sonra o kitap üzerine değerlendirmeler yapılıyor, fikirler havada uçuşuyor.

***

Pandemi nedeniyle yüz yüze eğitimler yapılamıyor ama vakıf yönetimi bu soruna da çözüm bulmuş.

Online üzerinden eğitim veren bir şirketle anlaşarak, bursiyerlere ücretsiz online hizmet veriyor.

Algı yönetimi, kriz yönetimi, iletişimin beş anahtarı, hastalıkta sağlıkta iletişim gibi konular işleniyor.

40 öğrencinin ortak bir talebi olmuş mesela...

Yabancı dil öğrenmek istemişler.

Fakat pandemi şartlarında kurslar kapalı.

Kurslar açık olsa ne fark eder ki...

Çocukların ceplerinde kursa verecek para yok!

Vakıf, bu sorunu da çözmüş.

İngiltere merkezli bir dil eğitim şirketle anlaşma yaparak, 40 öğrenciye her seviyede İngilizce eğitim verilmesini sağlamış.

Amaç; tam donanımlı, bilgili, Atatürkçü, Cumhuriyet sevdalısı, insanlığa faydalı gençler yetiştirmek.

Vakıf; tam da bu noktada, pırlanta gibi gençleri daha değerli kılacak eğitimlerle, etkinliklerle geleceğe hazırlıyor.Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Apak, tüm kurucu arkadaşları ve 11 kişilik yönetim kurulu adına, tüm bu gelişmelerden, yapılan çalışmalardan gurur duyduğunu söyledi.

Daha çok öğrenciye burs vermek yerine, belli sayıda olsun, yetiştirdikleri çocuklar nitelikli olsun, düşüncesini benimsediklerini dile getirdi.

"Burs dönemi bittiğinde, Atlas'ı unutmasınlar, aidiyet duygusuyla onlar da Atlas'a hizmet etsinler, istiyoruz. Bugün kendilerinin aldığı bu hizmetleri, yarın iş güç sahibi olduklarında, kardeşlerine yapsınlar, istiyoruz" diyor Mustafa başkan  ve devam etti:

"Öyle donanımlı gençler yetiştirelim ki...

İş başvurusuna gittiklerinde, Atlas Vakfı öyle güzel çocuklar yetiştirmiş ki... Helal olsun, desinler.

Atlas'ın çatısı altında yetişen gençlerimiz, ileride iş ararken, ayrıcalıklı olsun."

***

Bu Türkiye, ne vakıflar gördü.

Pek çoğu güzellikleriyle değil, ihanetleriyle, yanlışlarıyla, çirkinlikleriyle anıldı.

Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı ise işte bu noktada diğerlerinden farkını ortaya koyuyor.

Gençlerimize sahip çıkan...

Onlara sadece burs verip "Ne halin varsa gör" demeyen...

Tam aksine, onların her türlü problemiyle, onların eğitimine dair her şeyiyle ilgilenen Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı'nın yöneticileri, ayakta alkışlanmayı hak ediyor.

İyi ki varsınız.

Umarım ve dilerim ki, kötü amaçlara hizmet edenlere örnek olursunuz.