İlerleyen ve gelişen insanlığın ahvali
Tayfun MARO

Hükümet,17 gün tam kapanma ilan etti. Kapanmaya üç gün kala, şehrin güney ve kuzey istikametinde yol alan araba konvoyları hiç durmadı. Akın akın yazlıklarına gittiler. Uygarlığın modern temsilcileri, olay mahallini terk etti.

Yoksullar ise, olay mahallinde, başına gelecekleri bekliyor.

Şehri, yazlıkları ve kışlıklarıyla betonlaştıran, arabalarıyla otoparka çeviren burjuvalar ve küçük burjuvalar çekip gittiler.

Neden kaçıyorlar?

Çünkü modern hayatı tabiat artık taşıyamıyor; “Buraya kadar!” dedi. Sağlıkta kriz, iklimde kriz, ekonomide kriz… Sadece sistem teklemiyor, uygarlık da duvara dayandı. Virüs, insanlığın üstündeki lanetin sadece bir veçhesi.

Uygarlığın sanayi çağında, modern toplumların konfor ve fasilite kavramlarını tüketim kültürüne katmaları sonucu, geçen yüzyılda, ihtiyaçlar hiyerarşisi altüst oldu. Çığırından çıkan tüketim ihtiyacı fetişizmle hemhal, piyasaları delirtti.

Olmak yerine sahip olmayı hayatın merkezine koyan modern insan, tüketimin kendisini ihtiyaç olarak algılamaya başladı. Ve tüketerek var olmayı öğrendi. Veya tükete tükete yok olmayı…

Peki, varsılların terk etmekte oldukları olay mahallinde neler oluyor?

Yoksulluk derinleşiyor. Açlık rengini göstermeye başladı, açların dünyası sararıyor. Çaresizliğiyle baş edemeyenler intihar ediyor. Hastaneler dolu, sağlık satın alamayanlar ölüyor.

Yoksulların sokağında salgın var, evinde açlık…

Devlet, meydanlarda eylem yapıp evlerine dönen solcuları çok arayacak; İsyan, sokakta kendi halinde yürüyen insanların otoriteye itirazlarıyla uç vermeye başladı. İdeoloji falan yok. “Yeter!” haykırışının varyasyonları var.

Açlığın kol gezdiği sokaklar isyan kokuyor; her türlü politik kaygıdan azade…

Gelişmiş modern toplumun aydın bireyleri olay mahallinden çoktan uzaklaştı.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/ilerleyen-ve-gelisen-insanligin-ahvali/15961