Bir efsaneydi 'Erkek Fatma'
Mehmet KARABEL

Yeşilçam dedin mi…

Efsane “Dört Yapraklı Yonca”nın…

Yaşça en kocamanı…

Dört ay önce 78’ine bastı…

Ufak tefek şikayetleri olsa da…

Hala “dipçik” gibi…

Bırakın, büyük anne tiplemelerini filan…

Aslanlar gibi “Hanım Ağa” rollerinin bile üstesinden gelir…

Üstelik beş sezon oynat; gık’ı çıkmaz…

12 yaşında…

Kamera karışına geçmenin…

Dayanılmaz cazibesidir bu…

***

İstanbul’da açtı boncuk mavisi gözlerini dünyaya…

Babası dalgıç, annesi ev hanımıydı…

Sultanahmet’in en güzel kızlarından biriydi…

Ailenin geçimini sağlamak için…

Ortaokul’da eğitimi bıraktı…

12 yaşında ya var ya yoktu…

Akşam babasının karşısına geçti…

Hiç ev eleyip, gevelemeden…

“Baba ben artist olmak istiyorum…” dedi…

Babasının cevabını, bugün bile unutamıyor:

“Ne b.k olursan ol ama adam gibi ol…”

Annesiyle birlikte figüranlık yapmaya başladı…

Komşularından bazıları…

“Ana-kız filmlere gidiyor, kızını şıllık yapacak!” diye konuşmaya başladılar…

Oysa…

O maviş kızın tek derdi eve ekmek götürmekti…

İlk filmde barda oturan kızı oynadı…

Eline 2.5 lira tutuşturdular…

Birkaç yıl sonra figüranlık bitti; artistlik başladı…

Artık film başına 1000 lira alıyordu…

O parayı annesine verdi…

Sadece iki şey istedi anacağından…

Gözlerinin renginde bir bluz ve bir kilo muz…

O güne kadar hiç tatmamıştı…

İlk kez 14 yaşında midesine muz girdi!

***

Kamera O’nu pek sevdi; O da Yeşilçam’ı…

Üstlendiği her rolün hakkını verdi…

Çok güzel bir kızdı ama…

Sert ve mağrur bakışları vardı…

Haksızlıkların hep karşısında oldu…

Sözünü esirgemeyen bir yapısı vardı…

Ne olduysa, “Belalı Torun” filminde oldu…

Bir erkeği canlandırdığı için saçlarını kısacık kestirmişti…

Gerçek hayatında olduğu gibi…

Dobra dobraydı…

Sözünün eriydi ve haksızlığa tahammül edemiyordu…

O gün, bugündür…

O’nu Yeşilçam’da anarken hep “Erkek Fato” dediler…

***

Taaa, o figüran olduğu günlerde…

Bir futbolcu girdi hayatına…

Altay’ın efsane kalecisi Varol Ürkmez ile…

Gencecik yaşta fırtınalı bir aşk yaşadı…

***

Ama, kaderinde…

Bir başka eski futbolcu, yapımcı ve yönetmen vardı…

O’nun adı da Memduh Ün’dü ve…

Araya…

Müzisyen Durul Gence ile yaşadığı kısa süreli nişan dışında…

Kimseler girmedi…

Film gibi bir aşk yaşadı Memduh Ün ile…

Taaa, altı yıl önce, hayat arkadaşı vefat edinceye kadar…

Tam 59 yıl…

***

Yeşiçam’da 1960’lı yıllarda tutunmak o kadar kolay değildi…

Yönetmen, “Ağla…” diyecek…

Şıpır şıpır ağlayacaksın…

“Şehvetli öpüş…” diyecek; gözünü kapatıp dediğini yapacaksın…

İşte, “Erkek Fatma” o günleri…

Şu sözlerle bugünlere taşıyor:

O zamanlar beyaz perdede olmak, sevdiğin biri elinden tutmuş gibi bir his verirdi…”

Oleyyy!

***

200’den fazla film çevirdi…

Köy temalı filmlerin de vazgeçilmez oyuncusu oldu…

“Kanlı Nigar” ve “Yılanların Öcü” filmlerindeki rollerde…

Tek kelime ile efsaneleşti…

Hep “korkusuz kadın” tipini oynadı…

Milyonlarca hayranı oldu…

Dede… Baba… Oğul…

Tam üç nesil O’nu alkışladı…

***

Birbirine yakın üç ameliyat geçirdi…

Ayağına protez takıldı…

Beyin ameliyatı bile oldu…

Tamamen iyileşemedi ama, şükür hasar da kalmadı…

***

Yeşilçam’de bir setten diğerine koşarken…

“Siyaset yapacağım…” demeye başladı…

Üstelik, gözünü İstanbul Şişli Belediye Başkanlığı’na dikti…

32 yıl önce…

Sosyaldemokrat Halkçı Parti rozetiyle yerel seçimde aday oldu…

Kazandı…

Şişli Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu…

Görev süresi doldu; siyaseti bıraktı…

1994 yılında Şişli’nin Reisliği’ne veda ederken şöyle diyordu:

“Bu görev kadınlara yakışıyor…”

Belediye Başkanı olarak imzaladığı her belgenin…

Tek tek fotokopilerini saklamasıyla tarihe geçti…

***

Dürüst, samimi, fedakar, aşka ve gurura inanan kadın rollerinde…

Eline kimse su dökemedi…

Yıllarca şarkıcılık yaptı; sahnede devleşti…

Hep şunu söylüyor hala:

“Sinemada şöhret, sahnede para kazandım…”

70’li yıllarda reklam filmlerinde bile oynadı…

İlerleyen yaşına rağmen TV dizilerinde büyük ilgi görüyordu…

***

20 yıl önce…

İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde onur ödülüne layık görüldü…

Her gün, aksatmadan…

Diğer üç yapraklı yonca ile…

(Türkan Şoray… Filiz Akın… Hülya Koçyiğit)

Bol bol konuşuyor…

Arada bir mutlaka buluşuyorlar…

***

Annesi Münevver Hanım ise kıymetlisi…

99 yaşında…

***

Bitiriyoruz…

Bu hikayenin kahramanı…

Sinemaya ömrünü adayan Fatma Girik’tir…

1954’te “İstiklal Uğrunda” filmiyle başladığı sinema kariyerine…

Sekiz yıl önce TV dizisi “Babalar ve Evlatlar” ile…

Nokta koymuş gibi görünse de…

Hala…

“Kamera” derken gözleri ışıldıyor…

Bıraksanız…

78 yaşına rağmen…

Bodrum’dan kanatlanıp, film setlerine uçacak…

Nokta…

Sonsöz: “Dediler ki, gözden ırak olan gönülden de ırak olur… Dedim ki, gönüle giren gözden ırak olsa ne olur? / Hz. Mevlana…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/bir-efsaneydi-erkek-fatma-/15704