Bu hiddet niye?
Metin ÖNEY

Seçimler demokratik rejimin bayram günleridir.

Düğünleridir.

Şölenleridir.

Seçim, demokratik rejimin “her şeyi” değildir ama çok önemli bir kurumudur.

Yıkıcı üslup ülkeyi böler.

Yurttaşları birbirine düşürür.

Ne demiş tam 750 sene önce ozanların ozanı Yunus Emre?

“Söz ola kese savaşı,

Söz ola kestire başı.

Söz ola ağulu aşı,

Yağ ile bal ede bir söz…”

Ciltler dolusu kitap yazılsa bu dörtlüğün verdiği mesajı veremez.

Bu kadar mı?

Hayır.

Şeyh Edebali, Osman Bey’e ne diyor ?

“Öfke bize, uysallık sana,

Bölmek bize, bütünlemek sana…”

Ya şu atasözü?

“Malından emin olan bağırarak satmaz…”

Siz hiç dükkanının önünde bağıran kuyumcu gördünüz mü?

İktidarın birinci görevi “bütünleştirici, yatıştırıcı” olmaktır.

“Seçime mi savaşa mı gidiyoruz?” sorusu hiçbir yurttaşın kafasından geçmemelidir. Hatta zaman zaman muhalefet hırçınlaşabilir. Eleştiride dozu kaçırabilir ancak iktidar tam tersine “sakinleştirici” olmalıdır. İçinde bulunduğumuz tabloya bakınca, muhalefetin gerekli sertliği göstermediği için yapılan eleştirilere rağmen çok daha süreci sükunetle sürdürdüğü görülmektedir.

Çok bilinen bir hikayedir.

Tekrarda fayda vardır:

Hz. Süleyman’ın huzuruna iki kadın gelir. Her ikisi de bağırıp çağırarak “bir küçük çocuğun annesi olduklarını” iddia etmektedirler. Hz. Süleyman dinler, düşünür ve kadınları anlaştıramayacağını anlar ve kararını açıklar:

“Madem ki anlaşmıyorsunuz çocuğu ikiye böleceğim, yarısı birinizin diğer yarısı da diğerinizin olacak…” der…

Kadınlardan biri itiraz ederek, “Ben iddiamdan vazgeçiyorum, çocuk ikiye bölünmesin…” der… Bu kadının, çocuğun gerçek annesi olduğu anlaşılır.

Şimdi:

İktidar bağırmadan, çağırmadan, bölmeden, birbirine düşürmeden seçime sağlıkla ve huzur içinde varmamızı sağlamakla görevlidir.

Hiddetten “particiler” memnun olabilir. Ancak “partici olmayan” milyonlarca yurttaş öfke selinden ciddi boyutlarda rahatsızdır. Nereden biliyoruz? Artık TV kanallarından haber izleyen, ben de dahil çok çok azaldı… Bunu çeşitli şekillerde dile getiriyorlar.

Takınılan tutum ve davranış, yurttaşların kafasın da bir başka soruya da yol açmaktadır.

Şöyle ki:

“Acaba seçim yapılmayacak mı?”

“Bunun ön hazırlıkları mı yapılıyor?” gibi asla olmayacak ve fakat yaşanılan olaylar sebebi ile düşünmeye yol açan sorulara da sebebiyet vermektedir.

Sonuç olarak:

“Keskin sirke kabına zarar verir!” atasözünden hareketle iktidar veya muhalefet, kim olursa olsun herkesi sessizliğe, sakinliğe davet ediyorum.

En büyük dileğimiz, seçimlerin huzur içinde ve hukuka uygun bir biçimde yapılması ve milli iradenin hakkıyla tecelli etmesidir…



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/bu-hiddet-niye/13046