Bağa girdim bağ budanmış!
Adnan SÖKMEN

Ülkemiz, dünyada bağ arazisi yönünden 4’üncü, yaş üzüm üretimi yönünden İtalya, Fransa, ABD ve İspanya’nın ardından 5’inci sırada!..

Türkiye’deki başlıca bağ alanlarının zirvesinde Ege yer alıyor... 

Denizli, Manisa ve İzmir, bölgenin bağcılıktaki lokomotif illeri...

Daha da güzeli, Ege'nin bağcılık için en elverişli iklim kuşağında olması...

Türkiye'de, Karadeniz sahilleri ve Doğu Anadolu’nun kuzey bölümleri hariç birçok yörede üzüm yetişiyor... 

Bu verimli ve olumlu tablonun dramatik tarafı ise, Türkiye’de üretilen yaş üzümün sadece yüzde 2’sinin şarap üretiminde değerlendirilmesi!..

Bu yüzde 2'nin ne anlama geldiğini, daha doğrusu "anlamsızlığını" diğer ülkelerdeki rakamlara bakarak görebiliriz...

Örneğin, Fransa’da üretilen üzümün yüzde 97’si, İspanya’da yüzde 90’ı, İtalya’da yüzde 92’si şarap haline getiriliyor!..

Tabii bunda tüketim de önemli rol  oynuyor!..

Mesela Fransa’da şarap tüketimi kişi başına yılda 50-60 litreyken, Türkiye’de sadece 0.78 litre!.. 

Şimdi diyeceksiniz ki?..

Burası "Müslüman bir ülke, Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz"

Deyin tabii...

Haklısınız da...

Ama elimizde böylesine büyük bir pazar varsa, başka "mahallelerde" niye salyangoz satmayalım!..

Yani bunu dünya şarap piyasasına niye entegre etmeyelim!..

Bakın size dünya şarap pazarının 2015 yılı payını söyleyeyim!..

Tam tamına: 41 milyar dolar!..

Yani bu parayla, 3 milyar dolara mâlolduğu söylenen Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden 13-14 tane falan yapabilirsiniz!..

Ha diyeceksiniz ki; "Kardeşim bütün pazarı biz mi ele geçireceğiz?.. 

Bu nasıl hesap?.."

Bunu da deyin...

Çünkü ben de şunu diyeceğim...

Haklısınız...

Bütün pazarı tabii ki biz ele geçirmeyeceğiz... 

Ama "bağ arazisi büyüklüğü" bizden sadece bir basamak üstte olan Fransa'nın yıllık şarap ihracatı gelirinin "yarısını" ele geçirsek yeter... 

Ne kadar biliyor musunuz o yarısı!..

Yaklaşık 8 milyar Dolar...

Yani yukarıda bahsettiğim köprüden 3 tane!..

Şimdi buraya daha fazla rakamlar yazıp; çıkarıp toplamayayım...

Zaten buna ne benim bilgi birikimim yeter, ne de sizin sabrınız!..

Özetle şunu söylemek istiyorum...

Bağcılık konusunda ülkenin en verimli ve en geniş alanına sahip Ege Bölgesi, niye "şarap üretimine ve ihracatı"na teşvik edilmiyor!..

Neden Manisa'da, Denizli'de, İzmir'de "Bordeaux" gibi ya da "Toscana" gibi bölgeler oluşturulmuyor!..

Hadi bunları da geçtik, "Şirince" gibi bir yer neden parlatılıp "marka"laştırılmıyor!..

Evet maalesef yapılmıyor...

Yapılması da bu kafayla çok zor...

Hatta imkânsız...

O zaman ne yapıyoruz!...

Piste fırlayıp "Ankara'nın bağları, büklüm büklüm yolları" şarkısı eşliğinde göbek atıyoruz...

Ya da takıyoruz arabanın teybine kasedi, "Bağa girdim bağ budanmış, bağa bülbül dadanmış" türküsünü dinliyoruz...

Ne diyeyim...

Bizim bağcılığımız da bu kadar...

Hadiii amaaa...

Oturmaya mı geldiniz, fırlayın piste...



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/baga-girdim-bag-budanmis/11126