Değerleri anlatmak, anmak cümlelere sığmıyor kimi zamanlar... X Yaşama gözünü açmış bir çocuğu... X Şöyle bir görünsen ve paylaşsak neler olup-bittiğini!.. X Örneğin... X Ustam... X Bir sabah bisiklet arkasında kentin ışımaya başlamış sokaklarını geçerek... X Sen... X Bize emanet edilen değerleri yarına taşıyoruz da..
Zora düşüyor insan!
Yaşamı paylaştığın insanı, yaşarken anlatmak başka...
Yitirdiğinde daha bir başka!..
Kaldı ki o senin "yaşam ustan"...
En büyük değerin olunca!..
Hadi anlat bakalım?..
Daha beş yaşında Alsancak yollarında, o simge stada taşıyan...
Salt futbol sevgisi için takım gözetmeksizin tribünlerinde; "bak şimdi Metin Oktay'ı göreceksin" diyen...
İngiliz Nevzat, Kaynana Gürsel, Buldozer Fevzi'yi izletmekle birlikte...
İzmirspor deyince söz ettirmeyen...
Ve her daim "Eşrefpaşa demek İzmirspor demek" söylemiyle taraftarlığını pekiştiren sen!..
Yaşam ustam!..
İzmirspor'u konuşabilsek; sen kızmadan!..
O zenginliğin artık bir şey getirmediğini...
Senin lacivert-beyaz renklerinin solduğunu..
Konuşabilsek!..
Sana geçmişte olduğu gibi, üç-beş yöneticinin bir hiç uğruna "İzmirsporunu" ne hale düşürdüğünün bir dökümünü yapabilsem!..
Bıyık altından güler, bir de eleştirirdin:
"İzmirspor'a laf söyleme..."
Oysa sen de kızıyordun Cavit Ölçer'den sonra yapılanlara!..
Şu İzmir çukurunda nereye el atsan boş, nereden ses beklesen bir hoş oluyorsun!..
Anlayacağın o eski İzmir değil!..
O dönem ülkemin en büyük basın-yayın organlarından, gazetelerinden birine bıraktığın çocuk...
Şimdi bu satırları sana yazıyor...
Sıcak, içten; bitimsiz sevgi ve özlemle...
O çocuğa yaşama dair ne verdiysen orada kalmadı...
Zenginleşti, büyüyüp paylaşıldı...
Öyle demiştin ya:
"Yaşam sevgiyi paylaştıkça büyür..."
Geleceğe sahip çıkmak adına...
Yaşam kavgamızı sürdürüyoruz usta!..
Yarına dair sana ne söylesem!..
Ben yaşamı seninle sevdim... Zorluklara direnci senden öğrendim.. Direnci, kavgayı da!..
Onurlu mücadele bıraktığın gibi sürecek USTA!..