Büyükşehir Belediyesi ve diğer bağlı kuruluşlarında yapılan atamalar, bir iki bürokratın ağzıyla yapılan atamalardır. Yoksa Kocaoğlu imzalayarak atadığı bu bürokratların (sivrilmiş bir-iki isim dışında) çoğunu tanımaz. CHP’ nin merkez sağa kayması bu atamalara zemin olmuştur, olmaya da devam ediyor. AKP’nin oy kaybı ve Erdoğan sonrası farklı ellerde küçüleceği ümidi ile merkez sağa kayma partinin umudu ve modeli olmuştur. Olası seçimlerde dindar ve muhafazakar oyların CHP’ ye geçmesi beklentileri parti yöneticilerinin ve tabanın kafasını iyice karıştırmıştır. Muhalefet ortakları olarak çıkardıkları Cumhurbaşkanı modeli bunlara harika bir örnektir. Bu aday ile Cumhurbaşkanı seçimlerinde Erdoğan’ın önünü kesecekler, genel seçimlerde de yıpranmış yorulmuş AKP’ nin oylarını alacaklar. Ne güzel hesaplar bunlar. Karşı tarafın eli armut topluyor sanki, onların sizlerden daha güçlü senaryolar yazdığını hemen herkes biliyor. Şimdi gelelim Yusuf Kenan Çakar meselesine. Kendisi AKP’ den istediğini alamamış, küstürülmüş bir siyasetçi. Eşinin daire başkanı yapılması kadar doğru (!) bir şey olamaz. Konyalı Mehmet Aydoğan da bunlardan biri. Her ikisine de Aziz başkan kucak açtı, kaleyi içten vurmak için. Onlar da müthiş bir partiliymiş gibi başkanın yanından ayrılmıyor, doğru veya aykırı tüm görüşlerinin yanında ve desteğinde oluyorlar. Başkaları da var, diğer örnekleri siz verin. Zaman her şeyin ilacıdır, göreceğiz. Daire başkanlığı atamalarında başkanın Özel İdare telaşı ve danıştığı bürokratlarının adamcılık oyunları etkili olduğundan böyle tuhaf durumlar ortaya çıkabiliyor. Oysaki atamalarda tahsil, liyakat, kıdem, ahlaki ölçü, memurun iş ve mevzuat bilgisine bakılmalıdır. Eğer başkanın atadığı bürokratlarda bu kıstaslar varsa, kendisini tebrik ederim. Yoksa başkan bir gün bunları da öğrenir…