Sayın Başkan, yoksa müdüre hanım mı demeliyim?
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.12.2017 tarihli ve E.2017/7015 sayılı kararında, huzur hakkına ilişkin olarak belirtilen koşullar dikkate alındığında özetle “Belediye şirketlerinde yönetim organı üyesi (anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi, limited şirketlerde müdür) olarak görev yapan belediye yöneticileri ve çalışanları ile diğer kişilere, ifa ettikleri görevin karşılığı olarak şirket bütçesinden huzur hakkı ödemesi yapılabilir. Ödemenin yapılıp yapılmayacağına ve yapılacaksa tutarına karar verme yetkisi münhasıran genel kurula aittir. Dolayısıyla, yönetim organı üyeleri kendilerinin ücretini belirleyemeyeceği gibi, belediye başkanı veya belediye meclisi de bu hususta karar almaya yetkili değildir. Yönetim organı üyelerine yapılacak ödemenin tutarı; şirketin, niteliği, büyüklüğü, faaliyet alanı ve faaliyet dönemi içerisindeki ekonomik durumu dikkate alınmak suretiyle makul ölçülerde ve dürüstlük kuralına uygun olarak ve ayrıca söz konusu hak kötüye kullanılmadan belirlenmelidir.” şeklinde belirtilmiştir.
Belediye başkanı kendi işine geldiği gibi yasaları da karıştırarak kendine maaş bağlatmıştır. Bu konunun hele hele belediye meclisiyle hiçbir ilgisi alakası yoktur. Maaş almaya hakkı olsa dahi bu kararı şirket yönetim kurulu alabilir. Belediye meclisinin ve belediye başkanının yetkisi yoktur. Bir hukukçu olarak meclisini de yanıltarak yanlışa sevk ediyor. Ayrıca kararda açıkça belirtildiği “Ücretin miktarı ise şirketin mali yapısı, şirketin bu yöndeki uygulaması, yönetim kurulunun bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olmalıdır.” ibaresine rağmen zarar ettiği bilinen bir şirkette 7500 TL maaş miktarı neye göre belirlenmiştir? Şirketin belediye başkanını müdür olarak atadığı ve maaş miktarının yasal dayanağını belirten yönetim kurulu kararı nerededir?
Ayrıca, belediye başkanı olmuş bir kişinin kendini müdür atayıp maaşını ikiye katlaması ahlaki de değildir (Aynı şekilde öz yeğeni ve üniversite öğrenci olan birinin belediye işletmesine sorumlu olarak görevlendirilmesi de ayrıca bir tartışma konusudur).
Çalışan işçiler mesailerini alamazken, kasada para yokken bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur? Bunun izahı mı olur? Bir de düşünmeden taşınmadan hukukçu kimliğini kullanarak çarpıtma bilgiyle, kişisel çıkarları için halkıyla dalga geçer gibi bir açıklama yapıyor. Kendine inanıp oy verenleri de aldatmış oluyor.
Sayın başkan (müdüre hanım), avukat kimliğinizi sürekli ön plana çıkarmanız yasal boşluklarla usulsüzlüklere kılıf uydurmanız demek ise bu sizin hukuki ama etik olmadığınızı gösterir.
Saygılar.!!!