Yolun sonu mu?

Abone Ol

DEM Parti grubunda atılan Öcalan sloganları gerilimi tırmandırdı. Karşılıklı suçlamalar sürüyor. Ne ki Kürt realitesinin yol açtığı tartışmaların ucu açık.

Tartışmaların ucu açık olmakla birlikte ister kültürel kimlik ister etnisite olarak tanımlayın, her hâlükârda, Kürt etnisitesi artık Türk kimliği altında yaşamak istemiyor.

Sanayi devriminin getirdiklerindendir, üniter devlet. Türkiye Cumhuriyeti, zamanın koşullarında nasıl mümkünse öyle kuruldu. Çağdaş dünyaya entegrasyon böylece mümkün oldu.

Aradan yüzyıl geçti. Bugün, ABD-İsrail-Kürdistan üçgeninde olanlar ibretliktir.

Artık biliyoruz ki Trump’ın dizinin dibinde solculuk yapmak o kadar da yaratıcı değil. Batı güdümlü solcuların maskesi düşeli hayli zaman oluyor. ABD’nintavrı nettir;İster sağcı ister solcu ol, yeter ki kullanışlı ol, benim ol!

Nitekim, Batı’dan icazetli bir akademisyen, “Kürtlerin yaralı hafızası haysiyetini güçlendirirken, beyaz Türklüğün tahakküm ısrarı barışın önündeki en büyük engel.” diyebiliyor. Hemen ardından, 1915 olayları, Rumlara yapılanlar dile getirilmeye başladı. Türklerin azınlıklara yaptığı zulüm… Dünya savaşları ile yeryüzü cehenneme dönmüş, yüz milyona yakın insan ölmüş iken...

Bu cehennemi yaratanlardan hesap sormaya ahlakı ve yüreği yetmeyenler, Rumlar, Ermeniler üzerinden insanlık dersi vermeye kalkışıyor. “Efendilerimiz, böyle buyurdu.” diyemeyeceklerine göre...

Batı’nın ikiyüzlü siyasetine, barış ile perdelediği savaş kışkırtıcılığına aşinayız. Türkiye’de amaçlanan dönüşüm gerçekleşirse parçalanmış Türkiye ve İran ile Ortadoğu cehennemi tam olarak inşa edilmiş olacak.

O zaman, Trump’a Nobel Barış ödülünü gönül rahatlığıyla verebilirler.

Yürüyen gerçek; Kürt etnisitesinin yeni koşullarda yurttaşlık talebi doğru yönetilemezse varacağı yer, net bir ayrışmadır. Bir arada yaşama koşullarını özenle tahrip eden Batı ve yerli çömezlerinin bu ayrışmayı çok istedikleri meçhulümüz değil.Yanı sıra, Türkler de bu ayrışma fikrini benimsemeye başladı, özellikle gençler…

Gerçeğe sırt çevirmek çare değil. Kürt milliyetçiliğinin hedeflediği Kürdistan’ın Kürtlerin hayallerini süslemesi anlaşılabilir bir durumdur. Ama binlerce yıl ıskaladıklarından Türkleri sorumlu tutmaları etik değil.

Bir çağ kapanıyor. Yolun sonuna geldik. Belirsizliğin hayatı kuşattığı zamanlardayız.

Ve yeryüzünün efendileri çok kötü…