Başkan Pekdaş’tan 4 yılın özeti: Çelme takmaya çalışanlar oldu, polemiğe zamanımız yoktu!
Başkan Pekdaş’tan 4 yılın özeti: Çelme takmaya çalışanlar oldu, polemiğe zamanımız yoktu!
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde göreve geldiği günden bugüne hayata geçirdiği çalışmaları anlatırken, “Çelme takmaya çalışanlar oldu biz yürüme kararlılığındaydık. Bizim polemiğe ayıracak vaktimiz yoktu” dedi.
4 Nisan 2018 Çarşamba  11:13

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, görevde olduğu 4 yılda ilçesinde gerçekleştirdiği proje, yatırım ve faaliyetleri anlattı.

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen basın buluşmasında Belediye Başkanı Pekdaş ve belediyenin icraatlarını içeren bir video gösterimi yapıldı.

YEREL YÖNETİMLER DEMOKRASİDEN UZAKLAŞTI
Başkan Pekdaş yaptığı konuşmada tamamlanan ve sürdürülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Pekdaş, “Yaptıklarımızın bir kısmı vardı bu filmde. Hepsini tekrar tekrar anlatmak istemiyorum. Bugün başka şeylerden söz etmek istiyorum.  Benim 4 yıl önce Konak Belediye Başkanı olarak göreve başladığım tarih başka bir şeyi de barındırıyor. Türkiye’de cumhuriyetin belediye kanunu 3 Nisan’da kabul edildi. Türkiye’nin gördüğü en iyi yerel yönetim yasalarından biriydi o. Daha sonra bütünşehir ve büyükşehir yasaları çıktı. Yerel yönetimler demokrasiden uzaklaştı. Oysa biz biliyoruz ki yerel yönetimlerin güçlenmesiyle demokrasi gelir” dedi.

HATA PAYLARINDAN BİRİ OLMA ONURUNU YAŞIYORUM
“Cumhuriyet bir kadın devrimi olarak kuruldu, hukuk devrimi olarak güçlendi ve var oldu” diyen Pekdaş, kadınların temsili noktasında önemli rakamlar verdi. Pekdaş, “Cumhuriyet kadınlara tüm dünyadan önce seçme ve seçilme hakkını vermişti. Geldiğimiz durum nedir? 31 bin belediye başkanı seçmişiz. 119 tanesi kadın. Biz kadınlar olarak yokluğumuzu temsil etmişiz yerel yönetimlerde. Bu oranları ilk gördüğümde olamaz dedim. İstatistikte küçük bir pay hata payı olarak gösterilir. Kadınlar yerel yönetimlerde hata payı olarak temsil ediliyor. O hata paylarından biri olma onurunu da yaşıyorum. Kadınlara, kız çocuklarına daha fazla yatırım yapılmasını sağlamak ve görünür olmasını sağlamaktır görevimiz” diye konuştu.

KAMUCU BİR BELEDİYE BAŞKANIYIM
Pekdaş, “Kadına şiddetin artmasıyla ilgili çok yüksek rakamlar veriyor. Bununla kadının görünmezliğinin bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Karar organlarında ne kadar az yer verirseniz kadın görünür olmazsa kadına yönelik şiddet artar. Cumhuriyet mutlu bir ülke yaratmak için kadının görünür olmasının, eşit yurttaş olarak sorumluluk almasının gereğine inanmıştı. Bunun devamını getirmek bizim görevimiz. Benim yerel yönetici olarak sorumluluklarım sadece hizmet etmek değil. Bu bilinç ve anlayışın yerleşmesi için çalışmak.  Bu nedenle merkezlerimizin sayısını 22’den 46’ya çıkardık. Kamucu bir belediye başkanıyım. Fırsat eşitliği, yaşamda eşitlik için kamusal hizmetin var olması gerekir” açıklamasında bulundu.

YOLUMUZ UZUN VE MEŞAKKATLİ BİR YOL
Pekdaş hizmetlere yönelik konuşurken, “Dezavantajlı olarak yaşayanların imkanlara ulaşma kapasiteleri düşük olan hemşerilerimin, eşitsizliğini kaldırmak bizim görevlerimiz arasındaydı. Kurslara, etüt merkezilerine gelmelerini, evinde yemek pişmeyenlere yemek götürmek, bakımlarını yapmak, hastaneye ulaştırmak bizim görevimizdi. Bu anlayışla tasarrufta bulunduk. 16 milyonun üzerinde tasarrufta bulunduk. Kamulaştırmalar yaptık. 30 milyon üzerinde kamulaştırma yaptık. Restorasyonlar yaptık. İş araçlarımızı yeniledik. Yaklaşık 10 milyonluk araç aldık. Kentin kalkınması için tasarruf ettik. Kendi imkanlarıyla hizmet veren, hemşerilerine ulaşan durumda olmamızı sağlamak istedik. Kentte bir arada yaşıyoruz. Kadim bir kentte yaşıyoruz. Bu kimliğin içselleştirilmesini sağlamak durumundaydık. Kent tarih birimi kurduk. Göreve geldiğimiz yıldan itibaren ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerini haftada bir gün kent gezileriyle buluşturuyoruz. Kadifekale’ye gidilmez diye şehir efsaneleri vardı. Bu da kentin merkezinden hemşerilerimizin uzaklaşmasını sağlıyordu. Bu kent gezileriyle, öğrensinler, sevsinler, kendine ait hissettikleri bu mekanları korusunlar istedik. Kent kimliğini oluşturan bu değerleri korumak ve canlandırmak istedik. Artık günümüzde korumak yetmiyor, canlandırmak da olması lazım. Bu tarihsel mekanlara tanımlar ve yeni fonksiyonlar da yüklüyoruz. Birlikte karar veriyoruz. Uzun bir yol, meşakkatli bir yol. Biz kentin hem dezavantajlı bölgelerini kalkındırmak, onların kendilerini bu kente ait hissetmelerini sağlamak hem de bu kentin zaman içinde biriktirdiği sanat aşkını devam ettirmek durumundaydık. Hem niteliği korumak hem de o niteliğe katkı sağlamasını sağlamak durumundaydık” ifadelerini kullandı.

ÇELME TAKMAYA ÇALIŞANLAR OLDU, POLEMİĞE AYIRACAK VAKTİMİZ YOKTU
Görevde olduğu yıllarda Türkiye’nin içinde bulunduğu süreci özetleyen Pekdaş, “Çelme takmaya çalışanlar oldu biz yürüme kararlılığındaydık. Bizim polemiğe ayıracak vaktimiz yoktu. Çok zor bir bölgeydi. Bütün çalışmalara vatandaşlarımızı da dahil ettik. Çalışmanın verdiği özgüvenle her yere ulaştık. Türkiye’nin siyasi çalkantılar geçirdiği bir dönem oldu. 4 yıl boyunca neler oldu? Seçildik geldik. Türkiye cumhurbaşkanını ilk defa halkın oyuyla seçti. Büyük bir seçime girdik. 2015’te iki genel seçim geçirdik. O iki seçimin arasında Türkiye koalisyon sürecine girmişti.  Erken seçim kararı alındı. Türkiye büyük sıkıntılar yaşadı. Arkasından bir darbe girişimi ve girdiğimiz OHAL rejimi. Hala OHAL ve KHK’larla yönetiliyoruz. Türkiye bir yandan torba kanunlarla yönetilirken KHK ile yönetilen bir ülke haline geldi. Bu sürecin getirdiği pek çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldık. Arkasından parlamentoyu işlevsiz kılan anayasa referandumu. 4 yılda kendi seçimimizle birlikte 5 büyük seçim yaşadı. Ulusal gündemin bu kadar ağır olduğu dönemde yerel de unutuldu. Yerelin unutulduğu zamanlar tehlikeli zamanlardır. Demokrasinin unutulduğu zamanlardır. Kültür ve sanatın çoğaltılma zamanıydı. İnsanın insana bizim bize iyi gelmemiz zamanıydı. Herkesin gözü İzmir’deydi. Bunları gerçekleştirdik. Doğru bildiğimiz şeyi söylemek, yanlışa yanlış demek sorumluluğumuzdu. Ben sözünü söyleyen bir belediye başkanı oldum. Duruşumu, düşüncelerimi hemşerilerimle paylaştım. Bu benim için bir görevdir. Siyasi bir yerel yöneticinin böyle bir görevi vardır. Ama hemşerilerimizin bir kısmını dışlamak için yapmadım. Görüşümü söyledim ama bütün hemşerilerimizi kucakladık. Herkesin kendini savunma hakkı var. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var dedik. Kimlikli bir dil oluşturma amacındaydık. Yaptığımız eksikler var. Yetemediklerimiz var. Hemşerilerimizden öğreniyoruz. Medyanın gücünü çok önemsiyorum. Demokrasilerde dördüncü güç olan medyanın bağımsız olması çok önemli. Büyüyen kentlerde ve küreselleşen dünyada birebir ilişki mümkün değil. Bizleri insanlarla buluşturan medyadır. Şehir ve kent tartışmaları var. İzmir nedir? Şehir eski, kent yeniye yöneliktir. İzmir hem şehir hem de kimliğini koruyan bir kenttir. Yaşayan şehre güç vermemiz, yerelde kalkınmanın halkası olmamız ve mutlu insanların yaşamını mutlu devam ettirmesi önemliydi. Bu çok önemli” dedi.

OTOPARK SORUNU ÇÖZÜLDÜYSE ORAYA YAPILAN STADI ÖNEMSİYORUZ
Geçmiş dönemde Konak Belediyesi olarak ruhsat izni vermedikleri Alsancak Stadı’na ve gerekli onayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın vermesiyle ilgili konuşan Pekdaş, “Alsancak Stadı’nın ruhsatı birkaç güç önce bakanlık tarafından kesilmiş. Tapuda sisteme düşmedi. Biz Alsancak’ta stat yapılması için mücadele verdik. Alsancak Stadı kentin kimliğidir. Oraya o stat yapılmalı dedik. Bizim imar yönetmeliğine göre ruhsat vermemizin şartlarını taşımıyordu. Her 30 koltuk için bir otoparkın olması gerekiyor. 400’ün üzerinde otoparkın mutlaka projede gösterilmesi gerekirdi. Biz bu nedenle projenin değerlendirmeye alınamadığını bildiren yazı gönderdik. Otoparkın yapılmış olması gerekiyordu. Göztepe Stadı’nın aynı arazi yapısı üzerinde olduğunu 700 küsur otoparkın yer altına projelendirildiğini ifade ettim. O tarihlerde hem Aziz Başkan hem ben biz bunu değerlendiremiyoruz, yönetmeliğe aykırı dedik. Ama buraya stat yapılmasını istiyoruz dedik.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ruhsat verirse dava etmeyeceğiz dedik. Tapu kayıtlarına baktığımda Milli Emlak tarafından bir şerh konulduğunu gördüm. Alsancak Stadı’nın yanındaki alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi parseli üzerine. Sanıyoruz ki oraya bir otopark yeri ayrıldı. O otopark stadyumla ilişkilendirildi. Bu yapıldıysa otopark sorunu çözülmüş demektir. Bu nedenle biz orada yapılan stadyumu önemsiyoruz” yorumunu yaptı.

İÇİMDE KALAN İŞLERDEN BİRİ OLDU!
Yeni hizmet binasının yapılamamasından dolayı eksiklik duyduğunu söyleyen Pekdaş, “İçimde kalan işlerden biri yeni hizmet binasını Yenişehir pazaryerinin oraya yapamamamızdır. Ulusal çapta bir yarışma düzenledik. Eser belli oldu. Kazmayı da vurmak istiyordum. Orada bir benzinlik var. Artık şehir içinde benzinlikler olmuyor. Dava açtık. Yargı sürecinin uzamasından dolayı tahliyenin gerçekleşmemesi ve kazmanın vurulamaması içimde kalan bir şey” açıklamasında bulundu.

YENİDEN ADAY OLMAYI DÜŞÜNÜYORUM
Pekdaş 2019 yılında yeniden aday olmak istediğini net bir şekilde ifade etti. Pekdaş, “Bu kararı örgütümle vereceğim. Ben yeniden aday olmayı düşünüyorum” dedi.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/baskan-pekdas-tan-4-yilin-ozeti-celme-takmaya-calisanlar-oldu-polemige-zamanimiz-yoktu/979395