Tahir Elçi siz ilk Lice davası: Sanıklar nerede?
Tahir Elçi'siz ilk Lice davası: Sanıklar nerede?
Lice Davası, güvenlik nedeniyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edildi. CHP’li ve HDP’li milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda avukatın takip ettiği duruşmada sanık Eşref Hatipoğlu'nun sonraki duruşmaya zorla getirilmesi yönünde karar verildi ve dava 17 Mart'a ertelendi.
24 Aralık 2015 Perşembe  15:33

Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin yaşamını yitirdiği olaylara ilişkin açılan dava, güvenlik nedeniyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tahir Elçi’siz gerçekleşen ilk duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Lice Adalet Arıyor Platformu, sivil toplum örgütleri, çok sayıda avukat ve basın mensupları takip etti. Duruşma arasında yapılan basın açıklamalarında Tahir Elçi anıldı, duruşmaya sanıkların getirilmemesine tepki verildi. Duruşmada tek sanık Eşref Hatipoğlu'nun sonraki duruşmaya zorla getirilmesi yönünde karar verildi ve dava 17 Mart'a ertelendi.

CHP OLARAK DAVALARI İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu basına yaptığı açıklamada Cumhuriyet Halk Partisi olarak dönemin ağır insan hakları ihlallerini içeren davaları izlemeye devam edeceklerinin altını çizerek Lice Davası sürecini anlattı. Tanrıkulu, “Adalet ve Kalkınma Partisi Dönemi’nde açılmaya çalışılan bütün faili meçhul dosyalar sürgün edildi. Diyarbakır’dan, Şırnak’tan, Van’dan başka mahkemelere gönderildi ve yargılamalar adeta sanıkları koruyacak ve aklayacak bir biçimde yapılıyor. Bugün burada yapılan duruşmada da sanıklar yok, mağdurlar var ve hükümetin uyguladığı cezasızlık politikası maalesef bu davada da burada devam ediyor” ifadelerini kullandı.



‘HAKİKAT MÜCADELESİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’
Ülkenin Doğu’sundaki davaların Batı’ya taşınmasına tepki göstererek bunun da bir hak ihlali olduğunun altını çizen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, “Katliam davalarının katliamların yaşandığı illerde değil, binlerce kilometre uzakta mağdurların ayrıca bir cezalandırılması pratiğine dönüşmüştür” dedi. Davanın açılmasını başardıklarını ancak sadece 2 sanığın olmasını eleştiren Beştaş, “Bu, devletin kendi tuğgeneralini öldürdüğü bir dava dosyasıdır. Tutuklamayan zihniyet onları mahkeme karşısına getirmiyor bile. Bu konuda mahkemenin, yargının talimatlandırıldığını ve talimatla iş yaparak göstermelik davalarla kapatılacağını biliyoruz. Bu davaların takibini ve hakikat mücadelesini asla bırakmayacağız” diye konuştu. Beştaş, Tahir Elçi’nin bıraktığı yerden asla geri kalmadan hak savunuculuğuna, barış ve insan hakları mücadelesine devam edeceklerini vurguladı.


HENDEKLER KENDİ KAFALARINDA!
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunda yaşanılanlara dikkat çeken Beştaş konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Şu anda Türkiye’nin bir bölümünde savaş yaşanıyor. İzmir, İstanbul, Ankara duymuyor, duyamıyor. Çünkü büyük barikatlar örülmüş. Türkiye halkları arasına asıl barikatları kuranlar şu anda iktidarı ellerinde tutanlardır. Cenazeler 1 haftadır meydanlarda bekliyor. Devlet halkını öldürüyor, devlet halkına karşı savaş açmış durumda. Ölenlerin sivil oluşu, çocuk oluşu, yaşlı oluşu kamuoyuna yansımasın diye başta Başbakan olmak üzere ölenler arasında sivil yoktur diyor. Bu nasıl bir aymazlıktır? Biz bunları kulaktan dolma söylemiyoruz. Oradayız. Morgda, cenaze merasimlerinde, öldürüldükten sonra nasıl öldürüldüklerine tanık olarak bildiriyoruz. Ben Türkiye’de yaşayan 78 milyona sesleniyorum, duygusal kopuş çok büyüktür, derindir. Asıl hendek, asıl barikat şu anda Türkiye’yi yöneten iktidar zihniyetindedir. Kendi kafalarında hendek var. Birlikte yaşamı savunuyor, barışı, kardeşliği savunuyoruz. Kardeşler birbirinin acısına, ölüsüne, cenazesine sahip çıkar. Türkiye’de yaşayan herkesi şu an yaşanan bu akıl tutulmasına dur demeye çağırıyorum.”

SANIKLAR NEREDE?
Lice Adalet Arıyor Platformu adına basın açıklaması yapan Şiyar Kaymaz, sanıkların mahkemeye gelmemesine tepki göstererek, “Davanın güvenlik gerekçesiyle İzmir’e nakledilmesinin üzerinden 2 yıl geçmek üzere. Yapılan duruşmaya 3200 km yol kat ederek gelen aileler, bir türlü sanık Eşref Hatipoğlu’nu sanık sandalyesinde görememişlerdir” dedi.



‘BUGÜN BURADA ONLARCA TAHİR ELÇİ BULUNMAKTADIR’
Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Kaymaz şu şekilde konuştu: “Tahir Elçi’nin JİTEM’in ağababalarına ve generallerine karşı mahkemelerdeki tutumu ve duruşu son süreçte yaşanan çatışma ortamında onu hedef haline getirdi. Bir televizyon programıyla ateşlenen süreç, daha sonra linç etme ve tutuklanma talebiyle devam etmesi organize bir cinayet göstergesidir. 90’ların derin kontralarının yeni dönemde perde arkasından yaptığı kirli ittifaklarının sonucu olarak avukatımız Tahir Elçi katledildi. Mazlumlar ve mağdurlar için en büyük acı savunmasız kalmaktır. Tahir Elçi’yi katledenler Nihat’ları, Berkin’leri, Ape Musa’ları, Lice’yi, Kulp’u, Roboski’yi, Şırnak’ı ve sayamadığımız yüzlerce davanın savunmasız kalacağını sandılar. Lakin katillere inat bugün burada onlarca Tahir Elçi bulunmaktadır. Açıkça belirtiyoruz; Tahir Elçi’yi katledenler faili meçhul davalarda yargılanan askerlere terfi vererek bölgeye gönderenlerdir. Faili meçhul davalarını hakikatlerle yüzleşmeye dönüştüremeyen adalet salonlarıdır. Barışın teminatı olan hakikat ve yüzleşme komisyonlarını kuramayan siyasettir. Çözüm sürecinde hakikat ve yüzleşmeye önem vermeyen akil insanlardır, medyadır.”

SADECE KENDİ  ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİNİN PEŞİNDE DEĞİLİZ
Kaymaz, basın açıklamasını Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, ana muhalefet ve muhalefet parti liderlerine, Genel Kurmay Başkanlığına ve Türkiye kamuoyuna seslenerek, “Tahir Elçi ve platformumuz Lice davasında biri general, biri uzman çavuş, biri öğretmen, beşi çocuk 16 insanın katillerini arıyor. Sadece kendi çocuklarımızın katillerinin peşinde değiliz. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın, Uzman Çavuş Yüksel Baran’ın, öğretmen Nurettin Soyer’in katillerinin peşindeyiz. Biz hakikatiz. Bu davada gerçeklerin açığa çıkmasını sağlayacak, yaşanan kirli savaşın boyutlarını ortaya çıkaracak siyasi iradeye ve akil insanlara ihtiyacımız var. İçinden geçtiğimiz süreç her ne kadar sancılı olsa da ülkenin barışa ve Tahir Elçi’lere her zamandan daha çok ihtiyacı var” diye tamamladı.

SANIKSIZ YARGILAMA YAPILAMAZ İLKESİ YOK SAYILIYOR
Tahir Elçi’yi anarak konuşmasına başlayan ve kasıtlı olarak hedef alındığını ifade eden Avukat Yunus Muratakan “Tahir Elçi hedef seçilerek Kürt halkının savunmasız avukatsız kalınacağı iddia ediliyordu. Unutulmamalıdır ki Tahir Elçi’nin yolunda giden onun meşalesini yere bırakmayacak yüzlerce binlerce hak savunucusu insan hakları aktivisti bugün İzmir’de olduğu gibi her yerde avukatlığını yapmaktadır” dedi. Ülkenin Doğu ve Güneydoğu’sunda yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Muratakan, “Bugün spesifik olarak  Lice Davası görülüyor. 16 insanın öldürülmesi, yüzlerce insanın yaralanması, 402 evin yakılması, 242 iş yerinin tahrip edilmesine ilişkin dava görülmekte. İlk günden bu güne hem biz mağdur avukatlar olmak hem de dönemin mağdurları olarak yüzlerce sanık beklerken önümüze 2 sanık getirildi. Birinin hayatını kaybettiği iddia ediliyor, diğerinin ise yüzünü henüz göremedik. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili mevzuatın hiçbir şekilde sanıksız yargılama yapılamaz ilkesi bu mahkemede mahkeme heyeti tarafından artık hakimliğin ötesine geçirildi. Maalesef sanıkları göremiyor, doğrudan sorular soramıyor bir yargılama yapamıyoruz. Gerçekleştirilmeyen adalet, cezasızlıkla ödüllendirilme ve kanunda yerinde olmayan imtiyazlarla sanıkların bu şekilde savunulması bugün Kürdistan’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Sur’da, Lice’de halen devam etme olan sokağa çıkma yasakları, yaşam hakkı ihlalleri yerinden göç benzeri birçok katliama yol açan zihniyetin cesaretlendiricidir” diye konuştu.

DURUŞMA 17 MART'A ERTELENDİ
Tanıkların tek tek dinlendiği duruşmada müşteki avukatlar adına söz alan Avukat Yunus Muratakan, o döneme ait belge ve dosyalarının getirilmesi için Milli Savunma Bakanlığı'na, katliam günü kullanılan silahların, zırhlı araçların kimler tarafından kullanıldığını, o gün kullanılan helikopterlerin listesini istenilmesini, dönemin Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutan Yardımcılığı görevinde bulunan İlker Başbuğ’un dinlemesine, Bahtiyar Aydın’ın emir subayının tespit edilmesini ve sanık Eşref Hatipoğlu’nun tutuklanmasını, tutuklanmadığı takdirde bir sonraki duruşmaya getirilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, katliam gününde okullarda görevli olan öğretmenlerin listenin istenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na yazı yazılmasına,  o dönem ait bilgi, belge ve dosyalarının getirilmesi için Diyarbakır Valisi'ne, Jandarma Genel Komutanlığı'na, Genelkurmay Başkanlığı'na ayrı ayrı yazı yazılmasına, o dönemde bulunan sağlık ocağında çalışan sağlık çalışanların belirlemesi için Sağlık Bakanlığına yazı gönderilmesine ve sanık Eşref Hatipoğlu’nun bir sonraki duruşmaya gelmesi için yazı yazılmasına, gelmediği takdirde zorla getirilmesine yönüne karar vererek, bir sonraki duruşmayı 17 Mart 2016’a erteledi.
 



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/tahir-elci-siz-ilk-lice-davasi-saniklar-nerede/915917