Saygılı’dan 2.manifesto: Delege özgür, seçim çarşaf olsun!
Saygılı’dan 2.manifesto: Delege özgür, seçim çarşaf olsun!
Haftasonu ‘Örgüte sesleniş, göreve çağrı’ başlıklı bir yazı yayınlayarak kongre sürecinde görevin ilçe başkanlarında olduğunu ve örgütün acilen ortak karar için toplanması gerektiğini ifade eden Saygılı bu kez sürecin baskı altında götürüldüğünü ve delegelerin özgür iradesinin kullandırılmadığını dile getirdi. Seçime mutlak suretle çarşaf listeyle gidilmesi gerektiğini söyleyen Saygılı, adaylara da başarılar diledi.
17 Aralık 2015 Perşembe  10:28

EGEDESONSÖZ -  CHP İzmir’de tek gündem 20 Aralık’ta yapılacak il kongresi…


İl Başkanı Bedri Serter’in koltuğa yeniden talip olduğu süreçte Ülkümen Rodoplu ve Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar adaylığını açıklarken, CHP PM Üyesi Alaattin Yüksel de sahaya indi.

Süreçte adı başkan adayları arasında geçen CHP Parti Meclisi Eski Üyesi Hüseyin Saygılı ise manifestovari mesajlarına devam ediyor.

Haftasonu ‘Örgüte sesleniş, göreve çağrı’ başlıklı bir yazı yayınlayarak kongre sürecinde görevin ilçe başkanlarında olduğunu ve örgütün acilen ortak karar için toplanması gerektiğini ifade eden Saygılı bu kez sürecin baskı altında götürüldüğünü ve delegelerin özgür iradesinin kullandırılmadığını dile getirdi. Seçime mutlak suretle çarşaf listeyle gidilmesi gerektiğini söyleyen Saygılı, adaylara da başarılar diledi.
 
İşte Saygılı’nın sosyal medya hesabında paylaştığı o yazı:

“İl kongresine giden süreçte neler oluyor ve neler bekliyoruz? Bu türden soruların demokratik geleneklere sahip partilerde sorulması gerekir. Demokratik bir sürecin işlemesi, CHP üyelerinin sorgulamayı hiçbir zaman bırakmadan görev ve sorumluluklarını yerine getirmesine bağlıdır.
 
İlçe başkanları ve il delegelerinin yanında geçmişte partimize emek harcayan parti emekçilerinin, kadın ve gençlik kollarımızın da bu süreçte yer almaları ve etkin bir rol üstlenmeleri büyük önem taşımaktadır.
 
Her şeyden önce nasıl bir il Başkanı sorusuna, gerek Partimizin İzmir il örgütünün ihtiyaçlarına göre değerlendirerek, gerekse Ülkemizin içinde bulunduğu duruma göre ve giderek ağırlaşan koşullara karşı nasıl bir mücadele bizi bekliyorsa ona göre cevap verilmelidir.
 
İl Başkanını seçerken parti kültürümüz ve birikimlerimiz ışığında, aşağıdan yukarıya değerlendirmelerle bu süreci işleterek doğru adayı belirlemek ve örgüte mal ederek kalıcı olmasını ve sahiplenilmesini sağlamak mümkündür. Önümüzdeki süreçte örgüt iradesinin ortaya çıkmasını sağlayabiliriz. Demokratik bir kültürde partiler yöneticilerini böylesine bir irade göstererek belirler. Gene de İzmir İl Kongresine uzanan sürecin böyle işlediğini söylemek mümkün görünmüyor. Aksine, yukarıdan uygulanan ve örgüte dayatılan belli belirsiz bir baskının etkisi altında bu sürecin işlediğini görüyoruz.
 
Yöntem itibariyle içinde bulunduğumuz durum, aday belirleme noktasında kafaların karıştığı, belli güçlerin egemenliği altında hangi yöne gideceği bilinmeyen, her an değişkenlik gösterebilen, muğlak bir zaafiyetin etkisi altında bir sürece hapsolmamızı sağlamıştır. Bu durum, büyük bir bilgi kirliliğine neden olmakta ve partiye yıllarını harcayan birçok kimsenin de bir takım hesapların odağında yüceltilmesi ve alçaltılmasını getirmektedir.
 
Açık söylemek gerekirse, sürekli bir yerlerin yönlendirilmesini bekleyen örgüt yapısıyla bir yere varmak mümkün değildir. Kendi kendimizi kandırıyoruz. İnsiyatifi körelmiş ve belli yapılara muhtaç, o yapıların buyruğunu bekleyen bir örgüt haline getirilmemiz bizim felaketimiz demektir. Ortaya çıkan görüntüde, örgüt iradesinin yanı sıra belediye başkanlarımız da yıpranmakta fakat en çok ta iktidar olma iddiası taşıyan ve aydınlık Türkiye’yi kuracak partimiz zarar görmektedir. Bu yüzden her birimizin koşullarımızı yeniden ve sürekli olarak gözden geçirmesi gerekmektedir.
 
Bulundukları konumu kullanarak örgüt üzerinde hakimiyet sağlayanların tavrını doğru bulmuyorum. Kısacası, Örgüt kendi asli görevlerini yapmalıdır. Belediye Başkanları da kendi görevlerini, hizmetlerine ve projelerine odaklanmalıdır. Hükümetin baskılarının arttıracağı sıkıntılı günlerin bizleri beklediğini unutmayalım.
 
Son söz olarak çağrıda bulunmak istiyorum. Örgütümüzün, delegemizin iradesini etkileyecek hiçbir dayatmayı kabul etmeden hareket edilmelidir.”
 
Söz ve karar delegenindir, örgütündür
“Kongremizin, bugüne kadar demokratik kazanımlarından, tüzüğümüzün gereği olan çarşaf listeyle seçimlerin yapılmasından asla taviz verilmemelidir. Bu süreçte aday olan arkadaşlarımın her birini kutlar başarılar dilerim.
 
Mahalle delege seçimlerinden itibaren, ilçe kongre süreçlerini izleyen bir arkadaşınız olarak, dilimin döndüğünce partimize, ülkemize dair görüşlerimi paylaşmaya çalıştım.
 
Bu süreçte il başkanı olmam ile ilgili görüş belirten arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum. Elbette bazı arkadaşlarımla değerlendirme yaparak görüşlerini aldım. Basın yayın organlarında iradem dışında aday olabileceğim ile ilgili yorumlar yapıldı. Gelinen noktada bu sürecin doğru işlemesi için çabalarımı, Partime katkılarımı sürdürmeye devam edeceğim. Mücadelenin neresinde olursam olayım ülkemin geleceğine dair olan umudum daima beni ayakta tutacaktır.
 
Derin hesaplar içinde boğulmak istemiyorum. Kendimi tanıyamaz hale sokmak, gereksiz hırslara kendimi hapsetmek istemiyorum. Bazılarının hesaplarını anlamakta zorlandım. Bırakalım bazılarımızda bu hesapların dışında kalalım. Bu daha yararlı olur.
 
Bu süreçte aday olan arkadaşlarımın her birini kutlar başarılar dilerim.”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/saygili-dan-2-manifesto-delege-ozgur-secim-carsaf-olsun-/915365