Onur DENİZ/EGEDESONSÖZ - Ege Genç İş Adamları Derneği (EGİAD) 1 Kasım seçimleri öncesi siyasi partilerle gerçekleştirdiği buluşmaların ikincisini AK Parti İzmir milletvekili İbrahim Turhan’ı konuk etti. Turhan yaptığı konuşmada genç iş adamları ile görüş alışverişi gerçekleştirirken, ekonomik kalkınma için istikrarın gerekli olduğunu söyledi. 
 
MİLLİ GELİRİ ARTTIRMAMIZ LAZIM
İbrahim Turhan yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisinin dünyada önemli bir yere sahip olması için çalışmanın devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, “ Ben İzmirliyim. İzmir’de İzmirli milletvekili bulmak çok kolay olmuyor. Yeter ki İzmir’i benimsesin neticede önemli olan budur. İzmir’in durumu beni tatmin etmiyor. Çok önemli gelişmeler gösterdi ama daha iyisi olabilir. Biz de bunun için çalışıyoruz.  Türkiye önümüzdeki 10 yıl içerisine milli geliri iki katına çıkarmak, mevcut Türkiye’ye bir buçuk Türkiye daha eklemek zorunda. Türkiye için bu bir mecburiyet.  Nüfusumuzun büyük bir bölümü 18 yaşın altında. Kırsaldan kente hareket devam ediyor. İnsanlar daha iyi yaşam şartları arayışındalar. Bu yüzden milli geliri arttırmamız lazım” dedi.


 
İZMİR, İKİNCİ İSTANBUL OLACAK
Ülke ekonomisinin Marmara Bölgesi ve İstanbul odaklı olduğunu söyleyen Turhan, artık ikinci merkezin İzmir olacağını işaret etti.  İzmir özelinde sanayi, tarım, hizmet alanında çalışmaların gerçekleşeceğini söyleyen Turhan, ‘‘7 Haziran seçimlerinden beri ikinci İstanbul, İzmir olacak şeklinde seçmenle paylaşıyorum. İzmir tarımsal zenginliği ile var olmuş bir şehir. Tarım göz ardı edilemez. Tarımsal üretimde planlanan üretimleri hayata geçirmemiz lazım.  Sanayide en önemli husus kalkınma politikalarını gözden geçirmemiz lazım. İzmir gibi gelişmiş bölgeler teşviklerden yararlanamıyor. Bizim yapmamız gereken girişimcilerin önünü açmak olacaktır. Bu anlamda İzmir’in belli alanlarda daha fazla imkan kazanması için projelerimiz hazırlanmış durumda. Hizmet sektörü istihdam alanında nemli bir yere sahip. Emek odaklı iş gücü alt gelirli ülkelere doğru kayıyor.  Hizmet sektöründe en önemli alan turizmdir. Seferihisar sahil kesimi yeteri kadar değerlendirilmiyor. Kent içerisinde İncil’de yer alan 7 kiliseden 6 tanesi İzmir’e birkaç kilometre uzakta. Sinagogların büyük bölümü İzmir’de.  İzmir her yönüyle inanç turizmi olacak bir yer. İzmir bir kongre merkezi olabilir. İzmir’e sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlarda potansiyellerini daha etkin kullanımı ile ilgili çalışmalarımız olacak” diye konuştu. 
 
12 YILDA TAHRİP OLANI TAMİR ETTİK
Turhan konuşmasının soru cevap bölümünde AK Parti iktidarı sürecinde söylenen vaatlerin yerine gelmemesiyle ilgili, “Bu söylediklerimin bazıları iktidar döneminde gerçekleştirildi.  2002 yılında partimiz iktidarı devraldığı dönemde Türkiye’nin maliye politikası korkunç durumdaydı. Bundan dolayı verimlilik düşüktü. Bankacılık ve tarım gibi birçok sektör sorunlar oluşuyordu. Kamu zararı ortaya koyuyorlardı.  Sağlık ve eğitime zaman ayrılamamıştı. İlk 12 yıllık dönem tahrip edilen devletin tamir edilmesine harcandı. Bu yüzden çalışmalara bu dönemde sıra geldi. Bu süreci ülkenin tamirine harcadık. Bundan sonra milli geliri arttırmaya, Türkiye’yi kalkındırmak için çalışacağız” ifadelerini kullandı.
 
SİYASİLERE EL ELE ÇAĞRISI
İzmir’in yerel yönetimde AK Parti iktidarından yeteri kadar destek alamaması ile ilgili soruya  Turhan, “Hizmet ile oy arasında ilişki kurmak demokrasiye uygun olmaz. Hükümet veya seçimle iş başına gelen milletvekilleri, yerel yönetimler vatandaşlara eşit davranmak zorundadır. Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında iletişim kopukluğu olabilir. İzmir halkının yaşam şartının iyileştirilmesi, İzmir’in gelişmesi için herkesle el ele çalışmaya hazırız” dedi. 
 
BİZİMKİ VAAD DEĞİL TAHAHÜT
Asgari ücretin 1300 liraya yükseltilmesiyle ilgili olarak da konuşan Turhan, “Sanayi kesimine sağladığımız üretim teşvikleriyle, birim iş gücü maliyetini bugünkü seviyede tutacak azami ücreti belirlemeye çalıştık. CHP’nin asgari ücretin ve emekli maaşlarının 1500 TL’ye çıkarılacağı ve bunun işverene yük getirmeyeceği açıklaması vardı. Bu da yaklaşık 150 milyar liralık bir bütçe demek bu. Bizim hesaplarımızda ise 2016 yılı sonu hedefimiz olan 1300 TL için üretim verimliliğini arttırmamız gerek. 2 Kasım’da kesin olarak tek başımıza veya çok az bir ihtimalle ortak olarak hükümeti kuracağız. Dolayısıyla bizimki vaat değil taahhüttür.  Bizim hesaplarımız kendisini tolere edecek düzeyde. O açıdan CHP’nin vaadiyle bizim asgari ücret vaadimiz arasında fark var.”