Gizli belge davasında ifade maratonu
Gizli belge davasında ifade maratonu
İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 357 tutuksuz sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasına devam edildi. Bugünkü duruşmada, mağdur ve tanıkların ifadelerinin alınmasına devam edildi.
12 Ekim 2015 Pazartesi  16:00

İZMİR - TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istenmişti. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan, aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından 'Fişlendiği' iddia edilmişti. 'Çete elebaşı' olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından ömür boyu ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise, 'Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2- 6 yıl hapis cezası istenmişti.
 
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI MÜDAHİL OLDU
TMK 10'uncu maddesiyle görevli İzmir 12'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada, bugüne kadar tutuklu 69 kişi tahliye edildi. Daha sonra, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından davanın İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmış, 5'i asker 10 tutuklunun da bu mahkemece tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu sanık kalmamıştı. 20 Ekim 2014'te görülen duruşmada ise, Milli Savunma Bakanlığının müdahillik talebi, 'suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu' gerekçesiyle kabul edilmişti.
 
'RUS ARKADAŞLARI VAR' İDDİASINA RED
5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bazı sanıklar ile avukatları katıldı. Bugün yapılan duruşmada dinlenen ve ikinci iddianamede  adı mağdurlar arasında geçen Ferhat Ağaçay, iddianamede sanık Filiz Albayrak ile ilgili bölümde, Albayrak'ın kendisiyle ilgili nüfus bilgilerinin yanında 'Rus arkadaşları var' diye ifadenin bulunduğunu hatırlattı. Ağaçay, hayatının hiçbir döneminde böyle arkadaşlarının olmadığını, Filiz Albayrak ve Bilgin Özkaynak'ı da tanımadığını belirterek, şikayetçi olmadığını söyledi.
 
SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile ifadesi alınan iki mağdur da, şikayetçi olmadıklarını belirti. Sanık Safiye Köten'in evindeki aramayla ilgili tanıklığına başvurulan Çağatay Ünsal, 357 sanıktan hiçbirini tanımadığını, dükkanını kapatmak üzereyken polisin gelerek iki vatandaşın arama esnasında bulunması gerektiğini söylediğini, bunun üzerine eve gittiklerini ifade etti.
 
'DELİLLER KANUNA UYGUN MU?'
Sanık avukatlarından Aykanat Kaçmaz, aramayı yapan polislerin dijital verileri arayacaklarını ve el koyacaklarını bildiklerini, bu yüzden imaj kopyası almadıklarını, zaten yanlarında ne imaj makinesi ne de bunun için personel götürmediklerini belirterek şunları söyledi:
 
"Mahkemeden kaç kez talep etmemize rağmen, bugün dahi delil olarak gösterilen Pandora veri tabanını bize vermiyorsunuz. Bu dijital materyallerin kanunen geçerliliği yoktur. Bu deliller dışında başka delil yoksa, bir dakikaya bile beklemeye tahammülümüz yoktur. Mahkemenin öncelikle dijital verilerin kanuna uygun elde edilip elde edilmediği yönünde karar vermesini talep ediyoruz. Bu deliller kanuna uygundur diyorsanız da bunu bilmek istiyoruz." 
 
Mahkeme heyeti, sanıkların evlerindeki aramalara katılan diğer tanıkların dinlenilmesine devam edilmek üzere duruşmaya ara verdi.
 
"ELDİVEN TAKIP TAKMADIKLARINI HATIRLAMIYORUM"
İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinde tutuksuz 357 sanığın yargılandığı davada, sanıkların evlerinde yapılan aramalara katılan tanıkların dinlenilmesine öğleden sonra devam edildi. Sanık Meryem Bağcı'nın oturduğu apartmanın görevlisi Saadettin Erbaş, tam tarihini hatırlamadığı bir gün, sabaha karşı sivil ekibin geldiğini, sanık Bağcı'nın evindeki aramada hazır bulunmasını istediklerini, aramada CD, telefon ve bilgisayara el koyduklarını söyledi. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş'ın yönelttiği soruları yanıtlayan Erbaş, arama sırasında kamera kaydı yapılmadığını, polislerin eldiven takıp takmadıklarını hatırlamadığını, yatak odasındaki aramaya kendisini almadıklarını ifade etti.
 
"EV O KADAR BÜYÜK NASIL ARADINIZ?"
Davanın bir numaralı sanığı Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki evinde yapılan aramada hazır bulunan tanık Erhan Özmen, Sakarya emniyetinde çalıştığı dönemde amirinin kendisine İzmir KOM'dan ekiplerin geldiğini, eve intikal etmesinin istendiğini, eve vardığında ekiplerin muhtarla birlikte arama yaptıklarını söyledi. Mahkeme Başkanı Kızıltaş'ın sorularına Özmen, suç unsuru olup olmadığını bilmeden buldukları ne varsa, amirlerine teslim ettikleri, arama esnasında eldiven taktığını zannetmediği, çok da iyi hatırlamadığı şeklinde karşılık verdi. Kızıltaş'ın, mahkemenin suç unsuru olduğu iddia edilen verilerin elde edilişine dair görüntülere ulaşamadığını, bu nedenle kamera kaydına dair bilgilerin önem taşıdığını belirtip, kaç kamerayla arama yapıldığını sorması üzerine Özmen, bir kamerayı hatırladığı yanıtını verdi.
 
Neleri arayacakları konusunda önceden bilgi verilip verilmediği yönündeki soruya Özden, "Sadece gümrük çıkışı olabilecek, gümrük evrakları olabileceği, flaş disk, hard disk, CD olabileceği söylendi" dedi. Kızıltaş, aramanın 6 saat sürdüğünü söyleyen Özden'e, "Evin büyüklüğü düşünülünce, öyle büyük bir evin, tüm ekipler bir ara arama yaparken, yani eve dağılmadan aranması mümkün mü?" diye sorunca, "Mümkündür" dedi. Özden, arama emrini görmediğini, aramayı İzmir KOM'dan gelen emniyet müdürünün yönettiğini de belirtti.
 
"BENİ KOLTUĞA OTURTTULAR"
Sanık Songül Akdin'in evinde yapılan aramada hazır bulundurulan tanık Sultan Erşahin, 78 yaşında olduğunu, eve girdiğinde polisin kendisine 'teyze sen otur' demesi üzerine bir koltukta oturduğunu, polislerin odalara girip çıktığını gördüğünü, okuma yazmasının olmadığını, polislerin kendisine bir yazı imzalatmadığını söyledi.
 
Kızıltaş'ın tutanakta imzasının bulunduğunu söylemesi üzerine şaşkınlığını gizleyemeyen Akdin, "Yemin ediyorum, benim imzam değil" dedi. Bunun üzerine mahkeme heyeti tanığın imza örneğinin alınıp mahkemeye gönderilmesine karar verdi. Aynı aramada annesiyle birlikte bulunduğunu aktaran Zahide Erşahin de, psikolojik tedavi gördüğünü, ilaç kullandığını, sonra düzeldiğini, aramaya dair bir şey hatırlamadığını söyledi. Mahkeme heyeti Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.  (dha)
 
 



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/gizli-belge-davasinda-ifade-maratonu-/910157