Psikiyatrist Yüncü: Seçim gecesi tansiyon düşürülmeli!
Psikiyatrist Yüncü: Seçim gecesi tansiyon düşürülmeli!
Türk Psikiyatri Derneği İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Zeki Yüncü, seçimler kısa süre yaptığı değerlendirmede “İnsanların salimen yaşayabilmeleri, tansiyonun düşürülmesi bizi yönetenlere ait bir sistemdir. Bizi yöneten kişiler de bu konuda çok tecrübeliler. Onlara güvenmek zorundayız, umarız bu güvenimiz haksızlığa uğramaz” dedi.
12 Mayıs 2023 Cuma  09:26

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. Bugün itibariyle son 2 günün kaldığı seçimlerde seçim öncesi zaman zaman toplumsal gerginlik hat safhaya ulaştı.

Türk Psikiyatri Derneği İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Zeki Yüncü, seçim öncesi artan gerilimi değerlendirdi. Öncelikli olarak seçimlerin tanımını yapan Yüncü, “Seçimin tanımını yapmak gerekiyor. İnsanların sandık başında kendi özgür iradelerini kullanarak oy vermelerinin gerektiği bir süreç. Sonuçta insanlar verdikleri oylar ile kendilerini kimin yöneteceğini belirliyorlar ya da kimi görevden alacaklar ona karar veriyorlar” dedi.

‘DEMOKRASİLERDE SEÇİM HER ŞEY DEĞİLDİR’
Demokrasilerde seçimin tek belirleyen etken olmadığına dikkat çeken Yüncü, “Seçim her şey midir, her şey değildir. Birisi kazanıyor diğeri kaybediyor gibi bir anlamı yok bunun. Eğer birisi kazanıyor diğeri kaybediyor gibi bir anlamı varsa bu hepten yanlıştır. Bizim bu sisteme dönüp tekrar bakmamız gerekir. Demokraside sandık ve seçim önemlidir ama bu her şey değildir. Süreç önemlidir. Burada karar verme sürecinde STK’ların devreye girmesi, insanların her aşamada tartışabilmesi, kendilerinin ve gelecekleri için en doğru kararların verilmesi aslında olması gereken gerçek uygulamalardır. Gelişmişlik düzeyi arttıkça insanlar tarih boyunca insanlar için en iyi, doğru, güzel ve sistemin demokratik sistem olduğunu söylemek gerekir ancak demokratik sistemlerin karşılığı da seçim değildir. Seçim demokrasinin olmazsa olmazıdır ama tek seçimle gidilen bir yerde demokrasiden bahsedilemez. Demokrasi varsa seçim olmalı ancak sadece sandıkla demokrasi yapılamaz. Salt belirleyeni bu değildir” ifadelerini kullandı.



‘ELEŞTİRİ BİZİM TOPLUMUMUZDA YANLIŞ ANLAŞILIYOR’
Demokrasilerde eleştirinin önemine değinen Yüncü, “Eleştiri kültürü bizim toplumumuzda yanlış anlaşılıyor. Ben sizi eleştirdim diye sizi sevmiyor değilim. Aslında sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanı eleştirirsiniz. Eleştirdiğinizde karşınızdaki kişi sizi anlayacaksa o kişiyi eleştirirsiniz. Tanıdığın ve güvendiğin insanı eleştirirsin fakat toplum bunu böyle algılamıyor. Toplumu yönetenler bunu hiç algılamıyor. Burada eleştirinin nasıl yapıldığının da belirlenmesi gerekir. Liderlerin de eleştirilebilir olduğunu bilmek, onların da etten kemikten bir insan olduğunu bilmek bunlar da toplum için önemli şeyler” dedi.

‘LİDERLER KORKU İKLİMİ İLE BESLENİYOR’
Seçimler öncesinde siyasi partilerin söylemlerine değinen Yüncü, “Şu anda her iki grup da benzer dili kullanarak kendi tabanlarını kendi bünyelerinde konsolide etmeye çalışıyorlar. ‘Sen hayattasın çünkü ben hayattaysam hayattasın. Ben ölürsem sen de ölürsün, yok olursun, kimliğini kaybedersin’ gibi söylemler var şu anda. Bu korku iklimi insanların bir süre bir arada olmasına sebep oluyor. Lideri besliyorlar ve gruplar birbirinden dil uzadıkça ve sertleştikçe liderlerin çevresinde kümelenmeye başlıyorlar ve kendilerini karşı gruba kapatıyorlar. Karşı gruba kapattıkça da karşı grup bir tarafta olan insan için kötü hale gelmeye başlıyor. ‘Bana zarar verecek, beni öldürecek’ gözüyle bakıyorlar karşı gruba. Çocuklukta vardır, öcü yaratılıyor benzer bir durum. Bu noktada herkes birbirinden korkmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.

‘BU DÖNEMDE TABANLARI KONSOLİDE EDEBİLMEK İÇİN SERT İFADELER KULLANILIYOR’
Siyasi partilerin kullandığı dil için yorumlar yapan Yüncü, seçim sonrasında bu dil tarzının yaralayıcı olabileceğini ifade ederek, “Siyasi partiler sandığa daha fazla insan yığıp daha fazla insan götürebilmek için ne yazık ki insanları biraz kutuplaştırıyorlar. Kutuplaşma da herkese zarar veriyor. Seçim döneminde gruplar kendi tabanlarını konsolide edebilmek için olmaması gereken sert ifadeler kullanıyorlar. Günün sonunda kimin kazanacağını bilmiyoruz ama dilini yumuşak kullananlar kazanacak her zaman olduğu gibi. Gerilimin süreci çok uzun sürmez. Derin kırgınlıklar oluşunca o söylemler yarayı kapatmıyor. Yöneten kişilerin buna duyarlı olarak hareket etmeleri gerekiyor. Seçimin kazananı dilini yumuşak tutanlar olacak. Kaybetseler de onlar kazanacak. Bu romantik bir düşünce değil dünyanın gerçeği. İnsanlar bunu görüyor, buna göre tercihlerini kullanacaklar” dedi.

‘PAZARTESİ GÜNÜ NE OLURSA OLSUN HER ŞEY AYNI ŞEKİLDE DEVAM EDECEK’
Kampanya süreçlerinde yaratılan bu dilin sadece seçilenlere yaradığını ifade eden Yüncü, Pazar günü yapılacak olan seçimlerden sonra her şeyin aynı şekilde devam edeceğini belirterek, “Bu korku iklimi seçilenlere yarıyor. Kime yaramıyor, seçmenlere yaramıyor. Pazar günü seçimden sonra pazartesi günü bir kaybedeni veya bir kazananı olacak belki ikinci tura kalacak. Pazartesi günü yine işe gideceğiz, bir şey değişmeyecek ve her şey kaldığı yerden devam edecek. Hangi lider kazanırsa kazansın toplumu birleştirici bir konuşma yapacak. ‘Ben bir tek bana oy verenlerin değil oy vermeyenlerin de Cumhurbaşkanıyım’ şeklinde argümanlar olacak ve yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Dünya yeniden kurgulanmayacak. Bunu kabul etmek gerekiyor” dedi.



‘SEÇİMLER DÜNYANIN SONU DEĞİL’
Seçim sürecinde her ne kadar kutuplaşma olsa da bir noktada o insanlarla yine yan yana geleceğimizi ifade eden Yüncü, “Kendi birliğimizi koruyarak yeni bir döneme uyanacağız. Münferit olaylar olabilir, bizi tahrik eden bundan nemalanmaya çalışan kişiler de olabilir. Günün sonunda bu coğrafyada yaşamaya devam edeceğiz. Kavga ettiğimiz insanlarla da barışacağımızı bilerek hareket etmemiz gerekir. Biz o insanlarla yan yana geleceğiz. Dünyanın sonu veya her şey değil.  Bu bir kırılma noktası, ertesi gün bir grup yok olacak diye bir şey de söz konusu olmayacak” diyerek gerginliklerin geçici olduğunu söyledi.

SEÇİMLERE KADAR NASIL SAKİN KALINABİLİR?
Seçime sayılı günler kala seçmenlerin daha sağlıklı bir psikolojide kalabilmesi için yapması gerekenlere değinen Yüncü, “Araştırma şirketlerinin ifadelerine göre bir noktada kararlar verilmiş durumda. İnsanların çoğu kime oy vereceğini biliyor. Eşimle dostumla da bu anlamda etkileyebildiğimi etkileyebilirim, etkileyemediklerimi zaten etkileyemem. Onlarla da gerilimli konuları konuşmak yerine farklı alanlarda konuşmalar yapmalarını önemsiyorum. Bu anlamda bizim bir yol göstericimiz var, bu yol göstericinin izinden gitmekte fayda var. Bu ülke yokluklar içinde savaşırken bile eğitime ve sanata yatırım yapmış. Eğitim ve sanat bitmez. Ben kendimi öyle sakinleştirmeye çalışıyorum” dedi.



‘SEÇİM GECESİ MEŞRUİYET SORUNU OLURSA…’
Seçim gecesine değinen Yüncü, “Seçim gecesini herkes takip edecek. Seçim gecesini takip etmeyeceğim demek mümkün değil. Biz devletimizin yapısına güvenmek durumundayız. Devleti yöneten kişilerin de buna dikkat edeceklerini düşünüyoruz. Kararını muhalefetten yana kullanan kişiler de devletlerine güveniyorlar ancak her siyasi partinin oylara sahip çıkması gerekiyor. Seçimin meşruiyeti konusunda açık ve net olmalıyız. Meşruiyet sıkıntıya girerse gerilim çok artar ve korkunç olaylar olabilir. Kimsenin bu tansiyonu arttırmaya hakkı yok. O noktada herkes kaybeder. En küçük STK’da bile seçim oranın liderinin yeteneği ile gerçekleşir. Seçim gerçekleştikten sonra devir-teslim töreni olana kadar da o süreç en son ki başkanın sorumluluğundadır. Burada bir sıkıntı çıkarsa bu yönetenlerin sorumluluğundadır. Bu siyaset değil bir gerçektir. En küçük STK da bile gördüğümüz noktadır. Bunu bizim yöneticilerimiz de görüyorlardır. Buna dair en ufak bir kuşkum da yok, gönlüm rahat. Herkes de saygılı olmak zorunda” ifadeleri ile hatırlattı.

‘KAZANANLAR HAKARET ETMEMELİLER’
Seçim gecesinde kazanan grubun sevincini yaşarken aşırıya kaçmaması gerektiğini belirten Yüncü, “Kazanan kişiler sevinçlerini yaşamalılar ama bu yaşama sırasında kaybedene hakaret etmemeliler. Yine bir arada yaşamak zorundayız. Örneğin maçlarda bunu çok yaşıyoruz. Rakip takımı tutan arkadaşlarımla maç sırasında şakalaşıyoruz, kızdıracak şeyler de söylüyoruz ama maç bittikten sonra karşılıklı sohbet etmeye devam ediyoruz. Bir sıkıntımız olduğunda yine birbirimize yardım ediyoruz. Başarılı olduklarında tebrik ediyoruz ama fanatizm ve holiganizm gibi başlıklar toplumun bazı değer yargılarını derinden sarsan unsurlardır. Bunlardan uzak durarak herkesin kazanmasını amaçlayarak yapılan bir durumdur” dedi.

‘SEÇİM GECESİ TANSİYONUN DÜŞÜRÜLMESİ GEREKİR’
Seçim gecesinde tansiyonun düşürülmesi gerektiğini ve yönetenlerin sorumluluğunda olduğunu belirten Yüncü, son olarak şu ifadeleri kullandı:
‘İnsanlara evde kalın’ demek önemli ama o gecenin başarısı bizi yönetenlere ait. Muhalefete de ait… İnsanların salimen yaşayabilmeleri, tansiyonun düşürülmesi bizi yönetenlere ait bir sistemdir. Bizi yöneten kişiler de bu konuda çok tecrübeliler. Onlara güvenmek zorundayız, umarız bu güvenimiz haksızlığa uğramaz. Bunu yapmak da gerçekten kolay bir şey değil. Ülkeyi yönetme donanımına sahip insanlar, gemiye limanı düzgün şekilde yanaştırmak da, kimsenin burnunun kanamaması da onların işi. İşlerini iyi yapamazlarsa da o da eleştirilir. Bu bir emanet, biz bu emaneti onlara teslim ettik. Onların da görevi bu emaneti korumak. Bir olay çıkarsa bu bizi yönetenlerin sorumluluğudur.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/psikiyatrist-yuncu-secim-gecesi-tansiyon-dusurulmeli/1143431