|
|
Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Enginar üretiminde ilk sırada yer alan İzmir'de sakız enginarı üretiminin merkez noktası olan Urla ilçesinde hasat dönemi Mart ayı itibariyle başladı. Bölgenin coğrafi işarete sahip olan ve ağırlıklı üretiminin yapıldığı sakız enginarında yılın ilk hasadını yaptıklarını belirten Urla Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Sibel Uyar ve Ziraat Yüksek Mühendisi Beltinge Köklü geçtiğimiz yıla göre verimin yarı yarıya düştüğünü ifade etti. SICAKLIKTAKİ ARTIŞ ENGİNARI BOZUYOR Enginarın pazarlama aşamasında bazı üreticilerin kendi tarlasından topladıktan sonra internet ortamında sattığını ifade eden Uyar, “Pazardan topluca alanlar var. Kimi vakum makinesi ile kendisi yaprağını da kurutup satan da var” ifadelerine yer verdi. ‘BAMYA YOK, GÖKDELENLER VAR!’ ÜRETİCİLERE HİBRİT UYARISI
Başkan Uyar, Egedesonsöz’e yaptığı değerlendirmede kentte imar tehdidi yaşanmasının yanı sıra geçtiğimiz sene yaşanan don ve iklim krizi ile birlikte artan sıcaklık sebebiyle dikim alanlarında daralma yaşandığını kaydederek “Geçtiğimiz yıl 6 kere don yedikten sonra üretici ben artık bu işi yapmayacağım diyerek küstü. Tarımın her alanında olduğu gibi sakız enginarına da eskisi gibi ilgi kalmadı. Kuraklık ile ilgili ciddi problemler ve endişelerimiz var. Şimdilik yetecek kadar artezyen ile sulamaya devam ediyoruz. En büyük problem sıcaklık artışında. Sıcaklıklardaki artış ile birlikte enginarın bitkisinde bozulmalar meydana geldi. Soğuk hava koşulları, bitkiyi daha diri tutuyor ancak çok soğuk havalara da dayanıklı değil. Enginar sıcak koşullara maruz kaldığı için nisan ayında yeterince hasat olmayacak. İnsanlar artık enginara talep etmiyor. Halde ucuza verince bile almıyorlar. Geçtiğimiz seneye göre hasat verimi yüzde 50 düştü. Diğer yandan ciddi bir imar tehdidi ile karşı karşıyayız. İstanbullu akını var” dedi.
Ziraat Yüksek Mühendisi Beltinge Köklü ise üreticilerin ekim yapmaktan vazgeçtiğini kaydederek , “Üretici sayısında yeterince azalma varken bir de özellikle de depremin etkisiyle bölgeden gelen üreticiler Urla'da arazi satın alıp yaşamak istediklerini söylüyorlar. Bir taraftan da İstanbul'dan deprem korkusuyla gelip arsa almak istiyorlar adeta İstanbullu istilası var, zaten tarım alanları gittikçe küçülüyorken bir de göç edenlere arsa satıldığında tarım diye bir şey kalmayacak. Urla yapılaşma tehdidi ile karşı karşıya. Üretici de kar edemediği için artık arazisini satıyor. Urla’da bamya yok, börülce yok. Villalar daha çok para yapıyor. Bornova bamyamız var ancak bamya yok yerine gökdelenler var. Bu yüzden doğa bize bir ceza verip verdiklerini geri alıyor” ifadelerini kullandı.
Hibrit tohumunun yaygınlaşması ile ilgili olarak üreticilere uyarılarda bulunan Köklü, “Kendi kendimize yetebilmek için üretilen bir ürünün devamı sağlanabilir ancak dışarıya bağlı olunursa yürümez. Yıllarca bunun savaşını verdik. Pamuk örneğinde olduğu gibi Amerikan firması Türkiye’den pamuk alıyordu. Daha sonra Amerika’dan bedava tohum ve bedava hasat makinesi geldi. Kendi yerli tohumumuz kalmadı. Hibrit tohum kullandığımız zaman yarın bir gün sakız enginarı kalmayacak. Israrla kendi enginarınıza sahip çıkın diye söyledik. Hibrit tohuma karşı çıkarken tarım bitme noktasına geldi. Tarım alanları imara açılıyor. Sözleşmeli tarıma geçilmeli. Üretici ne kazanacağını bilmeli” dedi.