Programda il başkanlığı görevi yürüttüğü süreçte CHP İzmir İl Başkanlığı görevinden milletvekili aday adayı olmak için istifa eden Deniz Yücel’in yerine geçecek isim konusu değerlendirildi.

CHP’nin 100 yıllık bir parti olduğunu belirten Engin, Deniz Yücel’in milletvekilliğini 5 yıldır sürdürdüğünü belirterek “Deniz Bey 5 yıl görev yaptı. Yeterli bir süre… Kendisinin takdiridir ve yeni bir görev için yola çıktı. Hak eden birisi, başarılı bir hukukçu, siyasete de emek verdi. Şehrin, ülkenin sorunlarını görevi nedeniyle daha farklı ölçekte kavradı. Başarılı olacağına inanıyorum vekillikte” dedi.

3-5 GÜN DAHA DEĞERLENDİRME OLUR
Başkanın seçilmesinin 3-5 gün daha sürebileceğini kaydeden Başkan Engin, “6 aydır gündemde bu konu. Parti 100 yıllık örgütsel birikimi ile konuştu, tartıştı. Öneriler genç olsun, zamanı olsun, bir yere aday olsun-olmasın, uyumlu, toparlayıcı olsundu ve bunlar hep iyi dilekler… Buna uygun çok isim var partimizde. Siyasette ideal olan için koşarsınız ama mümkün olanı da yapma işidir. Bugün artık biz tartışıma, önerme durumunu geçtik. Genel merkezimiz bilgileri, kişileri, önerileri aldı. Bir daha da sormaz. Öyle bir yöntem de yok. Artık iyi niyetle genel merkez toplanıp bir karar verecek. En ideali olmayabilir ama mümkün olanı belirlemeli. 5 yıldır örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığımızı yapan Oğuz Kaan Salıcı var, 10 yıllık genel başkanımız var ve ona çok bilgi akıyor. Sayın Kılıçdaroğlu her şeyi ayrıntılı takip ediyor. Dolayısıyla buradan en iyisi çıkacaktır. 100 yıllık partiyiz. Belki de 10 gün sonra yeni şeyler konuşacağız. Yeni umutlara yelken açacağız parti olarak İzmir’de. Adı geçen herkesin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Tahminim 3-5 gün daha değerlendirme olur. Şu anda yönetim görevinde. İl sekreterimiz rutin işlerine devam ediyor. Genel merkezimiz bütün bu bilgileri değerlendirir. Buradan giden öneriler, büyükşehir başkanımızın, bizlerin önerileri bir havuzda toplandı ve yeni bir aşamadayız. Parti bu bilgilere sahip ve en iyi kararı verecektir. Yüzde 100’ü tatmin etmeyebilir ama kural mümkün olanı seçmedir” dedi.

HER BİRİMİZ BİRKAÇ KİŞİYİ ÖNERDİK
Çok sayıda ismin parti genel merkezine önerildiğini de kaydeden Başkan Engin, “Havuzda en az 10 kişi vardır. Eklenebilir, 15’e de çıkabilir. Çok insan kaynağımız var. Son kararı genel başkan verir. İstişare eder Salıcı ile… Partinin genel başkanının İzmir’deki temsilcisi sonuçta… Herkes birini önerebilir. Bu kadar insan içinde artık top genel başkanda. Kriterleri var genel başkanın. Bu dönemde nasıl birine ihtiyaç var, çok insan var ve aslında bu bir avantaj. Her birimiz birkaç kişiyi önerdi. Genel başkanımız bu dönemin ihtiyacı ne ise ona göre karar verecektir. Seçime gidiyoruz, iki yıl kongre yok ve iki seçim geçirecek yeni gelen başkan” ifadelerini kullandı.

POZİTİF KATKI SUNMAYA ÇALIŞTIK
“Belediye başkanları aday belirleme sürecine neden karışıyor?” eleştirilerine de yanıt veren Başkan Engin, “biz karışmadık, soruldu, fikrimizi söyledik. Bir kişiyi önerin demedim.  Dilimiz döndüğünce pozitif katkı sunmaya çalıştık. Tabi ki belediye başkanının işi değil. Benim değil, şahsen. Biz kolaylaştırıcı olduk ama artık bizim bir yetkimiz yok” açıklamasını yaptı.

VATADAŞIN İSTEMEDİĞİ BİRİNİ İL BAŞKANI DA İSTEMEZ
Yeni seçilecek il başkanının belirlenmesinde belediye başkanlarının “desteklersek bizim faydamıza çalışır” düşüncesinin olup olmadığını yanıtlayan Başkan Engin, “Ben 2014 seçimlerini yönettim. Aday belirleme sürecinde de vardım. Vatandaşın istemediği birini il başkanı da istemez. Belediye başkanlığı için böyle. Vatandaş beni sevmiyor ama il başkanı ile aram iyi, destekledim il başkanlığı sürecinde diyebilir. Ama önemli olan vatandaşın isteyip istemediğidir. Vatandaşa soruluyor. En azından mevcut başkanlar için söylüyorum. Tabii ki birisi referans olur, partililer ve vatandaş onu sonradan tanıyabilir. Ama mevcut tanınan ve 5-10 yıldır bildiği bir belediye başkanını nasıl bilinmez, sorsan vatandaşa anlatır zaten. Bu süreçleri yaşadım. Vatandaşlar mektup yazıyor, mail atıyor. Biz başkanımızdan çok memnunuz aman görevinden kaldın diyen de var, tersini diyen de var. Vatandaş bize bunu söylüyor zaten.” Şeklinde konuştu.

İL BAŞKANIN GÖREVİ LİSTE, ADAY BELİRLEMEK DEĞİLDİR
İl başkanının milletvekillerinin şekillenmesinde ve belediye başkanlarının belirlenmesindeki faktörü hakkında yorumlama yapan Başkan Engin, “öyle bir işi yok zaten. Öyle bir görev üstlenmesine gerek de yok. O parti içinde başla isimlerin görevi. Partiyi ilde örgütleyecek, koordine edecek, bürokratik olarak işlerini takip edecek, partiyi kurumsal olarak güçlendirecek başkan. İl başkanın görevi milletvekili, belediye başkanı belirlemek değil ki… Genel başkan var ve kurullar var. İl başkanının da fikri alınabilir. İl başkanı oldum, her şeyi ben belirlerim durumu yok. Ben de yaptım o görevi…” dedi.

6'LI MASA'DAKİ HERKES BİRBİRİNE BENZİYOR
6’lı Masa’nın mucizevi bir konu olduğunu dile getiren Başkan Engin, “Güney Afrika, Latin Amerika ve yarı demokrasilerde böyle bir model çıkmadı. Birbirine benzemeyen deniyor. Hayır. Birbirine çok benziyorlar. Tamamı hukuk, demokrasi, eşit bölüşüm, insan hakları, kadın haklarına dayalı bir kadın-erkek tarifi, tarıma destek, ihracata büyütme, bilgi teknolojilerinde yatırım gibi bunlar içinde ittifak etti partiler. Buralarda büyük bir ittifak var. Türkiye’de siyaset ve seçim ittifakları dil, milliyet, köken, mezhep değerleri üzerinden yürümeyecek. Bunu bekleyen çok bekler. Bu Türkiye’de başarıldı ve bunun Türkiye’de karşılığı da varmış gördük. Olan bir şey yapıldı ve başarılı oldu ve sandığa kadar böyle gidecek, kazanılacak ve Türkiye çok iyi yönetilecek. Amaç belli, nasıl yöneteceğimiz belli. Hala lidere önem veren bir demokrasi anlayışımız var. 7’nci kişi olarak 6’lı Masa’yı denetleyecek yeni cumhurbaşkanımız. 6’lı Masa’da aday çıkarsa tabiî ki buna ihtiyaç yok. Dışarıdan bir aday mümkün, 6’lı Masa da bunu söylüyor. Hukuk devletine, ortak akla inana birisi aday yapılabilir. İçeriden de olur, dışarıdan da…” dedi.

EN UYGUN ADAY KILIÇDAROĞLU
Muhalefet için en uygun adayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyleyen Başkan Engin, “Ben CHP il başkanlığı yapmış, belediye bakanlığı yapmış birisi olarak en uygun profilin Kılıçdaroğlu olduğunu düşünüyorum. 6’lı Masa kabul eder, etmez kendileri karar verecek. Yaklaşık 12-13 milyonluk seçmenin büyük bölümü genel başkanımızın bu ülkeyi yönetme sırasının geldiğine inanıyor. Yıllardır devlet yönetimi üstlenmemiş, yerel iktidarı elinde tutan partimizin genel başkanı ülkeyi yönetme sorumluluğuna gelmeli. Demokrasinin gereği budur. Yüzde 55 oy alsak bunun yüzde 25’i bizim. 10 yıldır kutuplaştırmadı ülkeyi her türlü kışkırtmaya tacize rağmen. Linç girişimi dahi yapıldı. Adamı tutuklamadılar bile. Adalet Yürüyüşü başlı başına demokrasimiz için sefahattır” değerlendirmesini yaptı.

NE EYT NE ASGARİ ÜCRET SANDIĞI ETKİLEMEZ
Son günlerde asgari ücret, EYT gibi konularda atılan adımların sandığa ne yönde yansıyacağı yönünde soruya yanıt veren Başkan Engin şunları söyledi:

“Hükümet yeni tedbirler alıyor. Rasyonaliteye uygun değil çoğu. Rasyoneliteye uygun olsaydı alınırdı. 10 yıldır EYT sorunu var 10 yıldır da soysak güvenlik sistemini çökerteceğinden bahsedildi. Oldu mu oldu. Bizim önerimiz 25 milyon çalışan sayısının 40 milyona çıkarmak. Emekli artabilir. Ama önemli olan 2,5 milyon çalışanın üzerine 4 milyon çalışan bulabilir miyiz? İhracat artarsa meslek sahibi yeni insanlara istihdam yaratılırsa pekala olur. Açıklanan paketler sandığa oy olarak yansımaz. Her evde bir işsiz var, bugün 1’e aldığını yarın 2’ye alıyor. Bütün bunların neden? Kötü yönetimden ve sandığa yansıyacak. Her evde işsiz var ve gıdaya erişemiyor, kirasını ödemede zorlanıyor. Esnafın durumu ortada… Kiralar yüzde 80 artıyor. Nisan’da seçim olsa dahi akıl oy vermemeyi gerektirir, sandık gereğini yapar. Aşırı partizanlığım yoktur ve objektif yaşamaya, hareket etmeye çalışırm. Veriler yüzde 51’in üzerinde bir partinin kazanamayacağı yönünde… Emekliler, kiracılar, esnaflar, çiftçiler yeni bir değişim ve iktidar umut ediyor. 10 yıldır emekli olamayan adam 4 bin lira alıp sürünecek. Çalışıp 10-15 bin alan var. Şimdi 4 bin 500 alacak. Neye çare olur? Sanığa yansıması için neden yok. Asgari ücret 8 bin 500 TL oldu. Yüzde 54 zammın aynısını neden memura vermiyorsunuz? 1 yıl önce ekonomi bakanımız havaya uçuyordu. Türk modeli dendi. Döviz ihracat artacak dendi. Cari açık sıfırlanacak, ihracat sebebiyle döviz girişi olacak dendi. Şimdi ne oldu? Bırakın büyümeyi 100 milyar dolara çıktı cari açık. İhracatçı zor durumda. Gelirler düştü, girdiler, asgari ücret arttı. Model belli değil. Yarın sabah ne diyeceklerini onlar da bilmiyor”