Maddeye göre; düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ülkenin elektrik ihtiyacını karışlamak için yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarda veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlara denk gelmesi ve faaliyetin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmadığı durumlarda Bakanlık tarafından izin verilebilecek.

Zeytin üreticileri, firmalar ve ihracatçı birliklerinin karşı çıktığı kanun teklifiyle ilgili Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulundu. Alimoğlu,  madenin de ülkeye gelir getirmesi için çıkarılması gerektiğini kaydetti.

ZEYTİN AĞAÇLARININ ALTINDA MADEN VARSA VE GELİR GETİRECEKSE ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ
Başkan Alimoğlu yaptığı açıklamada “Hiç kimse konuya vakıf değil, bilmeden, madenciler üzerine algı yapıyorlar. Madenciler olarak biz önce insan, sonra çevre, sonra maden diye gidiyoruz. Sürdürülebilir madencilik üzerine yoğunlaşıyoruz. Zeytinlikler bizim, maden bizim, orman bizim… Ormanı katlederek, zeytini katlederek bir yere gidemeyiz. Bu ülke bizim ancak işin gerçeği maden dairesi bize arama yapabilmemiz için 100 hektar yer verir. Hiçbir madenci 100 hektarda çalışamaz, böyle bir şey mümkün değil. Bizim için ayrılan 100 hektarın 1 ya da 2 hektarını zor kullanırız. Geriye kalan bizim köylümüzün, ormanımızın, zeytinimizin alanıdır. Biz oralara tecavüz etmeyiz. Böyle bir şeyi aklımızdan da geçirmeyiz ama zeytin kanunu vaktiyle çıkmış ona da saygı gösteriyoruz. Zeytin ağaçlarının altında maden varsa ve gelir getirecekse çıkarmak zorundayız. Maden de zeytincilik de bizim ülkemizin kazancı. Antalya Valimiz çıkıp ben Antalya’da maden çıkarttırmam diyor. İçtiği çayın bardağı maden, kullandığı telefon, bilgisayar, her şeyin ham maddesi maden… Bize ayıp değil mi? Dünyadaki madenlerin yüzde 80’i bizde olmasına rağmen 22 milyar dolar ithalat yapıyoruz, 6 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Ayıp değil mi? 25 milyar dolar ihracat yapmamız lazım” dedi.

MADEN OLMAZSA TARIM NASIL YAPILACAK?
Alimoğlu konuşmalarının devamında şu ifadelere yer verdi: “Kullandığımız arazilerin bedelini bin misli ödüyoruz. Yetmedi, yüzde 123 zam geliyor. Biz kullandığımız arazilere, maden dairesine devlet hakkı, orman için ağaç bedeli ödüyoruz. Türkiye’de bir madenci 8 bakanlık 92 yasa, 87 yönetmelik, 16 uluslararası sözleşme, 8 tüzük,21 kurumdan izin almak zorunda ancak bu izinleri alabilirsek madenci olabiliyoruz. Bu izinleri veren kurumlar bizi denetliyor. Ruhsatımıza bile; ruhsat harcı, hazine payı, il özel idare payı, köylere hizmet götürme bedeli, belediye payı, çevre uyum teminatı, orman alt yapı izni, ağaçlandırma bedeli ödüyoruz. Madencilerin üzerinde bu kadar yük var. Zeytin de bizim, orman da bizim. Herhangi bir madenci zeytine saygısızlık mı yaptı? Böyle yasalarla ülkemizde sıkıntıları yaşıyoruz. 6 milyar dolar ihracat yapmışız, kimse bizi takdir edip bir de bu kadar istihdam yapıyorsunuz diyen yok. İhracat rakamı ile övündükçe bize yük geliyor. Yerin altında zenginlik var bunu kullanmamız lazım. Maden olmazsa tarım nasıl yapılacak?”