DAHA GÖREVE GELMEDEN KORSANLARIN PEŞİNDEYDİK
"Bizim daha göreve gelmeden üzerinde çalıştığımız bir konuydu korsan servisler. Mütevazi bir insanımdır ancak bu emeğimi asla görmezden gelmelerine izin vermem. Bu konuda inanılmaz çalıştık. Hatta TRT’de akşam haberlerinde canlı yayında ikiz plaka yakalattık. Bunu oda başkanı olmadan önce sadece esnaf olarak yapıyorduk hatta zorlanıyorduk. Bizim odaya da eleştirimiz, bu denetlemeyi odanın yapması yönündeydi. Korsan servis dediğimizde servisçinin en önemli problemi demektir. Bizden önceki oda yönetimin hiçbir şekilde korsanlarla ilgili bir çalışması yoktu. Hatta biz bu eleştiriyi yükselttiğimizde oda başkanından, ben trafik polisi miyim denetleme yapayım, cevabını almıştık. Biz göreve geldiğimizde bu konuda çok şey yaptık. Demek ki neymiş, isteyince oluyormuş. Korsan servisçilikte üzerlerine ne kadar giderseniz o kadar azalma olur. Bu denetlemeler sonrası azalma mutlaka oldu. Korkup kendiliğinden bırakan servisler bile oldu. Biz bu konunun üzerinde vitesi artırarak çalışmaya devam edeceğiz"

SERVİSÇİLİK YAPABİLMEK İÇİN 27 BELGE ÇIKARTIYORUZ
Ailelerin en değerli varlıkları olan çocukları taşıdıklarının bilinciyle çalıştıklarını aktaran Başkan Erdem Mert,” Biz ailelerin en değerli varlıklarını taşıyoruz. Güvenli bir yolcu taşımacılığı yapmayı hedefliyoruz ve şükür ki son zamanlarda kaza bela haberleri yok. Bizim hassasiyetimizin dışında sadece öğrenci servisçiliği yapabilmek için 27 tane belge çıkartıyoruz. Bu işi ne kadar sağlam ve koordineli bir şekilde yapıyoruz, bilinsin diye anlatıyorum bunu. Nedir bu belgeler; ehliyet, araç kaskosu, sigortası, araç vizesi daha sonrasında sürücünün adli sicil kaydının temiz olması lazım. SRC belgesinin olması lazım MYK belgesinin olması lazım ki MYK belgesini alabilmek için hem yazılı hem sözlü testlerden geçmek gerekiyor. Şoför tanıtım kartı alamız lazım. Yani çok meşakkatli çok kontrollü” şeklinde konuştu.

VELİLERİN KORSAN SERVİSÇİLERE DİKKAT ETMESİ GEREKİR
Velilere seslenen Başkan Mert, şu mesajı verdi:

"Yeri gelmişken velilere de seslenelim. Biz bu işi yapmaya haizsek öğrencilerinizi ve evlatlarınızı servise verirken, o servis aracının “S” plakalı olup olmadığını kontrol etsinler. Daha biraz önce saydığım belgeler olmadan çalışma ruhsatı çıkmıyor. Bundan dolayı veliler çalışma ruhsatlarına da bakabilirler. Aracımızda çalışan yardımcı personelin de belgeleri var. Ancak diğer tarafta aracın ne olduğu kullananın ne olduğu belirsiz bir şekilde servis yapan bazı arabalar var. Bunlara öğrenci vermek intihar ile eşdeğerdir. Bazen servis ücreti vermek yerine bir binek araca 5-6 çocuk sığdırıp okula getir götür işleri yapanlar da var. Bir binek araca 5-6 çocuk bindirmek ve taşımacılığını yapmak da kanunen yasak. Bu tip binek arabalarında üzerine mutlaka gideceğiz. O binek arabada Allah korusun içerisinde 7 öğrenci varken kaza yapsa, kimse altından kalkamaz."

PANDEMİ DÖNEMİ ESNAFIMIZI 5 YIL GERİYE GÖTÜRDÜ
İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Odası Başkanı Erdem Mert, yeni tarife hakkında bilgilendirme yaparken, artan maliyetlere dikkat çekti:

"Yeni tarifeyi anlatmak için önceye gitmek gerek. Bilindiği üzere pandemi dönemi yaşadık. Pandemiden belki de en çok etkilenen sektörlerin başında biz geliyoruz. Pandemi dönemi servisçi esnafını çok rahat 5-6 yıl geriye götürdü. 2 sene boyunca servisçi arkadaşlar arabalarını evin önüne kapattılar. Kapatılan araçların altında ot bitti. Geçen sene pandemi sonrasında başlayan yeni eğitim öğretim döneminde rahat bir nefes alacağımızı düşünmüştük. Ancak geçen sene, servisçi esnafını pandemi döneminden daha da kötü etkiledi. Geçen sene okul başlamadan önce mazotun litresi 5,52 liraydı. Bu fiyat üzerinden okulların açılmasına yakın öğrenci velilerimizle sözleşmeler yaptık. Eğitim öğretim döneminin devam eden aylarında akaryakıta fahiş fiyatlarda zamlar geldi. Nitekim okul sezonu bitesiye kadar mazot 30 liralara dayanmıştı. Eylül- Ağustos ayında çıkan ilk tarife de o zamanki akaryakıt fiyatı üzerinden hesaplanmış tarifeydi. Akaryakıt fiyatının fahiş yükselmesinden kaynaklı, Aralık ayında bir zam talebimiz oldu. Yüzde 36’lık bir zam aldık. Ancak devamında birbirini izleyen aylarda akaryakıt fiyatları artmaya devam edince Nisan ayında bir zam daha yapmaya mecbur kaldık. Servis ücretlerine, en azından akaryakıt zammı oranında zam yapamadık. Yapılan zamlar servisçi esnafı para kazansın diye değil, yaptığımız hizmeti sürdürebilmek için yapıldı. Nisan ayında da yüzde 40’lık bir zam alınca, geçen sene eğitim öğretim yılı bitmeden toplam yüzde 76’lık bir zam yapılmış oldu. Ancak servisçi meslektaşlarımız bu zamları zaten çok uygulamadılar. Bu zamları meslektaşlarımız kanunen resmi bakımdan fiyatlarının üzerine yansıtabilirlerdi, ancak yüzde 76’lık zammı fiyatlarımıza yansıttık diye servis içerisinden üç öğrenci inse yapacağımız zammın bir geçerliliği olmayacaktı. Burada çok büyük sorumluluk ve fedakârlık göstererek geçtiğimiz eğitim öğretim sezonunu bitirdik. İçerisinde bulunduğumuz bu sezonda sezon başlamadan önce yüzde 25’lik bir zam talebimiz oldu ve bu talebimiz uygulandı. Baktığınız zaman her şey çok fahiş fiyatlarda zamlanmış. Biz servisçi esnafının da tek gideri akaryakıt değil. İyi bir hizmet verebilmek için araçlarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Şoför ve yardımcı personel giderlerimiz var. Geçen sene yılda iki defa asgari ücrete zam geldi. Trafik sigortası ve kasko arttı. Servisçi arkadaşlarımızın da maliyetleri çok fahiş fiyatlarda arttı.

ARACI DOLDURAMADIKTAN SONRA ZAM BİR ŞEY İFADE ETMEZ
Oda olarak UKOME toplantısında güzel çalıştıklarını aktaran Başkan Mert, “Biz bu sene oda olarak UKOME’de öğrenci fiyat tarifesi tartışılırken, güzel ve çok kapsamlı bir çalışma sunduk. Bizim belli giderlerimiz var, hammaddemiz akaryakıt. Mesela nereden nereye gelmiş diye bir fiyat karşılaştırması yaptık. Çok değil 3 sene önceki fiyatları çıkardık, sadece akaryakıt fiyatlarını da değil, araç fiyatları, kasko ve sigorta fiyatlarını da çıkardık. Tüm bu kapsamda tablo içerisinde UKOME’de sunum yaparak yüzde 25’lik bir zam aldık. Ancak yapılan bu zam bizim para kazanmamız için değildi, yapılan bu zammı sürdürülebilir bir hizmet verebilmek için istedik. Bu işin bir de veli tarafı var, orasını da düşünmek gerekir. Aslında gerçek anlamda bizim isteyebileceğimiz zam oranının daha fazla olması lazımdı. Zam talebinizi çok fahiş bir fiyatta isteyebilirsiniz hatta bu fiyat onaylanabilirdi de. Ancak bu fiyat ile servisi dolduramadıktan sonra bu uygulama bir anlam ifade etmez" ifadelerini kullandı.

EN KISA MESAFE 679 LİRA OLDU
Mesafe fiyatlandırmasını açıklayan Başkan Erdem Mert, “En kısa mesafe yani 0-3 kilometre arası taşıma ücretini 679 lira olarak belirledik. 0-6 kilometre, 0-10 kilometre ve 0-15 kilometre olarak baremlerimiz var. Mesela 0-6 kilometre arası taşıma ücreti 892 liradır. En uzak mesafe olan 0-40 kilometre arası taşıma ücreti 1722 liradır. Tabii bu fiyatlar içerisinde arabanın içerisinde çalışan hostes ekli değildir. Öğrencimiz ilkokul, ortaokul ya da liseye gidiyorsa ve aracın içinde çalışan hostes varsa bu fiyatlandırmaya ek yüzde 30 ilave ücret talep edilir. İzmir’de öğrenci tarifesi Ankara’yla hemen hemen fiyat bakımından aynıyken İstanbul’dan ucuzdur” dedi.

OKULA VERDİKLERİ KOMİSYONU VELİLERDEN ÇIKARTIYORLAR
Özel okulların servis fiyatlarındaki farklılığın nedenini açıklayan Başkan Mert, velilerle birlikte servisçilerin de bu işte mağdur olduklarına vurgu yaptı:

"Bu konu üzerinde ne yazık ki çok büyük yanlış algılar var. Konuşulan tek konu “servisçiler, bizden çok fazla para alıyor.” Bu kocaman konuyu sadece servisçiler üzerine genelliyorlar. Tarife bazında söyleyecek olursam, tarifeler tavan ücretlerdir. Bu tavan ücretlerin dışında ücret talep edilemez. Özel okullarda 818 lira artı yüzde 30 ilave edilir. Bu konuda bize de velilerden gelen şikayetler var. Veliler, bizden çok daha fazla fiyat isteniyor, diyerek odamıza başvuruyor. Bu durum Kolejlerde çok sorun olmaya başladı. Özel okullar ticarethane gibi yönetiliyor, firma okuldan servis işini almak için okula bir komisyon ödüyor. Sonrasında bu komisyonu çıkarmak için de ücretin üzerine ücret koyuyor. Yani okula verdiği komisyonu bir veliden çıkarıyor, iki servisçi esnafından çıkartıyor. Servisçi arkadaşlarım ücretin üzerindeki ek ücreti almıyor. Bu parayı alan okul ve firma. Şöyle örnek verecek olursak; biz tarlada domatesi yetiştiren çiftçiyiz, bizden 1 liraya alınıyor ancak mutfağımıza gelene kadar fiyatı 10 lira oluyor. Servisçi esnafı arkadaşım veliden 10 lira alıyorsa bu ücretin ancak ve ancak 3 lirası cebine giriyor. Ben buradan velilere seslenmek istiyorum; sizden fahiş fiyat istenirse, mutlaka İzmir Büyükşehir Belediyesine müracaat edin. Ardından Tüketici mahkemelerine giderek haklarınızı arayın. Kuruma ve servisçiye aracı olan firmalar burada bu fahiş fiyatları alıyor.”

EVİMİZE EKMEK GÖTÜRKMEK ZORUNDAYIZ
Servisçi esnafının, veliler ile pazarlık yaparak servis fiyatlarını düşürdüğünden bahseden Başkan Mert, “Zor bir dönemden geçiyoruz. İstatistiksel verileri çıkardığımızda en çok zam ulaşım sektörüne geldiğini görüyoruz. Bunun bir maliyetinin olması gerekiyor. Bunun için de zam yapmak durumunda kalıyoruz. Biz isteriz ki giderlerimiz az olsun, herkesin ulaşabileceği bir fiyat olsun. Sonuçta biz de evimize ekmek götürmek zorundayız. Lise öğrencileri daha çok toplu taşım araçlarını tercih ediyorlar. Havalar soğuyunca, onların bir kısmı servise gelecek diye düşünüyorum" diye konuştu

GÖREVE GELDİĞİMİZDE DEMİRBAŞ DEFTERİ YOKTU
Geçmiş dönem oda başkanı ve yönetimine yönelik sert eleştirilerde bulunan Oda Başkanı Erdem Mert, "Geçmişten gelen sorunları çözmeye çalışmaktan, asıl görevimiz olan esnafımızın sorunlarıyla yeterince ilgilenemiyoruz" dedi ve şu açıklamalarda bulundu:

"29 sene bu odaya başkanlık yaptılar. 29 sene, bir insan hayatı kadar neredeyse. Uzun senelerin vermiş olduğu yorgun, çalışma azmini kaybetmiş, esnaf sorunlarına cevap veremeyecek bir duruma gelmiş bir oda vardı. Zaten bundan dolayı biz bu göreve talip olduk. Gelir gelmez masada biriken sorunların halledilmesi üzerine çalışmalara başladık. Bazı konuları hallettik bazılarını hala halletmeye çalışıyoruz. Odanın içinde de çok sorunlar vardı. Oda içerisindeki sorunların halledilmesi bayağı zaman aldı. Bu iş bizi zorladı ve bize çok zaman kaybettirdi. Ben böyle olacağını tahmin ediyordum ancak bu kadar uzayacağını beklemiyordum. Devir alma sürecinde, devralanın da devredenin de imza atması lazım. Önceki yönetimden kalan defterlerin incelenmesi lazım ancak bazı defterler ortalıkta yoktu. Odamızda demirbaş olarak her eşyayı kayıt altında defterde tutulması lazım ki, biz odaya geldiğimizde demirbaş defteri yoktu ve hala yok. O yüzden bu sorunları bir an önce halletmemiz gerekti aslında. Biz işimize konsantre olarak bir an önce esnafımız için çalışmak istiyorduk ancak önce binanın içindeki sorunları halletmeden esnafa yardımcı olamazdık. Bu yapılan yanlışlar, birer suçtur. Gerekli kurumlara yazdık. Artık bunun hesabını yargıda verirler."

ODA BİNASININ BİR KATI SATILMIŞ, BİR KATI KİRADA
"Eski başkan hem oda başkanı, hem de Servisçiler Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı idi. Binamızın komple bizim odaya ait olduğunu sanıyorduk ancak binanın tamamı bizim değilmiş meğer. 4. katın tamamı satılmış. 2. kat kiralık verilmiş, 10 yıl bedelsiz olarak. Bunu yapabilmeniz için meslektaşlarımızdan onay almanız gerekirdi. Bizler orada geçiciyiz, biz göreve yeni geldik ancak 4 sene sonra seçim var, yönetimde bizlerin tekrar kalacağının garantisi yok. Esnafımıza iyi şeyler yaparsak, yine bize teveccüh gösterip yine seçerlerse görevimizi yaparız. Ancak seçmezlerse de gitmeyi bilmek gerekir. Aslında gitmeyi bilmek erdemliktir. O koltuk, o kalem, o masa benim değil; biz emanetçiyiz. 4 sene sonra bir başka arkadaşımız gelirse, bu görevi usulünce devredip yeni yönetime yardımcı olmamız gerekir. Binanın her bir katında esnaflarımızın hakkı var bu vebal, ağır bir vebal. Uzun süre görevde kalsan da burası benim dememek lazım. Orası bir emanettir. Biz bu problemleri ilgili makamlara devrettik. Tüm yasal işlemleri başlattık. Benim esnafımın hakkını aramam lazım."

ODA OLARAK YANLIŞ SİSTEMLE AÇILAN İHALELERE KARŞIYIZ
İlçe servis araçları ihalesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Erdem Mert, şu eleştirilerde bulundu:

"İzmir’de toplam servis sayısı 6 bin 275... Güneyde bir ihale yapıldı; yani Bayındır, Tire, Ödemiş, Beydağ ve Kiraz'da, sadece bu 5 ilçede çalışabilen “S” plakalı servis ihalesi yapıldı. Bu ihalede 96 plaka verildi. Biz göreve geldikten sonra ihaleye şart koyduk. Bu ihaleye karşı çıktık. Bu ihale neden yapılıyor ki, sadece kendi ilçelerinde çalışan, merkezde çalışamayan plaka işleyişinde bir sorun var zaten. Önce bunu çözmemiz lazım; biz bunu çözmek için çalışmalar yapıyoruz. Her ilçenin bir kodu var, plaka kodu; ancak o plaka kodları o kadar karışık ki, biz bile sorulduğu zaman unutuyoruz. Dolayısıyla sahada görev yapan trafik polisleri de bu kodları kaçırabiliyorlar. Bu araçların farklı bir plaka olması lazım. S plaka harici. İlçelerde ihaleye çıkan plakalar orada kendilerini kamufle ederek merkezde servisçilik yapıyorlar. Mesela ilçelerde S plaka ihaleye 200 bin liradan çıkıyor. Ancak İzmir’de şu anda S plaka ihale değeri 1 milyon 650 bin lira. Nasıl olsa burada çalışabiliyor diyerek gelip burada merkezde çalışıyorlar. Bu araçların plakalarının farklı, renklerinin ayrı olması lazım. Bunun bu zamanlara kadar olmaması büyük bir hataydı zaten. Denetim daha rahat ve daha kolay olacak. Şu anda karmaşık bir düzen var ve biz bu iş olana kadar bu işin takibindeyiz. Odaya geldiğimizden beri trafik polislerimizle birlikte denetimler yapıyoruz. Şamil Özsagulu müdürüme teşekkür ederim; bizim sorunlarımıza da eğiliyor. Beraber bu denetimleri artırarak, Emniyet ile ortak paydaş halinde çalışmaya devam ettireceğiz."

KOLTUK SENSÖRÜNE NEDEN KARŞI ÇIKTIK?
Öğrenci taşıma yönetmeliğinde koltuk sensörü, üç nokta emniyet kemeri, iç ve dış kamera ve şeffaf cam gibi şartların servisçi esnafı tarafından neden kabul edilmediğini açıklayan Başkan Mert, şu bilgileri verdi:

"Servisçi esnafı arkadaşlar maliyetinden dolayı itiraz etmiyorlar bu taleplere. Öğrenci taşımacılığı yapıyoruz, daha önceki genelgede 2018 yıl üzeri araçlarda istenir diye bir ibare vardı zaten. 2018’de fabrikasyon çıkışında bu ekipmanların hepsi var. Ancak bir sendika itiraz etti bu duruma, mahkemeye verildi ve mahkeme tüm araçlardan istenir diye bir karar verdi. 2018 yılı önceki araçlarda fabrika çıkışı bu ürünler olamayan araçlar var. Bu araçlara sonradan montaj, sonradan tadilat yapmak araçlarda sıkıntı olmuştur. Mesela koltuk sensörü montajı demek, araba 27 kişilik önden başlayıp en arka koltuğa kadar kablo çekmek demektir. Yani arabanın elektrik aksamına dışarıdan müdahale anlamına gelir. Bu kablolar kısa devre yapsa seyir halindeyken araç alev alsa Allah korusun, biz kime neyin hesabını vereceğiz? Bir önceki uyulama doğru uygulamaydı ancak sonradan karar bozulunca tüm araçlardan istendi. Biz bunu tekrardan 2018 model üstü araçlardan istenmesi açısından bir çalışma yapıyoruz.”

ARAÇ FİYATLARINDA İNANILMAZ ARTIŞ VAR
Araç filolarını genç tutmak istediklerini ancak araç fiyatlarına gelen fahiş zamlar ile bunu yapamadıklarını anlatan Başkan Mert sözlerine şöyle devam etti:

"Filomuz genç ancak bundan 3 sene önce arabasını değiştirenler sayesinde... Arabasını değiştirebilen esnaf arkadaşlarımızdan şu an kimse araçlarını değiştiremiyor. Araç fiyatlarında 3 sene önceyi baz aldık. 27 kişilik bir araç 2019'da 400 bin liraymış. Aynı araç, şu anda 1 milyon 470 bin lira. 10 sene geri gitmiyoruz, 3 sene öncesinden bahsediyoruz. İnanılmaz bir artış var. Hem pandemi döneminde hem de pandemi dönemi sonrası yaşadığımız süreçte açıkça söyleyeyim para kazanamadık. Açıkçası şu anda nasıl araba değiştireceğiz bilmiyoruz. Gerçi zaten değiştiremiyoruz ancak bir de araçların kasko ve sigorta maliyetleri de çok arttı. Kasko ve trafik sigorta fiyatları bizlerin belini bükmüş bir durumda. En son tekrar fiyatların üzerine yüzde 30 daha zam geldi. Baktık yıllara göre fiyatlara; 1. Basamak diye tabir ettiğimiz hasarsız bir arabada fiyat 2019 senesinde 4 bin 835 liraymış. Şu anda bu fiyat tam olarak 12 bin 278 lira. Bakın fiyat 3 kat artmış. Bu sorunu çözmek, esnafın yükünü hafifletmek lazım."