Toplantıda açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sonrasında ise soruları yanıtladı.

VATANDAŞIN HAKKINI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Kendilerinin kimse incitmeden dönüşümü gerçekleştirdiğini vurgulayan Başkan Soyer, “Teknik yapıyı ve paydaşlarını kutlamak istiyorum. Biz İzmirliler biliyoruz ki kangren diyebileceğimiz ve en zor alan dönüşüme uğruyor. Bu her türlü takdirin üstünde ve İzmir'in geleceği için çok değerli bir adım. Ege Mahallesi 1’nci etap çalışmaları başlatmış oluyoruz. Bugün İzmir’in insanca ve doğa ile uyumlu dönüşümünde yeni bir sayfa açılmış oluyor. Bu nedenle çok memnun, mutlu ve gururluyum. İzmir'in yaşlı yapıyı stoku şehrimizin en temel sorunlardan biri. Yarım asırdan beri oluşmuş plansızlığı düzeltmek kolay değil. Ancak teslim olacak ve pes edecek değiliz. Göreve gelir gelmez mücadeleye başladık. İzmir daha güvenli ve daha huzurlu bir şehir olacak. Biliyoruz ki mekânın ruhu vardır. O ruhu ne kadar coşkulu ve kendinden eminse o şehrin insanları da öyle yaşar. Kentsel dönüşüme eski binaların yıkılıp yenilerin yapılması olarak bakmıyoruz, bakmayız. İzmir’de kentsel dönüşümü mekânsal ve sosyal yapının yansıması olarak görüyoruz. Bu nedenle yerinde dönüşüm en temel ilkemiz. Mahallelerimizin ruhu ancak orada yaşayan vatandaşların ruhu ile büyüyebilir. Toplamda 6 mahallede İzmir’in dönüşümünü asım adım gerçekleşmeye devam edeceğiz Ege Mahalle’sindeki dönüşüm ile 4 bin kişinin ikamet ettiği bu bölge çok modern bir çehreye bürünmüş olacak. Amacımız Ege Mahallesi'nde yaşayanlar için daha güvenli ve sağlıklı evler sağlamak ancak aynı zamanda burada yaşayanların burada yaşamasını istiyoruz. Yüzde yüz uzlaşı ve tüm süreci İBB güvencesi ile yapıyoruz. Tüm vatandaşlarımızın içi rahat etsin. Kentsel dönüşümde vatandaşın güvencesi İBB’dir. İster Ege Mahallesi'ndeki gibi ister kooperatifçilik sistemi olsun vatandaşın hakkını korumaya devam edeceğiz. Biz kentsel dönüşüm yaptığımız yerlerde evleri yıkarken ruhları incitmiyoruz. Tüm kentsel dönüşüm projelerimizde bunu yakalamayı hedefledik” dedi.

DİLİYORUM Kİ TÜM YEREL YÖNETİMLER BU ÇALIŞMAYI YAPAR
İzmir’in gelecekte hangi yöne doğru ve nasıl büyüyeceği yönündeki soruya da yanıt veren Soyer, ““Biz şu anda mikro ölçekte bir deprem çalışması yürüyoruz. Türkiye’de 10 üniversite ile yaptığımız protokol ile sürdürüyoruz. Türkiye’de hiçbir kette olmayan bir çalışmayı yürütüyoruz. İşin yarısına geldik. Sonunda ‘İzmir geleceğinde nereye ne kadar yapı yapabilir, hangi faylar tehditkâr’ fotoğrafını çıkarmış olacağız.  Bu çok bilimsel bir çalışma. Herkesin önünü görebileceği, İzmir’in nereye doğru büyüyebileceğini göreceğimiz bir çalışma. Mevcut yapılar için de İnşaat Mühendisleri ile bir protokol imzaladık ve binaların envanterini çıkarıyoruz. Biz bir yandan bu şehrin mevcut durumunu tespit edip, geleceğe dair nasıl büyümesi gerektiğini tespit ediyoruz. Bu yatırımcı içinde bu şehre gelmek isteyen içinde bir güvence oluşturacak. Biz eldeki verilerin kifayetsiz olduğunu biliyoruz. Diliyorum bütün Türkiye’de yerel yönetimler kendi şehri için bu çalışmayı yapar” diye konuştu.

BELEDİYE ŞİRKETLERİNİ İHALEYE SOKANA DEK…
Geçmişte durağan olan dönüşüm çalışmalarının kendi döneminde neden bu kadar hızlandığı yönündeki soruya yanıt veren Soyer, “Biz belediye şirketlerini sokuyoruz. Orada rekabeti belediye şirketini soktuğumuzda belediyeyi zorlayacak noktaya sürüklemelerinden kurtarmış oluyoruz. Belediye şirketi girdiği zaman adil ve hakkaniyetli bir ihale yaşanmış oluyor. Bu nedenle bizim İzmir’de belediye iliyle de belediye ile birlikte iş yapmak isteyen yatımcılar eliyle de yapacak çok iş var. Göreve geldiğimizde anlaşması tamamlanmış tapuları teslim edilmiş 3 bin tapu vardı. Bütün hazırlık olmasına rağmen müteahhitler ihaleye girmiyordu. Biz tekrar ihaleye çıkıyorduk ancak yine girilmiyordu. Sonra bir toplantı yaptık ve sorunu sorduk. Ticari olarak uygun görmediklerini belirterek giriyorlardı. Buradaki beledilerin payını aşağıya çekmek istiyorlardı ve bizde belediye şirketlerini devreye sokunca kimse farklı taleple bize gelmedi ve ihaleye girmeye başladılar. Vatandaş bize ortada bir şey yokken tapusunu bize devrediyor. Düşünün aile içinde baba evladına devretmiyor tapuyu. Bize güvenlerinden tapuyu devrediyorlar. Bize de bu sorumluluk düşüyor. Bu güveni boşa çıkarmamak” ifadelerini kullandı.