Deprem anında binaların çöktüğü ve ağır, orta ve az hasarlı olmak üzere binlerce konut için hasar tespiti yapılmıştı. Enkazların kalkması sonrası konutların yeniden dönüşümü süreci başlarken, ilçede yapılan/ yapılmayan birçok icraat ise yerel yönetim ile iktidarı karşı karşıya getirmişti.

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ise süreç içinde kendisine ve partisine yöneltilen eleştirilere SONSÖZ TV’den yanıt verdi.

BİRİNCİ DERECEDE SORUMLU DEVLET
‘Belediye yeteri kadar çalışmadı’ yönündeki eleştirilerin bilimsellikten uzak olduğunu dile getiren Başkan Sandal, “Bilimsel bir işte kıyas olur. Van depreminden, Elazığ’dan, Malatya’dan mı geri kaldı? Nedir onlardan eksik kaldığımız? Hem enkaz hem geçici konutlarda onların yaptığından 100 kat ilerideyiz. Yetmedi K planlarını emsal artışını ilk biz geçirdik. Kredi için Cumhurbaşkanına yüzlerce defa çağrıda bulunduk. Bu eleştiriyi yapanlar kendi belediyeleri ile bizi kıyaslasınlar. Burada belediye ile kamu karşılaştırılıyor. Vatandaş deprem vergisini ödüyor. Bunu devlet topluyor. O zaman bir işlem olduğunda bundan birinci derecede sorumlu devlet. Karadeniz de afet bölgesi ilan edildi bir gece de. Peki Bayraklı’daki sorun neydi? İyi ki orayı afet bölgesi ilan ettiniz ona bir şey demiyoruz. Biz devlet ile rekabet içindeki bir kurum değiliz. Biz devletin bir parçasıyız. Yerimizi de haddimizi de biliriz. Bugün merkezi hükümet tarafından idare ediliyor olabilir bakanlıklar ancak yarın değişebilir. Bugün olan sorun siyasi iktidarın kendini devlet yerine koyması. Partiye aidat veren arkadaşların parası ile mi TOKİ o işleri yapıyor? Bu konuda ciddi bir haksızlık var” dedi.

ELİNE ÇEKİÇ ALINIP VERİLEN RAPORLARIN HEPSİ TEHLİKELİ 
Kamu kaynakları ile yapılan işlerin siyasi parti tarafından yapılmış gibi lanse edildiğini de vurgulayan Sandal, “Devlet herkesin devleti… Devlet CHP’linin de, AK Parti’nin de, MHP’nin de HDP’nin de Saadet Partisi’nin de diğer tüm partilerin de devleti. Burada kamunun yaptığı işi siyasi parti işi gibi anlatılması söz konusu… Haydar bey (İZDEDA Başkanı) bazı açıklamalar yaptı umarım bunlar pozitif yansır. Vatandaşın kredi talebi var. Verin bunu insanlar evini yapsın. Nasıl müteahhitlere, ticaretle uğraşanlara ayrıcalıklar tanıyoruz, burada da bir şey tanıyalım. İkinci konu evin hasarlı olup olmadığı… Burada hasar kademesi oluşturmak siyasi bir bakış açısıdır. Az hasarlı binalar yıkılmadı mı depremde? Yıkıldı. Bunlar sıkıntılı durumlar. Yeni yaptığımız binalar ile bunları kıyasladığımızda az hasarlılar sağlıklı bir durum mu? Ben güçlendirmeye karşı çıktığımda beni topa tuttular. Az hasarlı olunca DASK’tan yırtıyor. Orta ve ağır hasarlılarda hükümlülük varken az hasarlıda yükümlülüğü yok. Biz binanın orta ve üstü depremde binanın durumunu ortaya koyan bir rapor hazırlanmalı. Eline çekiç alınıp verilen raporların hepsi tehlikeli. Depremde evi hasar görmüş ve yıkılmış yurttaşlarımızın emlak vergilerini silelim. Belediye olarak zorlamıyoruz ancak kanunu yükümlülük olduğu için almamız gerekiyor. Bakanlık böyle bir karar alırsa bizde bunu almayız” ifadelerini kullandı.

KREDİNİN BELLİ KRİTERLERİ OLMALI
Deprem mağdurlarına yönelik kredi konusunda da bahsi geçen oranların yeterli olup olmadığı yönündeki soruya yanıt veren Sandal, “Evin maliyeti belli. Bu işin orta yolu yok. Bu bardak 100 TL ise size 90 TL versem alabilir misiniz? O zaman veriyor gibi davranma. Şu an 800 bin TL ila 1 milyon arası rakamlar konuşuluyor. Bir standart getirilmeli. İşin fiyatı belirlenip müteahhit karı konup kredi verilmeli. Bu kredinin de belli kriterleri olmalı” diye konuştu.

TOKİ GELSİN BAŞLASIN
Süreçte tarafların sorumluluğu birbirine bıraktığına da dikkat çeken Sandal, “İki yıldır top geziyor. Topun kimin ayağında olduğu belli değil. Biz belediye olarak üstümüze düşeni yaptık. Çok da gaz verdiler arkadaşlara, dönem dönem bizi de eleştirdiler. TOKİ gelsin başlasın. Biz elimizden ne geliyorsa o desteği de veririz” dedi.

ELEŞTİRENLER DE ÇABANIN FARKINDA
Eleştirenlerin bile verilen çabanın farkında olduğunu dile getiren Sandal, “Arkadaşlar bizim ne kadar emek ve çaba verdiğimizin farkındalar. Zihinlerinde doğruyu biliyorlar. Belediye bir kamu kurumu, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı da bir kamu kurumu. Herkesin sorumluluğu farklı. Kendi işlerini niye bize söylüyorlar. Belediye kredi mi verebiliyor? İstersem krediyi faizini sıfırlayabiliyor muyum? Belediye neyi yapmadı? Mağdur mu ettik? Çadırları mı zamanında kurmadık, ihtiyaçlarımı karşılamadık?” ifadelerin kullandı.

RESMİ AÇIKLAMA YAPILSA TARTIŞMA BİTER
Rezerv alandaki fazla konutların depremzede olmayan kişilere satılacağı yönündeki iddiayı de değerlendiren Sandal, “Bizimde bu konuda duyumlarımız var. Orası rezerv alan ve deprem ile ilgili yapılan binalar var. Önce ağır ve orta hasarlı... Az hasarlı binalarda depremde mağdur olan kiracıların sorunları çözülsün. Bunlar da çözüldükten sonra oluyorsa duruma bakarlar. Bizim duyduğumuz üçüncü şahıslara verileceği iddiasının şişirildiği yönünde. Ancak durum hala net değil. TOKİ yada bakanlık resmi açıklama yaparsa bu tartışma biter. İlgili kurumlardan açıklama gelmemesi bizi endişelendiriyor” diye konuştu.

TELEFONUM BELLİ
Müteahhitlerin suçu belediyeye attığını da vurgulayan Sandal, “Depremzedelerimiz  bazen planlarımız belediyenden geçmiyor diyorlar. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olduğunda telefonum belli. Planlar geçmiyor diye bir şey yok. Gelirler belediyeye bizzat benle görüşürler. Buradaki sorun müteahhitler zemin etüdünü geciktiriyor yada bir evrağı bilerek eksik veriyor piyasa dalgalı diye ama vatandaşlara belediyeden izin çıkmadı diyor. Bize böyle 10 şikayet geldi biz vatandaşları çağırdık ve hepsinde bu sorun çıktı” dedi.

OFİSİMİZE RAĞBET OLMADI
Bazı sözleşmelerin ise iptal edildiği yönündeki bilgilerin de gerçeği yansıttığını belirten Sandal, “Art niyetli işlemler de var. Müteahhittin de haklı olduğu yerler var. 400 bin TL’den imzalamış ancak şimdi 1 milyona gelmiş rakamlar. Biz yardım ofisi kurduk gelin danışın diye ancak çok rağbet görmedi” ifadelerini kullandı.