Erken seçim tartışmalarından, ekonomik sıkıntılara; Ankara çıkarmasından, Atatürk Kültür Merkezi’nin İl Emniyet Müdürlüğü’ne tahsisi konusuna kadar açıklamalarda bulunan Sertel, İzmir’in hizmet noktasında arka planda kaldığı iddialarına da değindi.

ZAVALLI SİYASET YAPIYORLAR
Geçtiğimiz dönemlerde Uzundere’de bulunan 80 hektarlık arazinin tamamının İzmir Demokrasi Üniversitesi’ne devrinin ardından üniversite yapılması planlanan alanda TOKİ konutu yapılması karşısında dava sürecine giren Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na AK Parti’den eleştiriler gelmişti.

Bu eleştirilerin halen devam etmesi üzerine değerlendirmelerde bulunan Sertel, “Muhittin Selvitopu gibi bir insanı bu şekliyle suçlamak gerçekten akıl karı değil. Karabağlar’ı çok iyi bir noktaya getirmeye çalışan ve benim de çok desteklediğim biri. O tip suçlamalarla yaklaşmasın. O bölgenin eğitim kampüsü olmasını çok arzu ediyor. TOKİ’den ev sahibi olacaksınız diyerek onları belediyenin üzerine götürmek istiyorlar. Burada siyaset yapıyorlar. Çok zavallı bir siyaset bu... Vatandaşta ‘ben ev sahibi olacaktım, Muhittin Selvitopu engelliyor’ diye bir imaj çizerek belediye başkanını yıpratmaya çalışıyorlar. İşin aslı öyle değil ama işin aslı; eğitim kampüsünün ayrılarak bir çalışma yapılması noktasındaki planlamadır. Bizim belediye başkanımız insanlarımızın yanındadır” şeklinde konuştu.

ERKEN SEÇİMİN OLACAĞINI BEKLEMİYORUM
Türkiye’nin gündemini ekonomik açıdan ele alan Sertel, erken seçimi istediklerini ancak olmayacağını düşündüğünü aktararak şu sözleri ekledi:

“Erken seçim istiyoruz ama beklemiyorum. Neden? Sandıktan kaçıyorlar. Er meydanı pehlivan için çayırdır. Er meydanına çıkmıyor. İktidarın Türkiye’de bu sorunları çözebilme enerjisi, düşüncesi, motivasyonu yok. Asıl mesele; sorun olduğunu tespit edersen sorunu çözmeye çalışırsın. Sorun görmüyor ki... Sen asgari ücretin 4.250 TL olduğu ülkede, emekliye 2.500 TL veriyorsun. Asgari ücret, asgari geçim standardıdır. Emekli içinde böyle olsun ki o da bu düzeyde yaşasın. Yok ‘emekliler memnun, sorun yok’ diyor. Tarımda üretimin cezalandırıldığı bir ülke haline geldik. Çiftçiler için de üretim yapan herkes kazandı diyorlar. Nereden bakıyorlar? Kendi taraflarından bakıyorlar. Rahatlar, tuzları kuru...

Onlar halk için konuşmuyor. Halkın içinde yoklar. Bir kere Kemeraltı’na, Işıkkent’e esnafa gidip nasıl geçiniyorsunuz diye sormuyorlar. Yine biz soruyoruz. Biz de onlara diyoruz ki; bize yakınıyor, derdinizi döküyorsunuz. Biz de mecliste anlatıyoruz. Ama o zamanda oradan AK Partili biri bağırıyor, ‘kırsalda ki oyların hepsini topluyoruz’ diye... Bakıyoruz doğru. Yani oy oranlarına baktığımızda ağlayanların oy verdiği ortam gibi. Ama şimdi değişiyor her şey. Eskiden korkuyorlardı ama artık herkes sesini yükseltmeye başladı. Sadece bizim onların sesi olmakla çözemiyoruz, onların da konuşması lazım”

ARABALAR GARAJDA SÜS GİBİ DURACAK
Geçtiğimiz günlerde mazot ve benzine gelen peş peşe zamları eleştiren Sertel, ‘İzmir trafiğinin sorunun Recep Tayyip Erdoğan çözdü’ ifadelerini kullanmıştı. Buna ek olarak iki büyük metropolde de trafiğin bu sayede azaldığını belirterek, “Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’un da, Ankara’nın da trafik sorununu çözmüş. Çünkü insanlarda benzin, mazot alacak para yok. Eskiden televizyon belli saatlerde açılırdı. Kapalı olduğunda üzerine bir dantel koyulur, süs gibi dururdu. Şimdi arabalar da garajda, mahallede aynı böyle süs gibi duracak. İnsanın arabasının içine binemediği, gezemediği duruma gelecek. Bir noktada İzmir’de trafiğin rahatlaması açısından iyi, rahatladı ama... Toplu taşıma araçlarını kullanma açısından bir olumlu taraf var ama peki ya korona? Zaten vatandaşlar koronadan korunmak için arabalara biniyorlardı. Artık o da imkansız...” sözlerini kullandı.

MERKEZİ HÜKUMETİN İZMİR’E YATIRIMI YOK
Geçtiğimiz günlerde 2022 yılı kamu yatırım programının açıklanmasıyla birlikte İzmir’deki projelere verilen destekler siyaset gündeminde polemiğe yol açmıştı. Bunun üzerine hükumet tarafından İzmir’e yapılan bir yatırım olmadığını dile getiren Sertel, “Merkezi hükumetin İzmir’e yatırımı yok. İyi ki belediyeler var. Metroyu bile engellemeye çalışıyorlar. Mesela niye Bergama’ya İZBAN’ı uzatmıyorlar? İzmirliler merkez hükumete sorsunlar. Bizim belediye başkanımız Çiğli’ye raylı sistem döşüyor, Narlıdere’ye metro döşüyor, Buca metronun ihalesiyle uğraşıyor. Bu İzmir için... Bu sadece yerel yönetimin işi değil. Siz buradan topladığınız , İzmir’den aldığınız verginin yüzde 2 buçuğunu geri verirken ne kadar vicdansız, ne kadar insafsız insanlar olduğunuzu içinizde değerlendirin. Yüzde 10’unu – 15’ini verin bari” şeklinde konuştu.

ASLINDA SOYER’İ DEĞİL, İZMİRLİYİ CEZALANDIRIYORLAR
İzmir’de yapılması planlanan ve desteklenmesi beklenen projelere karşılık gelmemesi hakkında konuşan Sertel, asıl cezalandırılanın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer değil, İzmirliler olduğunu belirterek, “Tunç Soyer, depremden dolayı hasar gören binaların yenilenmesi için kredi buluyor. Para bile istemiyor, onay istiyor. Onu bile vermiyorsunuz. Kendisi polemiğe girmiyor. Siyasette biz gerekeni söyleriz. O işin olmasına bakıyor. Sen İzmir için çabalamaya çalışsan da, siyaset üstü dursan da seni siyaseten cezalandırıyoruz diyor. Akıllarınca Tunç Soyer’i cezalandırıyorlar ama o değil, vatandaşlar cezalandırılıyor. O depremzedeler cezalandırılıyor... İzmirli cezalandırılıyor. İzmirlilere ceza kesen bir Cumhurbaşkanı var. Tunç Soyer’in ayağı tökezlesin, yürüyemesin istiyorlar” ifadelerini kullandı.

ORAYA GİDENLER ONU YOK SAYIYOR
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bakanlarla yapılan toplantıya İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ender Yorgancılar ve Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Mahmut Özgener’in katılması ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bu davete çağrılmaması konusuna tepki gösteren Sertel, Soyer’in yok sayıldığını belirterek “Bir belediye başkanı; şehr-i emindir, şehrin emanet edildiği kişidir ve oylarla seçilmiştir. 4 buçuk milyon insanın temsilcisidir. Büyükşehir Belediye Başkanı öyle 800 kişinin seçtiği kişiye de benzemez. Siz onu yok sayıyorsunuz. Oraya gidenler de onu yok sayıyor. Yanlış olan o. ‘Biz gidiyoruz ama bizim birçok sorunu götürdüğümüz ve kendisinden çözüm istediğimiz ve bize yardımcı olan, şehr-i emin olan Tunç Soyer nerede?’ demiyorlar” dedi.

EBSO VE İZTO BAŞKANININ SUÇU VAR
Özellikle Özgener ve Yorgancılar’a sitemlerini dile getiren Sertel, şehrin sorunlarını anlatacak bir kişinin daha olduğuna vurgu yaparak “EBSO ve İZTO başkanının suçu var. İster yüzlerine söyleyeyim ister arkalarından konuşayım suçları var. İnsan şunu sorgulamaz mı; ‘Ticaret Odası Başkanı şehir ile ilgili bir durum söz konusu olduğunda Tunç Soyer’e bir alo demiyor mu?’ Yardım istiyor, Tunç Soyer’ de çözüyor. E giderken bu şehrin sorunlarını anlatacaksınız demek ki ama bunu anlatacak bir kişi daha var. O kişi de çok önemli biri, Büyükşehir Belediye Başkanı... AKP’lilere sormuyorlar mı? Mahmut Özgener, Ender Yorgancılar sormuyor mu? ‘Bizi götürüyorsunuz da Tunç Bey nerede?’ niye demiyorlar. Korkuyorlar mı iktidardan? Tayyip Erdoğan’dan korkuyorlar mı? Sormadıklarına göre...” şeklinde konuştu.

SEN ONU SAYMAZSAN O DA SENİ SAYMAZ
Sertel, yaşanan bu olaya İzmir halkı tarafından çok tepki geldiğini ifade ederek bir daha yapılmaması çağrısında bulundu ve şu sözleri ekledi:

“Niye gidiyorsunuz? Tunç Soyersiz nereye gidiyorsunuz? Sen onu saymazsan, o seni hiç saymayabilir. Kavga olsun diye demiyorum. Şehirde ki oda, dernek başkanlarının, STK’ların kent için ortak fikir üretmesinden yanayız. Biz birlikten yanayız ama bu olmaz. Yakışık olmaz, şık değil. Siz kime gol atıyorsunuz? CHP üzerinden Tunç Soyer’e gol atacaklar. Kendi kalenize gol atıyorsunuz... Öyle yaparsanız İzmir de gerekli cevabı bizden değil halktan alırsınız. Zaten çok da tepki aldılar. Bir daha yapmasınlar”

BU BİR ZİHNİ SİNİR PROJESİ
Son günlerde Ege Üniversitesi’ne bağlı Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) İl Emniyet Müdürlüğü’ne tahsisi tartışmalarına yorum getiren Sertel, “Sayın Vali’ye, Bedri Serter ile söyledik. Bu Atatürk Kültür Merkezi’nin Emniyet Müdürlüğü’ne çevrilmesi akıllara zarar bir durum. Ya bir kültür evi, İzmir’de çok da olmayan bir yer. Pandemi döneminde belki biraz aksama oldu ama orada tiyatro, fotoğraf gösterileri vs. olan bir yer. Buranın emniyet sarayı haline getirilmesi nasıl bir düşüncedir? Zamanında Sayın Vali oraya makam olarak sığındı, kabul ettik. Ama şimdi binayı olduğu gibi emniyete vermek hakikaten en son düşünülecek şey. Bunlar arı kovanına sokmak için bugün ne yapalım diye düşünüp zihni sinir projeleri içinde proje bulmuşlar. Bu da zihni sinir bu. Böyle bir şey olabilir mi? İzmir’de bina mı kalmadı?” ifadelerini kullandı.

TADİLAT PARASIYLA BAŞKA BİR YER KİRALAYIN
Yeni emniyet binasının yapımı sürecinde AKM’nin geçici olarak kullanılması ve bu nedenle tadilattan geçme fikrinin israfçılık olduğunu dile getiren Sertel, “Geçici bir süreliğine Bedri Bey, yer önermişti. Vali Bey ise oranın fiyatı çok yüksek dedi. Sen devletsin, gerekirse pazarlık yaparsın, tutarsın. Sen AKM’yi nasıl bozarsın da bir de sonra nasıl eski haline getirirsin. Bu israftır, israfçılar. Tadilat projesi ayrı, geriye döndürmesi ayrı bir israf... Çok mu paranız var? Tadilata harcayacağın parayla git bir yer kirala, o sırada da yapacağın binayı yap. İzmir’in en güzel binası olsun, emniyetimize en yakışır yer olsun. Bizim belediyelerimiz emniyetin karşısında değil. Yer olarak yanlış tercih” dedi.

ATATÜRK DÜŞMANI DEĞİLSE NİYE BURAYA KAFAYI TAKTI?
AKM tartışmalarında Atatürk ismine olan karşıtlık nedeniyle buranın istenmesi iddiası ortaya çıkmıştı. Buna yönelik düşüncelerini dile getiren Sertel, “Sayın Vali, Atatürk isminin olduğu yere bu yaklaşımda olunca düşünüyorum. Benim bildiğim Atatürk düşmanı bir insan değil. E niye buraya kafayı taktı o zaman? Ne derdi var? Bazıları AKM’ye kasıtlı olarak kafayı taktılar isim de gidecek diyor. Eğer Vali Bey böyle yaparsa bunu diyenleri doğrular. Doğrulamak istiyorsa devam etsin. Değerlerimiz ve genlerimizle oynamak istiyorlar diyenler var. Ben de o düşüncelerin doğru olup olmaması noktasında Vali Bey’in kararının takipçisiyim” şeklinde konuştu.