Türkiye'de özellikle muhalefet partilerinin 'erken seçim' talebi sonrası yaşanan seçim var mı yok mu tartışmalarından ittifak tercihlerine, son dönemlerde yaşanan döviz artışından ittifak partisinin İzmir tutumuna kadar birçok konuda açıklama yapan DP Lideri Uysal, İzmir'in gelecek dönemlerde daha fazla çekim merkezi olabileceğini söyledi.

KUTUPLAŞMAYI DERİNDEN HİSSEDEN BİR ŞEHİR
Erken seçim tartışmalarının hız kazanması sonrası sertleşen siyasette İzmir'in son durumunu değerlendiren Gültekin Uysal,  "İzmir Türkiye'nin genelinde ayırt edebileceğimiz bir yer değil ancak kendine has referansları motivasyonları var. İzmir her zaman demokrattır. Türkiye'nin içinde düştüğü kutuplaşma ikilimi daha derinden hisseden bir şehir. Türkiye'nin batıya dönük içselleştirdiği modernleşme çizgisi içerisindeki bütün o evrensel değerleri sinesinde barındıran ama Anadolu'nun her noktasından gelen insanlarımıza kendi rengini veren kendi kokusunu veren uzlaşıyı temsil eden bir şehrimiz. Bu açıdan göreve geçmişten baktığımızda en önemli ihracat merkezi. İmparatorluğun çeşitliliğini her sahada yansıtan ayarı, İstanbul ile kıyasladığımızda belirli ölçeğin üzerinde gelmiş iş insanlarının sanayicilerin İstanbul'a kayışı var ancak ben önümüzdeki süreçte İzmir'in çok daha fazla çekim merkezi olacağı kanaatindeyim" diye konuştu.

İZMİR'İN MAKUL BİR SİYASETE İHTİYACI VAR
Türkiye'nin olağanüstü bir dönemden geçtiğine vurgu yalan DP Lideri Uysal, ortak paydada buluşma acısından İzmir'in önemine dikkat çekerken, "Biz geçmişi biliyoruz, insanlarımızın beklentilerini biliyoruz. Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz... Cumhuriyet'in Fetret Dönemi diyebileceğimiz bir büyük tramvayı yaşadı ülke. Burada da özellikle insanların baskıcı bir hal almış, korkusuzca yaşam hürriyetini kaybetmiş dönemde İzmir'in de refleksi var, bunun farkındayız.  Ben yeniden en geniş ortak payda da buluşabilmemizin en önemli ayağının İzmir olduğunu kantindeyim. Önümüzdeki dönemde uçlara hapsolmuş siyaseti yine Demokrat Parti olarak İzmir'den başlayarak tüm Türkiye'ye referans olur hale getirmek istiyoruz. Bizim geleneğimiz kurulduğu andan itibaren her zaman İzmir'de büyük bir kabul görmüştür. Hala bu referansları geçerli. Türkiye'de mahallelere, kimliklere hapis olmuş siyasetin ötesinde daha makul bir siyasete ihtiyaç var. Bu önümüzdeki dönemde İzmir siyasetinde belirleyici bir ortak payda olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

İZMİR'İN GELİŞTİRDİĞİ REFLEKSİN KARŞILIĞINI HER SEÇİMDE ERDOĞAN ALDI
İzmir havzasını çok önemsediklerini dile getiren Uysal, iktidarın İzmir'e bakış açısı sonrası kentin bir refleks geliştirdiğini belirtirken, "Yerel pek çok şeyi konuşabiliriz. İzmir'de gelişen büyüyen bir metropol, önemli bir liman şehrimiz… Nüfus tek başına bir ölçüt değil, beraberinde Türkiye'nin modern yüzü İzmir. Sadece Karşıyaka Alsancak'tan ibaret değil, Kınık'tan Kiraz'a uzanan bir hattın içerisinde. Bu havzayı çok önemsiyoruz. Pek çok özelliği var. Sanayide, tarımda çok belirleyici konumda. Üniversiteleri ile… Ki Ege Üniversitesi Demokrat Parti'nin önemli çalışmalarındandır. Sayısı artan vakıf ve özel üniversiteleri ile bir çekim merkezi. Türkiye'nin bugün büyüklüğüne baktığımızda daha çok İstanbul'a yoğunlaşmış bir hal var. Bu açıdan Ege'nin referans noktasındaki bir şehrin daha farklı bir noktada olmasını gönlümüz arzu ediyor. Burada yerel genel demeden, bir rekabete sokmadan ancak ülkeyi devleti ele geçirilecek yer olarak tabir edenler, İzmir'i de ele geçirilecek bir yer olarak kodlayınca, burada insanlarımızın bir karşı refleksi oldu. Bununda karşılığını her seçimde Sayın Erdoğan aldı. Burada telkinler olacaktır. İktidar muhalefeti telkin edecek yoksa muhalefet mi iktidarı telkin edecek orası biraz karışık" dedi.

300 SENE ÖMRÜMÜZ YOK!
Son dönemlerde ekonomide yaşanan dalgalanma ve sonrasındaki fiyat artışları hakkında Türkiye'nin şu anki duruma bir günde gelmediği aktaran Uysal, "Türkiye buraya bir günde gelmedi. Tercih edilen politikalar ile maalesef üretmeden tüketen, kazanmadan harcayan bir model sonucu buralara geldi. Şimdi iktidar bir şey denediğini ifade ediyor... 300 sene ömrümüz olsa iktidarın deneme yanılma yöntemine tahammül edeceğiz ama o kadar zamanımız yok. Bugün iktisat ilminin Türkiye şartlarının ötesinde bir takım batıl inanç ve tezlerini Türkiye üzerinde denemek teşebbüsündeler. Milletimizin bunca zaman sofrasından çalındı. Bu son süreçle bilindik tek parametre ülkemizin ihracat parametresinde değildir. Elbette ki Türkiye ihracat yapmalı ancak faiz düşürüyorum diyerek olmaz. Asıl olan gösterge faizi değil, piyasadaki faizi düşürmenizdir. Bu açıdan baktığımızda iktidarın çaresizliği, Türkiye kaynaklarını çok uzun süredir kötü yönetmesi ve yolsuzluklar ile birlikte maalesef bu ülkenin 128 milyar Doları dahil çarçur edildi. Siz 128 milyar Dolar çarçur etmişsiniz, 3-5 milyar Dolar Birleşik Arap Emirlikleri'nden daha düne kadar 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünü finanse ettiğini söylediğiniz prensten medet umar hale gelmişsiniz. Şerefsiz dediklerinizi bugün en üst düzeyde kabul göstererek onlardan şeref mi aldınız? Bütün bunları sorgulamak istiyoruz. Türkiye'nin bedel ödeme süresini kısaltması gerekiyor. Bununda yolu iklim değişikliğidir, seçimdir, iktidar değişimdir. Açıkça söylüyorum. AK Partili Erdoğanlı Türkiye'nin yürüyebilme, kendisini yeniden kodlayabilme ihtimali yoktur. Elbette şunun altını kalınca çizmek lazım; Türkiye bu noktaya bir anda gelmedi. Siyasal İslam referanslı ile siyaset yapmış kadrolardan, Fetöcülerden bazı aydınlarımız kredi açarak demokrat çıkarmaya çalıştı. Ödedik bedelini sonuç ortada" diye konuştu.

DURDUĞUMUZ YERDE DEVAM EDİYORUZ
Yeni kurulan partiler sonrası seçim sürecinde hangi ittifakta yer alacaklarının sorulmasını da değerlendiren Uysal, "Bizim Demokrat Parti olarak çizgimiz belli. Anlattıklarımızın sorumlusu olarak tek başına AK Parti'dir. Hiçbir şekilde, ne bugün ne de 20 sene önce tezlerimizden, tespitlerimizde yanılmadığımız görüyoruz. Durduğumuz yer olarak iktidarın karşısındayız. Tabii ki yüzde 50+1 dengesi, 16 Nisan referandumu sonrası ülkemizde çıkan şartlar, siyasi partileri bir takım işbirliklerini mecbur ediyor. Bu ortak paydayı bir önceki seçimde Millet İttifakı içinde yapmıştık. Demokrat Parti olarak da durduğumuz yerde devam ediyoruz" dedi.