Mimarlar Odası’ndan emsal yorumu: Mahkemeden geçmesi mümkün değil!
Mimarlar Odası’ndan emsal yorumu: Mahkemeden geçmesi mümkün değil!
Emsal artışı tartışmalarına katılan Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, Büyükşehir tarafından alınan artış kararının mahkemeye takılacağını öne sürdü, “K'yı artık konuşmuyoruz, yüzde 30’u konuşuyoruz. Yarın yüzde 30 olmaz, yüzde 50 olsun, diyecekler. Parsel bazlı da yüzde 30 olsun derse, onu da mı kabul edeceğiz? Bilim ışığında planlar yapılır ve kurallar işletilir. Bu oran, bizim için kabul edilebilir bir şey değil. Yüzde 30 kararının mahkemeden olumlu geçmesi mümkün değil" dedi.
3 Kasım 2021 Çarşamba  09:38

EGEDESONSÖZ - Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, Sonsöz TV'nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Kahraman, kentle ilgili konuları değerlendirdi.

İzmir'i derinden sarsan deprem sonrasında yaraların sarılmadığını ve sarılmaya çalışılmadığını da belirten Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, "Yaramız hala kanıyor. Yara bandı ile tedavi etmeye çalıştık ama olmadı. Sorunları da ortaya çıkarmadığımızı düşünüyorum. Bir sene geçti üzerinden. Biz biraz '-mış' gibi yapıyoruz. Tam sorunun kaynağını bulamadık. Nereden, nasıl, niye, diye fikrimiz var ama net resmi göremedik. 117 vatandaşımız hayatını kaybetti. Onların ailelerine bakmamız lazım, ne durumdalar diye. Büyük bir travma atlatıldı. Büyük bir mağduriyet oluştu korku oluştu. Çeşitli konutlar yapıldı. En önemli eksiklik, şeffaflık" dedi.

O DAİRELERİN KAÇININ DEPREMZEDELERE VERİLDİĞİNİ BİLMİYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınan kararların birbirine zıT olduğunu vurgulayan Kahraman, şunları söyledi:

"İkisi de birbirinin zıttı hareket yapıyor. Hükümete göre nüfus yoğunluğunu onlar azalttı, 8 katlı yerleri 5 kat yaptılar. Neden yaptılar bilmiyoruz ancak bu oradaki yoğunluğu azaltan bir uygulama. Büyükşehir de yüzde 30 emsal vermek istiyor. Bunlar tam birbirinin zıttı hareketler. Yani soruna farklı yaklaşımlar sergileniyor. Bunun hangisini doğru yanlış odluğu tartışıldı mı? Şeffaflık dediğimiz bu. Yasa gereği konutları yıkılanlara da yedek konut vermesi lazım devletin. Deprem için Şehir hastanesinin oraya konut yapılıyor ancak kaçının depremzedelere verildiğini bilmiyoruz. Hastane bölgesinde kaç konut yapıldı, kimlere verildi? Evi yıkılanlar gerçekten mağdur mu yoksa yüzde 30’la birlikte ranta mı dönüyor? Bunları şeffaf olarak tartışmadık. Hepimiz endişe ediyoruz konutlarımızdan. Ağır orta hasarlıların kaçı yıkıldı, kaçı yıkılmaya devam ediyor, kaç kişi mağduriyet yaşadı, hala mağduriyet yaşamaya devam ediyor, bunları bilmiyoruz. Acabalar çok benzer. Zemin ile ilgili hala tartışıyor. Hükümetin konut yaptığı rezerv alanlarda 100 metrelere kadar sondaj yapıldığını duyduk. Bu güzel bir şey ancak diğer alanlarda niye yapmıyoruz?  Bu bilgi verilmeyince  gene hayali bir şey üzerine tartışma yürümeye devam ediyor. Yüzde 30 artış bizler tarafından kabul edilebilir bir şey değil."

HERKESİN KAFASINDA SORU İŞARETİ OLUŞTURUYORSUNUZ
Geçmişte sordukları sorulara yanıt alamadığını belirterek şeffaf olunması gerektiğini vurgu yapan Başkan İlker Kahraman, "Bizim tam 1 sene önce sorduğumuz sorular vardı, onlara yanıt alamadık. Biz bunları tekrar sorduk. Örneğin, rezerv alanda binalar yükseldi. O binalarda pencere, kapı gibi şeyler söküldü. Bu ekipler bunu yaptığında yıkım bedelleri ödeniyor. Bunlar vatandaşa yansıyacak mı? Bunları bilmemek kuşku uyandırıyor. Bu ve buna benzer şeyler şeffaf olarak açıklanmalı. Diğer türlü herkesin kafasında soru işareti oluşturuyorsunuz ve bu güveni çok zedeliyor" diye konuştu.

AKSİ DURUMDA HERKESİN SÖYLEDİĞİ DOĞRU OLUR
Deprem uzmanı Ahmet Ercan'ın 'yıkılan binaların yerine konut yapılmamalı' sözlerini değerlendiren Kahraman, "Benim konum değil ama bu konuda tam bir zemin incelemesini yaptık mı? Buradaki mikro faylar ne durumda diye. ODTÜ ile imzalanan protokoller var, bunlar ortaya çıkabilir, çıkmayabilir, onu bilmiyoruz. Bu olmadan, Ahmet hocanın söylediğinde ne durumdayız, bilemeyiz. Mikro bölgelendirme yapılacak veriler olacak ki sonra tartışabilir. Bunlar yapılmayınca Ahmet Hoca haklı.  Bu tür tartışmaların önüne geçmek isteyen kişi veya kurumlar, buralar ile ilgili önemli çalışmalar yapacak. Japonya'da, Şili'de bunları görüyoruz. Oralarda da deprem oluyor ve faylar var. Bizim buradaki sorunumuz fayların daha kırıklı, ince yani yapılarının ortaya konulması lazım. Burada odalardan destek alınarak çalışma yapılması lazım. Aksi durumda herkesin söylediği doğru olur!" dedi.

DEPREMDE KULLANILMAYACAKSA NE ZAMAN KULLANILACAK?
Deprem sonrasında kurulan dernek ve bir araya gelen ekiple de görüşmeler yaptıklarını vurgu yapan Kahraman, mağduriyetin olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirtti:

"Orada 2 organizasyon var. İZDEDA ile epey görüştük. Bir de rezerv alanlarda bir ekip var. İkisi ile de sıkça görüştük. Herkes haklı. Bir mağduriyet olduğu konusunda bir itirazımız yok. Orta hasarlılar için 1 sene içinde süre veriyor ve güçlendirme yapılmazsa seni de ağır hasarlı olarak değerlendirdim, diyor. Bunlarda şeffaf olmak  lazım. Başınıza ne geldiği değil, ona nasıl tepki verdiğiniz önemli. Devlet tarafından bunların ücretsiz yapılması lazım. Bakanın verdiği rakamlara göre deprem vergisinde yüz milyonlarca TL var orada.  O paralar depremde kullanılmayacaksa, ne zaman kullanacak?"

YÜZDE 30 EMSAL ARTIŞI OLMASININ MAHSURU YOK!
Kent genelinde deprem sonrası tartışmaların odağına gelen emsal artışı konusunda doğru bir planlamanın olması halinde artışın olabileceğini belirten Kahraman, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yüzde 30 olsun, bunda mahsur yok. Ancak bunu yapıyorsanız, kurallara uyacaksınız. Sosyal donatı, yeşil alan… Kaç polis, itfaiye… Bunların hepsi nüfusa göre belirleniyor. Bunların hepsi, planlamalara göre yapılıyor. O zamana belediye ya da hükümet, kamulaştırma yapsın, yeşil alan açsın, sosyal donatı alanları açsın, o zaman yapsın. Ancak bunları yapmadan emsal artışına gitmek, insan haklarına aykırı. Hepimizin orada hakkı var. Kamusal alanlar hepimize lazım. Emsal arttığında okullar kalabalıklaşacak, o zaman yeni okul açılması lazım, ama yer yok. Ben yaptım, demekle olmuyor bu işler. Altyapısı? Kanalizasyonu uygun mu? Bunların hepsine uygun yapılmalı. Bu projeksiyon 1/1000 gibi planları uygulamanız ve plan kararları olması gerekir. Plana kararları olursa tamam. Bir haksızlık var. Karşıyaka'da da yapılmış binalar var. O zaman oraya da yüzde 30 verelim! Diğer ilçelerde de verelim o zaman. Belirli aralıklarla emsal artışı vererek şehri yenileyelim. 20 yılda bir emsal artıralım, şehri büyütelim, para da vermeyelim. Bu projeksiyonun  sonunu görebiliyor musunuz? Kimse bu şehirde kalmak istemez. Müteahhitler ile vatandaşı karşı karşıya bırakmak doğru değil. Burada ben kat artırdım, müteahhitler ile anlaş, demek doğru değil. Müteahhitler için güzel bir durum. Rahat rahat yapacak ve kendisine daire kalacak. Orada değer artışı olacak. Oradaki daireler 2 milyon TL olacak. Rantın yanında mağdurlar da var. Bu İnciraltı'nda da olacak. Mağdurların yanında rantçılar var ve bunlar tetikliyor zaten bunu. Mağdur olanlar bunların yansımasını yaşıyor. Bu mağduriyeti kimdir, kaç kişinin başına gelmişmiş kim biliyor bunu? Elimizde bir mağdur listesi olsun, bir yandan da mağdur listesinin yanında rant listesi de var."

YÜZDE 30 EMSAL, MAĞDURİYETLERE KARŞI BİRAZ POPÜLİST BİR YAKLAŞIM
Artış konusunda alınan kararda yüzde 30 rakamının nasıl belirlendiği sorusunun da açıklanması gerektiğini belirten Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mağduriyet olduğuna karşı çıkmıyorum. Depremde benim teyzemin evi de yıkıldı. Emsal konusunu konuştuk ve bunun kente yararı olmadığını biliyor. Bu mağduriyetin giderilmesi için emsal artışı olabilir ancak bunun beraberinde getirdiği sorumlulukları yapmaları lazım. Emsal oranına kim karar verdi? Neden yüzde 30? Neden 35 ya da 50 değil? Biri karar vermiş, yüzde 30, denmiş. Planlama disiplini, eldeki verilere göre bir karar veriyor. Şehirdeki trafiğe kadar her şeyi etkiliyor oradaki plan değişikliği. Tüm kişilerden görüş alınmalı. Yoksa neden yüzde 35 alınmadı? Ada bazlı birleşebilecekler mi insanlar? 300-400 kişi anlaşabilirse yüzde 30'u verebilecekler mi? Çok zor. Kentsel dönüşümde bile bunun örneği çok.  Herkesin maddi gücü bir değil. Kime ve nasıl verilecek, herkes çizileni beğenmeyecek. Kararları 8-10 kişi veremezken 300-400 kişi nasıl verecek? Bir kötü niyet olduğunu sanmıyorum ancak mağduriyetlere karşı biraz popülist bir yaklaşım olduğunu söylüyorum. Pek gerçekçi yaklaşım değil. Resmi belgenin bize verilmesini talep ediyoruz. 652 ağır hasarlı bina olduğunu biliyoruz ancak bunlar ayakta mı, yıkıldı mı, bilmiyoruz. Bunları resmi evrak ile görmek istiyoruz. Hükümetin yaptığına bakın, aksine yoğunluğu azaltıyor."

MAHKEMEDEN OLUMLU GEÇMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Emsal artışı kararının CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı sonrası verildiğine de vurgu yapan Kahraman, "Attınız bir adım… Kılıçdaroğlu konuşma yaparken oradaydım. Kılıçdaroğlu konuşmasa bu adımlar atılmayacaktı. Tunç Bey daha farklı konuştu. K alanlarına dava açmamıştık mağduriyet nedeniyle… K'yı artık konuşmuyoruz, yüzde 30 konuşuyoruz. Yarın yüzde 30 olmaz, yüzde 50 olsun, parsel bazlı da yüzde 30 olsun derse, onu da mı kabul edeceğiz? Bilim ışığında planlar yapılır ve kurallar işletilir. Yüzde 30 kararının mahkemeden olumlu geçmesi mümkün değil" ifadelerini kullandı.

İSTİNYE PARK DA PLANLARA AYKIRI YAPILMIŞ BİR YAPIDIR
Büyük tartışmalar sonrası yapımı tamamlanan ve Fahrettin Altay Meydanı'nda hizmete açılan bir AVM'yi örnek göstererek İnciraltı ile ilgili konuşan Kahraman, şu bilgileri aktardı:

"Göremediğimiz için henüz bir şey söylememiz çok zor. Askıya çıkacak ki ona göre söyleyeceğiz. Onlar da muhtemelen çok da karışmayalım, diye son dakika askıya çıkaracak diye tahmin ediyoruz. İnciraltı konusunu çok konuştuk. O da benden çok, Ziraat Mühendisleri Odası'nın değerlendirmesi gereken bir konu. İstinye Park… Zamanında oraya da itirazlar oldu. Deprem toplanma alanıydı, pazaryeri vardı. İstinye Park kullanılmaya başlandı ve trafiğe etkisini gördük. Bunu öngöremiyor muyuz? Bunun aynısını yüzde 30 için diyoruz. Bunların mutlaka konuşulması lazım. İstinye Park da planlara aykırı yapılmış bir yapı. Güzel bir yapı, diye savunmalar var ancak, her şehir bizim gibi değil. Herhangi bir alışveriş merkezinin merkezde olması diye bir şey yok.  Merkez dışında yaparsınız, orayı çekim merkezi haline getirirsiniz. Böyle olunca diğer taraf başka şeyler talep ediyor. Biz İzmir'i hep birlikte terk edeceğiz herhalde, çünkü yaşanılmaz hale geliyor. Odalar bu yüzden istenmiyor. Çünkü biz sıkıntıları dile getiriyoruz, sorunları dile getiriyoruz. Başka söyleyen olmadığı için köyün delisi biz oluyoruz. Sürekli kendinizi anlatma gereği duyuyorsunuz. Tüm belediye çalışanı mimar, plancı arkadaşlarımız, söyleyemeseler de bizim gibi düşünüyordur. Kamuya rağmen kamuyu yönetemezsiniz diye bir cümle kurdular. Kamu talep ediyorsa, siyasinin karşılık vermesi gerekiyor ancak biz siyasi değiliz. Bu söylediklerimiz 20-30 sene sonrası için belge niteliği de taşıyor."

ORTAYA KOYDUĞUMUZ VERİLER BİLİRKİŞİLERİ İKEN EDEBİLECEK DURUMDA
Çeşme Projesi'nde geçtiğimiz günlerde gerçekleşen keşif ve bilirkişi incelemesi hakkında da hakimin kendileri gibi düşündüğünü sezdiğini belirten Kahraman, şunları söyledi:

"Mahkeme heyeti ile gittik, dere tepe gezdik. Bakanlıktan gelen ekip vardı, avukatlar ve hakim beyin kendisi vardı. Projeyi alan bir beyefendi de vardı. Enine boyuna konuşuldu. Alan çok büyük, helikopter ile dolaşılması lazımdı. Biz arabayla hiç durmamamıza rağmen belirli alanlara gidebildik sadece. Orada başka vatandaşların da davaları var, bunlar da masaya yatırıldı. Ortaya koyduğumuz veriler, bilirkişileri ikna edebilecek durumdadır. Benim hissettiğim öyle. Aynı dili konuşan insanların, teknik konuşan insanların söylemleri teknik kişilerce dikkat görüyordur. Burada çeşitli, hem teknik hem hukuksal yöntemler var. Onlar ortaya konuluyor. Adliyenin önünde destek vardı. Aziz Başkan kendi geldi. Onlar kafasında proje çizmişler ancak bizim projeden haberimiz yok. Süreç devam ediyor. Mustafa Özuslu oradaymış. Onlar süreci takip ediyorlar. Bize fikir danışırlar mı, danışmazlar mı, bilmem ancak bizim görüşümüz net şekilde ortaya kondu zaten. TMMOB'un sayfasında da mevcut."

MİMARİ BİR EKİP VAR ANCAK MİMARLAR ODASI DAHİL DEĞİL
Meslek odaları olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi Binası için açtıkları davanın ne durumda olduğunun sorulması üzerine de konuşan Kahraman, şu yorumu yaptı:

"Atilla (Kaya) Bey'in belediye ile karşı karşıya geldiğimizden haberi var mı? Onlar bir toplandılar, tekrar konuşacaklar. Pek çok mimar arkadaşlarımız var, onların görüşünü biliyoruz. Aynı donelerle karar veriyorsak zaten söylem bir oluyor. Kurul karar verecek önce. İlk konuşulanlar, bizim dediğimizi ve bizi destekler şekilde geldi.  Büyükşehir Belediye binasının yeri, yeniden kullanım hakkı İBB'ye verilir, deniyor ancak İBB binası boşaltıldığında, yarısı belediyeye yarısı valiliğe ait olan binayı kullanabilmiş mi? Orası resmiyette hakkı bir de. Burada resmi hakkı da yok.  Kurul tekrar toplanacak. Çoktan toplanmış olması gerekiyordu. Yeni programı ne zaman yaptılar, bilmiyoruz, biz davetli değiliz. Mimari bir ekip var ancak Mimarlar Odası dahil değil. Belki Atilla Bey ile bunu da konuşuruz."

BU RUHSAT İPTAL EDİLEBİLİR
Kent genelinde tartışmalara neden olan ve vatandaşlar arasında 'Zorlu Binası' olarak bilinen ve Konak'ta yapılması planlanan yapı hakkında değerlendirmelerde bulunan Kahraman, "Büyükşehir Belediyesi  84 metreye düşsün diye karar aldı ancak o uygulanmadı. Kazanılmış hak 134 olduğu için düşmedi. Ruhsat kesilmiş, doğru. İBB'nin 84 metre gibi kararı var, onu neden aldı o zaman? Tüm meclis bunu onayladı. Burada bir kamu yararı. 84 metre olması, bir kamu yararı. 134 olduğunda çok daha fazla görünür oluyor ve deniz manzaralı daire sayısı çok daha fazla oluyor. Kamu yararı için büyükşehir 84 metre olsun dedi. O zaman 84 metre yapalım.  Ruhsat da 5 yıllık verilir. 5 yıl sonra yenisi gerekir. Bu 5 yıl içinde, 2 yıl içinde temel atmanız gerekir yoksa yine değişir. Temel atılmamış. Yani bu ruhsat iptal edilebilir. Temel atılsa, yapılmazdı ancak temel atılmamışsa iptal edilebilir. Yeni ruhsat verirken, 84 vermeniz gerekir. Hukuki olarak sıkıntıya düşürecek bir durum yok. Temel olmadığında 2 yıl içinde ruhsat kadük duruma düşüyor" dedi.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/mimarlar-odasi-ndan-emsal-yorumu-mahkemeden-gecmesi-mumkun-degil/1084110