Soyer'in geçtiğimiz aylarda körfezin kirliliğinin ana nedeninin Gediz Nehri olduğunu açıklaması ve Gediz Nehri boyunca incelemeler yapması sonrası tartışmalar bir kez daha alevlenirken, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu yaptıkları açıklamalar ile tartışmaları yeniden körükledi.

AK Parti'li Kaya, "Küçük Menderes Nehri'ni kirleten atıklarla ilgili önlem alması gereken CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi görevini yapmamaktadır. İhmalleri, umursamazlıkları ve beceriksizlikleri yüzünden Küçük Menderes Nehri kirletilmeye devam ediyor. Biz temizliyoruz, görevini yapmayarak CHP'li Tunç Soyer kirletiyor"  ifadelerini kullanırken, MHP'li Kalyoncu ise, "İzmir Körfezi’nde artış gösteren deniz marulunun özellikle iç körfezde her yerde görülmesinin sebebi azot ve fosfor artışından kaynaklanmaktadır. Bunun en büyük sebebi de Büyükşehir Belediyesinin arıtma tesislerinin düzgün çalışmamasıdır. Körfez büyük tehlike altındadır" demişti.

SÖYLENEN HER ŞEY BOŞ LAFTIR
AK Parti ve MHP'li vekillerin Gediz Nehri için yönelttiği eleştirilere yanıt veren Bakan, "Büyükşehir'den kaynaklanan damla kirlilik yok. Türkiye'de biyolojik arıtma tesisi noktasında lider kenttir İzmir. İzmir kadar arıtan hiçbir kent yok ülkemizde. Bu kaynağın asıl temeli Gediz. Gediz ile ilgili Tunç Soyer'in çağrılarına kulak vermeleri lazım. Biz burada çözüm üretmek istiyoruz. Biz onlara diyoruz ki çözüm üretelim birlikte. Gelin Gediz'den kaynaklı körfez kirliliğine son verelim, Gediz'in geçtiği yerlerdeki arıtması olmayan tesisleri kapatalım, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı elini taşın altına soksun ve hep beraber önce Gediz'i temizleyelim, sonra da Körfezi temizleyelim. Belediye başkanımızın çabalarına destek vermelerini bekliyoruz. Bu işin üzerinden politika üretmek ancak Gediz'in temizlenmesi ile mümkün olur. Onun dışında söylenen her şey boş laftır" dedi.

BİLİMSEL VERİLERLE HAREKET EDİYORUZ
Çiğli'de bulunan atık su arıtma tesisinin körfezi kirlettiği iddialarına laboratuar sonuçları ile yanıt veren Bakan, "Çiğli Arıtma suyunun İZSU elinde raporları var. Laboratuar sonuçları iddiaları teyit etmiyor. Biz bilimsel verilerle hareket ediyoruz" diye konuştu.

ONLARIN TORUNLARI DA ÜZERİNDE NEFES ALABİLECEKLERİ TOPRAK BULAMAYACAK
Körfezin temizlenme durumunun siyaset üstü olduğunu ancak doğanın kirletilmesinin ise politik tercihler sonucu meydana geldiğini de belirten Bakan, "Siyaset üstü derken, politikacıların böyle davranmasını bekliyoruz. Ancak bugüne kadar çevre kirliliği doğa katliamı bizatihi politik tercihti. Eğer siz ağaç yerine, orman yerine, sulak alanlar yerine rantı parayı tercih ederseniz gelinen nokta bu olur. Türkiye'nin  özellikle son 20 yılda doğa konusundaki karnesi çok kötü. Kaz Dağlarını, Fatsa'yı, Cerrah Tepe'yi, Munzur Vadisi'ni hatırlayalım. Türkiye'nin gerçekten korunması gereken milli park statüsü olması gereken yerlerde doğa katliamları yaşandı. Biz Türkiye'nin madenleri çıkarılmasın demiyoruz, ama Türkiye'de maden çıkarılacaksa bir tek ağacın yaprağına zarar vermeden çıkarılabiliyorsa çıkarılmalı. Aksi takdirde bunun bedelini bizim çocuklarımız ödeyecek. Gene aynı şekilde sulak alanlar… İklim krizine karşı en önemli karbondioksiti depolayan alanlar sulak alanlardır, ancak Türkiye'nin göllerini bitirdiler. Salda Gölü gibi doğa harikası bir yere iş makinesi soktular. Eber Gölü… Dünyanın nazar boncuğu denilen Meke Gölü vardı. Burası artık yok. 4-5 milyon yıldır var olan gölü AK Parti iktidarı bitirdi. Dolayısı ile bunlar sorumlular. Ereğli Sazlıkları bitti Dünyada on binlerce kuş türünün geldiği yumurtladığı Ereğli Sazlığı üçte bir seviyeye düştü. Burdur Gölü… Dip kuyruklu ördeklerin üreme merkeziydi, ancak artık bir tane bile yok. Yani bunlar sorumluluklardan kaçacaklarına, suçu başkalarına atacaklarına, önce vicdani muhakeme yapacaklar, kendi vicdanlarını sorgulayacaklar sonrada bizimle birlikte doğa politikalarının siyaset üretecek bir alan olmadığını bir varoluş problemi olduğunun farkına varacaklar. Bugüne kadar yaşanan sorunun temeli bunların siyasi tercihleri. Ancak şu an bu siyaset üstü olmak zorunda çünkü onların torunları da üzerinde nefes alabilecekleri toprak bulamayacaklar artık" ifadelerini kullandı.