|
|
Menduha Ceylan/EGEDESONSÖZ- 21 Haziran günü yapılan kabine toplantısı doğrultusunda 1 Temmuz’dan itibaren tüm kısıtlamaların kaldırılacağı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyuruldu. Uzmanlar aşılama son dönemde hız kazansa dahi, günlük vaka sayılarında düşüş olmaması ve toplumsal bağışıklığı sağlayacak bir aşılanmanın henüz gerçekleşmediğine dikkat çekiyor. Bu doğrultuda görüş bildiren uzmanlar, bu denli bir gevşemenin yaz aylarında yeni bir pik yaşanmasına sebep olabileceğini belirtiyor. Yapılan açıklamalara yönelik, koronavirüs salgının seyrini değerlendiren Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Delegesi Uzm. Dr. Mustafa Torun, ekonomik kaygılar doğrultusunda alınan kararların yeni varyantların oluşumuna sebebiyet vereceğine değinerek, konuyla ilgili Türkiye’de yapılan varyant analizlerindeki şaibeye dikkat çekti. NEZLE BELİRTİLERİ GÖSTERİYOR! “Delta varyantının yani ‘B1.617.2’nin belirtileri; baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve hapşırma olarak kendini gösteriyor. Sanki nezleymiş gibi hastanelere başvuruyor hastalar... Virüsün vücutta ilerlemesiyle birlikte de damar iltihabına bağlı kangren oluşumu görülebiliyor.” BAKANLIK BİLGİ VERMİYOR! 1 TEMMUZ AÇILMASI ÇOK BÜYÜK HATA İÇİMİZ KAN AĞLIYOR! Uzm. Dr. Torun, salgının seyri açısından bir diğer önemli nokta olan maske, mesafe ve hijyen üçlüsüne değinerek, “Şu anda Türkiye’de de bir gevşeme söz konusu, vatandaşlar maskeleri hep çıkardı. Bazı insanlar aynı maskeyi günlerce kullanıyor… Dürüst bir şekilde maske takılmıyor! Oysaki maskelerin; cerrahi maske olması ve en fazla 3-4 saat kullanılması gerekiyor” dedi ve sözlerini “Tüm sağlık bileşenleri ile birlikte olunup bilgilerin saydam bir biçimde paylaşılması, salgının uzun soluklu bir mücadele gerektiğinin bilinci ile bu konuda deneyimli uzmanlardan yararlanılması gerekiyor. Salgından zarar gören tüm kesimlerin acilen desteklenmesi gerekir” ifadeleriyle sonlandırdı.
Uzm. Dr. Torun, Rusya’nın seyahat kısıtlamasının ardından 22 Haziran tarihinde 44 uçuşla 12 bin turistin Türkiye’ye giriş yapması hakkında “Şu anda Rusya’da varyant analizi fazla yapılmamasına rağmen aldığımız bilgiler doğrultusunda delta varyantı oranı çok yüksek” dedi ve toplumda Hindistan varyantı olarak bilinen varyantı şu şekilde açıkladı:
Ege bölgesinde varyant analizinin yapılmadığını söyleyerek sorunun tam da bu noktada başladığına vurgu yapan Uzm. Dr. Torun, “10 hastadan birine varyant analizi yapılması gerekiyor. Ancak bizde hiçbir varyant analizi yapılmıyor. Dizin analizi yok. Bakanlık bu konuda hiç bilgi vermiyor bizlere… Normal şartlarda 10 testte bir, hiç değilse 20 testte bir varyant analizi yapılması lazım. Hastadaki varyant; alfa mı, beta mı, yoksa delta mı bilebilmemiz gerekiyor. Eski İngiltere varyantı dediğimiz varyantın yerini İngiltere’de Hindistan varyantı aldı. İngiltere’nin hatası ise Hindistan ile yolcu trafiğinin fazla olmasıydı... Dolayısıyla şu anda İngiltere’de müthiş bir alarma geçildi. Maalesef İngiltere bu işi sadece aşılamayla çözerim zannetmişti, şu anda pişmanlar” dedi.
Türkiye’nin turizm sektörünün canlanması amacıyla Rus turistlere kapılarını sonuna kadar açmasının Delta varyantının ciddi ölçüde yayılım göstermesine sebep olacağını söyleyen Uzm. Dr. Torun, “1 Temmuz’dan sonra beklenen açılım çok çok büyük bir hata. Turizmin müthiş bir ekonomik baskısı sebebiyle alınan açılma kararı siyasi bir karar. Kesinlikle bilimsellik içermiyor. Delta, hızlı yayılan bir varyant olması dolayısıyla Türkiye’yi çok zor durumda bırakabilir. Türkiye’deki aşılama sayısı yeterli değil. Toplumsal bağışıklık sağlanması için yüzde 70 oranında bir aşılanma olması gerekiyor ancak bu hızla gidilse dahi ekim ayından önce sağlamamız mümkün değil. Ayrıca Türkiye varyantı olup olmadığını bilmiyoruz ki! Uzmanlar olarak tekrar bir pik yaşanması ihtimali için ekim ayını işaret etmiştik ancak şu anda yaz aylarında yaşanması gündemde… Umarız yanılır, hatalı oluruz; yazın bir kapanma dönemi olmasın diye dua ediyoruz… Alınan kararlar doğrultusunda yeni bir pik yaşanabilir. Hastalarıma soruyorum ‘Noldu bu maskeler?’ ‘Hocam’ diyor, ‘Bitmiş bu iş…’ böyle bir şeyden söz etmek şu anda imkansız!” diye konuştu.
Toplumsal bağışıklığın en önemli noktası olarak aşıyı işaret eden Uzm. Dr. Torun, “Zamanında Biontech aşıları kötülendi, iyi değil dendi; Sinovac aşıları alındı… 2011 yılında Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitülerini bir gecede kapattılar… Dünyanın gözde aşı merkeziydi Refik Saydam… Aşılar, serumlar yapılıyordu. 1938 yılında bu enstitü sayesinde Çin’e kolera aşısı göndermiştik. İçimiz kan alıyor… Türkiye’de koruyucu hekimlik göz ardı edildi, askıya alındı… İlaç firmalarına para getiren sistem devreye sokuldu. Aşılamayı ortadan kaldırmaya çalıştılar çünkü dev ilaç firmaları ‘Aşı yaptırmayın, tedavi edeyim, para kazanayım’ diyor” diyerek sistemdeki yanlışlıkları vurguladı.