TMMOB dan yöneticilere İzmir için  asbest  çağrısı
TMMOB'dan yöneticilere İzmir için 'asbest' çağrısı
"Deprem Sonrası Kentsel Dönüşümde Asbest Tehlikesi" adlı toplantıda konuşan Türkiye Mühendis ve Mimar Odası Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, "Yönetilemeyen bir ülkede asbestin yönetilmesini talep ediyoruz. Bu konuda bakanlığı ve yerel yetkilileri daha dikkatli davranmaya davet etmekten başka çaremiz yok. Bayraklı’da her nefes alışımızda kanser riskiyle karşı karşıya kalıyoruz" dedi. Asbest Söküm Uzmanı Selda Altıntop ise "Acilen tüm belediyelerimizle işbirliği içinde çalışmalar yapmalıyız. Asbest bertarafını mevzuatlara uygun yapmalıyız" diye konuştu.
14 Mayıs 2021 Cuma  14:02

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye Mühendis ve Mimar Odası Birliği İzmir İl Koordinasyon Kurulu "Deprem Sonrası Kentsel Dönüşümde Asbest Tehlikesi" başlığıyla basın toplantısı düzenledi.

'Tam kapanma' kapsamında online olarak gerçekleştirilen basın toplantısına, İzmir Tabip Odası ve ASUD'da katıldı. Toplantıda özellikel Bayraklı bölgesinde deprem sonrası yıkılan binalardan çevreye yayıldığı söylenen 'asbest tehlikesi'nin altı çizildi.

'ASBEST YOKTUR' RAPORU ALINMALIDIR
Yıkım çalışmalarının insan ve çevre sağlığı açısından ortaya çıkardığı sorunlardan birinin inşaat ve yıkıntı atıkları içinde bulunan asbest, boya ve florasan gibi atıklar olduğunun altını çizen Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Mehlika Koç, “Söz konusu atıklar 2004’te yayımlanan yönetmelikte tanımlanmıştı. Bu tehlikeli atıklardan asbest, DSÖ tarafından kanserojen olarak kabul edilmiş tehlikeli bir maddedir ve eski binalarda kullanılan yapı malzemesi olarak ortaya çıkmaktadır. Asbestin kullanımı ülkemizde 2010 yılında yasaklanmış olup 2010 yılından önce kullanılan asbestin ayrıştırılması gerekmektedir. Binaların yıkımından önce binada asbestli malzeme kullanılıp kullanılmadığı uzman kişilerce tespit edilmelidir. ’Asbest yoktur’ raporu aldıktan sonra yıkıma başlanmalıdır. Eğer asbest bulunursa yine uzman kişiler tarafından binadan ayrıştırılmalıdır. Asbest bulunan binaların yıkımı müteahhitlerin maliyetlerini yükseltmektedir. Bu nedenle alınan ‘asbest yoktur’ belgelerinin sorgulanması gerekmektedir. Bu konuda en büyük göre belediyelere düşmektedir. Bina yıkım ruhsatı verilirken, binadan asbest ve diğer tehlikeli maddelerin varlığı kontrol edilmelidir. Sonuçta, asbest kanserojendir. Çok sinsi bir kimyasaldır. Maruz kalındığında etkisi 20-30 yıl sonra ortaya çıkabilir. Biz KMO olarak; bu konuda uzman üyelerimiz ile birlikte konunun takipçisiyiz. Biz meslek odası olarak her zaman olduğu gibi insan ve çevre sağlığına zarar verecek her konu için gerekli uyarı ve bilgilendirmeleri yapmak görevimizdir.

SAĞLIK SORUNLARIYLA BOĞUŞMAK ZORUNDA KALACAĞIZ
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Helil Kınay atık yönetimi hakkında önem gösterilmesi gerektiğini söyledi. Kınay, "Asbest uzun zamandır gündemimizde. Yasaklanmış olsa da onunla yaşıyoruz. Bu noktadan sonra yaşadığımız İzmir depremiyle beraber biz anlık yıkım noktasında çevre ve halk sağlığı açısından büyük olumsuzluklarla karşılaştık. Sonrasında binaların yıkımında da 150 binin üzerinde hasarlı binanın yıkılması çalışmaları ve bunların Bayraklı ve Bornova’da yoğunlaşması nedeniyle orada bir şantiye görüntüsü var. Orada toz, gürültü ve asbestle iç içe yaşanılıyor. Asbest özel koşullarda çalışılması gereken ve bertarafı da özel koşularda yapılması gereken bir malzeme.  Baktığımız zaman yıkımların konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından yapıldığını ve bazı şeylerin kâğıt üzerinde kaldığını ve geri dönüşü olmayan sorunlarla karşılaşıldığını görüyoruz.  Yıkılan her binada, yönetemediğiniz atık yönetim sürecinde halk ve çevre sağlığını risk altına alıyoruz. Biz, bu aşamaların uzmanlar denetiminde kontrollü yönetilmesi gerektiği, yıkımdan önce asbest envanterinin ortaya konulması gerektiği ve bu kapsamda izinlerin verilip bunların uzman personeller tarafından yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğer bunu yapmazsak geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda kalacağız" dedi.

10 YA DA 40 SENE İÇİNDE BİR KANSER TABLOSUYLA KARŞILAŞABİLİRSİNİZ
İzmir Tabip Odası üyesi Ahmet Soysal ise asbestin gizli bir 'katil' olduğunu belirtti. Sosyal, "Burada belediyeler asbest yoktur gibi bir yazı ve yarım saatlik kontrolle bu binalar yıkılıyor. Ben bölgeye gittim ve orada korkunç derecede asbest karışıyor havaya. Asbest, gizli bir katildir. Asbest liflerini atmosferden solunum yoluyla alındığında akciğer kanseri gibi ciddi rahatsızlıklara neden oluyor. 10 seneden 40 seneye uzayan sonulların ortaya çıkışı var. Bugün asbesti soluduğumuzda 10 ya da 40 sene içinde bir kanser tablosuyla karşılaşabilirsiniz " diye konuştu.

AVRUPA'DA 90'LI YILLARDA YASAKLANDI
Söz alarak konuşan İzmir Tabip Odası Lütfi Çamlı ise, "Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı asbesti kesin kanserojen tanımlanmasında birinci sınıfta konumlandırdı. Ayrıca Belçika ve Hollanda gibi ülkeler 1990’lı yıllar kullanımı yasaklarken bizde 2010’lı yıllarda yasaklanıyor. Bu madde vücuda girdiğinde uzun süre ilerleyebiliyor. Çok ciddi rahatsızlıklara yok açıyor. Kesin olarak kanserojen etkisi olan bir madde ile karşı karşıyayız. Dikkatli olmalıyız. Yerel yönetimlere ve merkezi idareye büyük sorumluluklar düşüyor" ifadelerini kullandı.

YAPILAR SÖKÜLMEDEN ÖNCE KONTROL EDİLMELİ
Asbest kullanımının uzun yıllar inşaat sektöründe kullanıldığını belirten Asbest Söküm Uzmanı Selda Altıntop, İzmir'de asbest solumak istemediklerini söyledi. Altıntop, "Asbest kesin kanserojen olan bir mineraldir. Çimentoya katıldığında dayanımı artırır. Bu nedenle binalarda sayısız kullanımı olmuştur. Gözümüzde gördüğümüz en yaygın kullanımı yanmaz duvar kaplamaları, yer ve çatı kaplamaları ve kazan dairesinde karşımıza çıkmaktadır. 2010 yılına kadar yapılan tüm binalarda asbest kullanıldığı şüphesi mevcuttur. Son aylarda kentsel dönüşümdeki bina yıkımları eklendiğinde şehrimizin havasının nasıl kirlendiğini görüyoruz. Belediyelerimiz yıkım ruhsatı veriyorlar. Yıkımlarda en çok da gördüğümüz şeylerden biri şu: Asbest varlığını ortaya çıkarılması için rapor isteniyor ancak binalar parça parça söküldükten sonra kalan 4 duvar üzerinden rapor düzenleniyor. Ancak asbestin yıkımdan önce yani asbestin kullanılmış olabileceği yapı parçaları sökmeden önce kontrol edilmesi gerekiyor. Ne yazık ki asbest soluyoruz. Acilen başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyelerimizle işbirliği içinde çalışmalar yapmalıyız. Asbest bertarafını mevzuatlara uygun yapmalıyız. Asbest varlığını kabul edip çevreyi kirletmeden yıkım için önlemler almalıyız. İzmir’de artık asbest solumak istemiyoruz" dedi.

BAYRAKLI'DA KANSER RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir ise , "Yönetilemeyen bir ülkede asbestin yönetilmesini talep ediyoruz. Bu konuda bakanlığı ve yerel yetkilileri bu konuda daha dikkatli davranmaya davet etmekten başka çaremiz yok. Bayraklı’da her nefes alışımızda kanser riskiyle karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/tmmob-dan-yoneticilere-izmir-icin-asbest-cagrisi/1069912