Deprem sonrası İzmir'in yaralarını sarabilmek adına gerek yerel yönetimler gerekse bakanlıklar aracılığıyla hükümet çalışmalarını yürütürken, İzmirli depremzedelere verilen ya da verilmesi planlanan yardımların yetersiz olduğunu açıklamıştı.

Deprem sonrasında yaşanan bir başka tartışmada ise İzmir depreminin sembolü olan ve 10'u çocuk 37 vatandaşın hayatını kaybettiği Rıza Bey Aparmanı'nda ise Rıza Bey Apartmanı sakinlerinden Emine ve Hüseyin Yücel çiftinin başlatmış olduğu 'Rıza Bey Apartmanı park olsun' kampanyası çığ gibi büyümüş ve sosyal medyada günün en çok konuşulan konuları arasına girmişti.

Bakanlık tarafından da alanın park yapılması olumlu karşılanırken, alanın park yapılacağını duyurmuştu. Gerçekleştirilen resmi açıklamalar sonrasında ise alana yeniden konut yapılmasını isteyen Rıza Bey Apartmanı sakinleri 'Konutlarımızı yerinde istiyoruz' eylemi yaparken, gelen itirazlar sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'da alanda yeniden yapılaşmanın yapılacağını duyurmuş ve inşaat çalışmaları başlamıştı.

Yaşanan gelişmeler sonrası Rıza Bey Apartmanı inşaatının yanında toplanan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 'Rıza Bey Apartmanı Park olsun' söylemi ile bir basın açıklaması düzenledi.

Düzenlenen basın toplantısında basın açıklamasını ise Rıza Bey Apartmanı sakinlerinden Emine Yücel okudu.

BURASI ÖLÜM KOKUSUNU ETRAFA YAYILDIĞI ALANDIR
Rıza Bey Apartmanı'nın park yapılması gerektiğini vurgulayan Emine Yücel, yaşanan depremi İzmir içn bir uyarı olduğunu gördüklerini belirtti. Yücel, "30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan depremde 118 insanımız hayatını kaybetti. En fazla can kaybı ise,  10'u çocuk 37 insanın hayatını kaybettiği Rıza Bey apartmanında yaşandı.  İzmir'de gerçekleşmeyen bir depremin neden 5 binayı yıktığını herkesin sorgulamasını istiyoruz. Biz bunu İzmir için bir uyarı olarak görüyoruz, Bu uyarının bedelini, çocuklarımızın canları ile ödedik. Rıza Bey'in herkesin bilmesi gereken bir hikayesi var;  Rıza Bey apartmanında 2005 yılında deprem sonrası  epoksi işlemi yapıldığı, binanın kolon ve kirişlerine epoksi denilen bir madde ile sözde güçlendirme işlemi yapıldığı söyleniyor, bunun için alınmış bir ruhsat var mı bilmiyoruz, epoksi işleminin ehil ellerce yapılmamasının Rıza Bey apartmanında olduğu gibi ani çökmelere neden olduğu uzmanlarca belirtiliyor. 2012 yılında tekrar deprem sonrası bina yönetimi Bayraklı Belediyesine başvuruyor, bir rapor tanzim ediliyor. Bu raporda binanın kolon kiriş bağlantılarında ayrılmalar olduğu, düz demir kullanıldığı, beton kalitesinin çok düşük olduğu, binanın 3. Derece riskli olduğu belirtilerek zemin etüdünün hemen yapılması için, binadaki kat maliklerinin ortak karar alması tavsiye ediliyor.  Ancak bununla ilgili herhangi bir işlem yapılmıyor. Bu rapor hakkında ne kiracılara, ne binaya sonradan gelen, bizim gibi insanlara,sormamıza rağmen,gizlenerek bilgi verilmiyor. Depremden sonra öğrendiğimiz bu gerçekleri, herkesin bilmesini istiyoruz. Burası çocuklarımızın bedenlerinin, günlerce beton yığınlarından çıkartılmayı beklerken, ölüm kokusunun etrafa yayıldığı alandır" dedi.

NET BİR ŞEKİLDE KAMU YARARIDIR
Alanda özel mülkiyet kalmadığını dikkat çeken Yücel, "Bu alanın hak sahiplerin hakları korunarak, deprem farkındalık alanı olarak düzenleneceği,Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bakanımız tarafından açıklanmasına rağmen;  daha sonra ortaya çıkan bazı haberler üzerine Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakan yardımcısı sayın Fatma Varank ile görüştük, kendisi buraya binanın yapılacağını, önündeki alana anıt yapılacağını söyledi, neden böyle bir değişiklik yapıldığını sorduğumuzda; 31 kat maliki evini yerinde istiyor, sadece siz burada park istiyorsunuz denildi. Oysa park için yakınlarını kaybeden aileler başta olmak üzere binlerce İzmirli imza verdi. Binayı tekrar yaparak önündeki kaldırıma anıt yapmak:  çocukların hayatlarını kaybettiği bu alanda rantın, ihmalin ve vurdumduymazlığın ödüllendirilmesidir. 2012 yılında Bayraklı Belediyesi; 3. Derece riskli olarak tespit ettiği apartmanın kaderini,mülkiyet hakkını,yaşam hakkının önüne koyarak, kat maliklerinin insafına bırakmış ve 37 insan hayatını kaybetmiştir. Şimdi ise;37 insanın hayatını kaybettiği bu alanda,yine rant hesabı yapanların mülkiyet hakkı kutsanmış olacaktır. Evet mülkiyet hakkı da önemlidir. Ancak, ısrarla 37 insanın yaşam hakkının gasp edildiği alana bina yapmak hangi vicdana sığar ? Rızabey’de oluşturulacak farkındalık alanı, net bir şekilde kamu yararınadır. Tüm İzmirlilerin alanı olacaktır. Ayrıca burada özel mülkiyet de kalmamıştır. 7269 ve 6306 sayılı yasalar ile bu arazilerin tümü hazineye devredilmiştir. Mülkiyet hakları hak sahipliği olarak korunmuştur. Yakınlarını kaybeden aileler başta olmak üzere tüm İzmirliler Rıza Bey'de hak ve söz sahibidir" dedi.

FARKINDALIK ALANI OLARAK DÜZENLENMELİ
Sözlerine alanın park yapılması durumunda hiçbir hak kaybının olmayacağını belirterek devam eden Yücel şu ifadelerini kullandı; "Kimseye evini yapıp vermeyin demiyoruz.Buradaki alanda hak sahiplerine ev verileceği bizzat sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanmıştır. Bu alandan ev sahibi olacak bir avuç hak sahibi, zaten bu bölgeden evlerini alabilecekken, bunu çarpıtarak, sanki park yapılması halinde,insanların evsiz kalacağı gibi bir mağduriyet algısı yaratmaya çalışmaktadırlar. Ancak bizler bu gerçekleri her zaman söylemekten geri durmayacağız. İsteğimiz; 3 bina arsalarının birleştirilmesi ile oluşturulan K-1 parselinde Rıza Bey apartmanın temelinin bulunduğu sadece 450 m2'lik kısmın farkındalık alanı olmasıdır. Sormak istiyoruz; 37 insanın korkunç ihmaller sonucu bağıra bağıra can verdiği alan vazgeçilmez bir alan mıdır? Bu apartmanda kiracı olan ve oturmadığı halde burada hayatını kaybeden 20 insanın 450 m2 lik alan kadar değeri yok mudur? Rıza Bey apartmanındaki gerçeklerin anlatılmasından halkın bunları öğrenmesinden rahatsızlık duyanlar, buranın yeşil alan olarak bırakılmasını engellemek istiyorlar. Hak kaybına uğramayacaklarını bildikleri halde bu parka karşı çıkanlar var. Çünkü bu alanda yapılan hataların, ihmallerin ve varsa suçların üzeri kapatılmak istenmektedir. Rıza Bey İzmir’in Kent hafızasıdır.  Deprem değil, rant hırsı ve binalar öldürür gerçeğinin yaşandığı alandır. Rıza Bey apartmanı; bir depremde yıkıma neden olabilecek tüm kusurları barındıran bir apartmandır.  Bu ibret alanını tüm halkımız için korumak istiyoruz. Bu mücadele; yerine koyamadığımız tek şey olan, insan hayatının mücadelesidir. Bu artık yalnızca bizim mücadelemiz değil, İzmir halkının mücadelesidir. İzmirliler kentlerine, geçmişte yaşanan acılara sahip çıkarak, bu acıları unutmayarak, çocuklarını bundan sonra ranta kurban vermemelidirler. Kimsenin, çocuklarını elleri ile toprağa vermiş ailelerin duygularıyla oynamaya hakkı yok. Verilen sözlerin tutulmasını bekliyoruz. Buradan sayın Cumhurbaşkanımıza seslenerek Rıza Bey alanının söz verildiği gibi;deprem farkındalık alanı olarak düzenlenmesini istiyoruz."