Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - 30 Ekim tarihinde İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında yaşanan deprem sonrası yaraları sarma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
Türkiye'nin birçok yerinden belediye başkanları İzmir'e akın ederken, son olarak koronavirüsü atlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İzmir'e gelerek ziyaretlerde bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki heyet Bornova’da Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nı ziyaret etti.
İlk olarak alanda kurulan çadırlarda kalan vatandaşlarla sohbet eden başkanlar, sonrasında basın açılaması düzenledi.
SOYER : VATANDAŞLARIN KONUTLARA GÜVENEBİLMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ
Düzenlenen basın toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, vatandaşların konutlara güvenebilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Soyer, "Bugün çok kıymetli bir konuğumuz var. Ekrem İmamoğlu başkanımız. Bugün bizlerle beraber, hasta yatağından kalktığı ilk an yola çıtı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız aslında tüm kurumsal kapasitesiyle birlikte ilk andan itibaren yanımızdaydı. Kendilerine verdikleri destekten dolayı iftihar ediyoruz. Çok büyük yaralar açıldı ancak İstanbul'dan açılan bu el bizlerde unutulmaz izler bırakan bir dayanışma. İyi ki varlar, iyi ki bu yardım elini uzattılar. Bundan sonraki yapacağımız çalışmalarda yaşadığımız şehirleri daha güvenli hale gelmesi için, insanların yaşadığı konutlara daha çok güvenebilmesi için elimizden geleni yapacağız. Bunu için de depremle ilgili el birliği ile hazırlanacak yasa tasarılarına ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: CAN CANA KOL KOLA MÜCADELE EDECEĞİZ
Tunç Soyer'in ardından söz alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaşanan sorunlar ile el ele kol kola mücadele edeceklerini söyledi. İmamoğlu, "Aslında hayat böyle bir şey kolaylıkla onum değiştirebiliyor. Türkiye gerçekten deprem gerçeği ile yüzleşme ve bu sorunu çözmek zorunda. Bu yarın herhangi bir yerinde de başına gelebilir. Can cana kol kola mücadele edeceğiz. Değerli yöneticilerimiz var, bunlardan biride İzmir Büyükşehir Belediye başkanımız ve yöneticiler. İzmir Büyükşehir Belediyelisinin mücadelesini hastanede yaşadım diyebilirim. Orada depremi hissettim ve sürekli kontak halinde kaldık diyebiliriz. Bizim sorumluluğumuz ve sorumluluğumuzun en üst seviyede oluşturduğu görevleri yerine getirmek için aynı şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Devletimizin bütün kademeleri, gönüllüler, hatta İstanbul gönüllüleri bile burada var. Gerçekten böyle dayanışmayı görmek gelecek adına umut verici. İyi bir koordinasyon olmazsa oradaki katkı ve yardımın bir anlamı olmuyor" diye konuştu.
İMAMOĞLU: VAR OLAN KANUNLAR İŞLEMİYOR
Açıklarlarına devam eden Başkan İmamoğlu, İstanbul depremini hatırlattı. İmamoğlu, "Ben işin başka bir boyutuna da değinmek zorundayım. İstanbul'un en büyük sorunu nedir dediğimizde bu deprem. Bu yüzden bir depremi konuşmalı çözüm bulmalı ve bilmeliyiz ki deprem doğanın bir gerçi. Ancak depremin gerçeği doğa değil, insanın yaptığı yapılar. Bu bakımdan bizim afet öncesi ve sonrası diye konuştuğumuz iki aşama var, şuan afet sonrasını yaşıyoruz, ancak giden geri gelmiyor. Canları kaybediyoruz… İstanbul depremi Türkiye'nin aslında bağımsızlık sorunu. O zaman bizim afet önersini afet sonrasından çok daha fazla ele almalı ve çözüm bulmalıyız. Depreme dahil depremin kendi içerisinde de bir seferberlik duygusuyla çözüm üretmeliyiz. Biz daha fazla ne yapmalıyız bu konuda nasıl bir iş birliği yapmalıyız konusunda yol almalıyız. Bu zamanda her kurumun sorumlu olduğu gibi her vatandaşın da sorumluluğunu hatırlamalıyız. Depremden önce yapılaşma sorununu çözecekseniz bunun finansmana ihtiyacınız var. Bu aktörlerin olmadığı noktada konuşsanız da bir anlamı yok. Biz bunu daha önce bakanlığımızla da konuşmuştuk. Bu konuda çok iyi bir sonuç aldığını ve değerli bulduğunu ifade etti. Bugün sayın bakanla buluşabilir miyiz diye aramıştım ancak en yakın zamanda buluşup bu konuyu ele almalıyız. Bir kanun tasarısı üstünde hep birlikte çalışmalıyız. Var olan kanunlar işlemiyor, yani ortada bir kanun yok. İlçe belediyesi büyükşehir belediyesi bakanlık gibi bir kavram kargaşası içerisindeyiz. Bu deneyimlerimiz var, hepsini birleştirip bir şehir konseyleri oluşturup, insanlara teminat verecek yapılar oluşturmalıyız. Dolayısıyla toplumsal seferberlik ortak akıl, için içine herkesi katan bir sistem… Büyük depremi yaşadıktan sonra orada sigortacıda bankacıda kalmaz. Türkiye ekonomisini derinden sarsar. Ben hiçbir kurumun tek başına sorumluluk almamasına inananlardanım. Bu işi ilçe belediye başkanı da, büyükşehir belediye başkanı da, bakanda, Cumhurbaşkanı da çözemez. Sadece hep birlikte çözebiliriz. Burada siyasi hiçbir şey söylemeden çalışmalıyız. Hükümetin açıkladığı rakamlara bakarsak tüm yapıları dönüştürmemiz için 110 seneye ihtiyacımız var. Birçok bina var tespit edilmiş yıkılamıyor ya da tespit için gidiyorsunuz sizi içeri koymuyorlar. Bu düzenlemede de vatandaş da demeyecek ki ben 1 dairemin yerine 5 daire alacağım. Gerekirse 1 daire alacak gerekirse bir daireden az alacak. Bu ülkenin her köşesindeki yapı stokunu her anlamda güçlendirmemiz gerekiyor. Bu işin siyaseti yok. Bu işin bilimi var. Bir araya geleceğiz. Deprem olmaya devam edecektir. Bu yüzden boş gündemle ülkemizi yormaya kimsenin hakkı yok. Büyükşehir'in başlattığı kira kampanyasına da İstanbullular adına kattı koyduk, katkı koymaya devam edeceğiz. İmkanı olan vatandaşlarımızı da İzmirli vatandaşlarımızın sıcak bir yuvaya kavuşabilmesi için bu kampanyaya destek olmaya davet ediyorum" dedi.
