Pakdemirli  dünyada ilk 10 dayız  dedi:  Tarım bitti demek doğru değil
Pakdemirli 'dünyada ilk 10'dayız' dedi: 'Tarım bitti demek doğru değil'
‘Tarım Ormanın Geleceği Zirvesi’nde açıklamalarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye'nin toprak kaynakları açısından zengin bir ülke olmadığını söyledi. Pakdemirli "Tüm bunlara rağmen çiftçimiz, köylümüz arazisini iyi optime ediyor. Türkiye dünya da ilk 10 arasına girebiliyor… Avrupa'da ise lideriz" ifadelerini kullandı. Muhalefetin tarım üzerinden getirdiği eleştirilere yanıt veren Pakdemirli, "Türkiye'de tarım bitti demek doğru değildir" dedi.
15 Ekim 2020 Perşembe  13:14

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bakanlığın himayesinde, Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi tarafından yeni 10 yılda Türkiye tarımının yol haritasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen "Tarım Ormanın Geleceği Zirvesi" programına katıldı.

Swiss Otel’de gerçekleştirilen toplantıya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sektör paydaşları, kamu ve özel sektör yetkilileri, akademisyenler, girişimciler, kooperatif temsilcileri katıldı.

Pandemi koşulları nedeniyle kısıtlı bir katılımın sağlandığı toplantıda sosyal mesafe ve maske kuralına özen gösterilirken; katılımcılara, içerisinde hijyen seti bulunan paketler hediye edildi.

Tarım alanında yapılanlarla ilgili video gösterimi ile başlayan toplantıda Bakan Pakdemirli açıklamalarda bulundu. Toplantıda ayıca, ‘Tarımı Geleceğe Taşıyanlar’ ve ‘Genç Topraklar’ ödülleri verildi.

BİZİM İNSANIMIZ MORALLE ÇALIŞIR
Türkiye’nin toprak kaynaklarının kullanımı açısından sorunlu olmasına karşın dünyada ilk 10’da olduğunu söyleyen Pakdemirli "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemdeki düzeni söylersek tarımsal hasıla yüzde 46 arttı. Türkiye toprak kaynakları açısından çok zengin bir ülke değil ancak tüm bunlara rağmen çiftçimiz köylümüz arazisini iyi optime ediyor. Türkiye dünyada ilk 10 arasına girebiliyor… Avrupa'da ise lideriz. Tarım tüm çeyreklerde büyüyor. Tarımla ilgili denilebilecek çok şey olabilir ancak şu an itibariyle Türkiye tarım ürünleri üreten ve bu konuda güçlü bir alt yapısı olan ülkedir. Tarımın paylarlarına sürekli moral vermemiz lazım. Bizim insanımız moral ile çalışır. Bizim yapabileceğimiz şeyler çok sınırlı. Biz hükümet olarak bir şey üretmiyoruz sadece üretilmesine destek oluyoruz. Biz üretmediğimiz bir alanı planlamaya çalışıyoruz. Üretmediğiniz bir alanda planlama yapmakta kolay değil. Türkiye'yi büyük bir çiftlik olarak düşünürseniz burayı planlamak için bizim elimizde sadece destekleme ve yönlendirme imkanı var. Bunu unutmamamız lazım. Doğru iletişimle de iyi neticeler alınabiliyor" diye konuştu.

RAFLAR BOŞ KALMADI
Pandemi nedeni ile birlikte tarımın öneminin arttığını belirten Bakan Pakdemirli, “Şehirlerde yaşayan bizler küçücük saksılarda bir şeyler yetiştirmeye çalışıyoruz. 30 yıl sonrasında ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunun şehirlerde yaşayacağını düşünürsek, tarımın önemi bir kez daha ön plana çıkıyor. Pandemi herkese sürpriz oldu. Kriz yönetilebilir bir şey ancak belirsiz bir süre içinde yönetmek zorunda kaldık. Şu an insanların evine çekilme gibi bir trend var. Çok pratik bir milletiz. Tüm sektörler iyi bir sınav verdi ancak bakanlık olarak bizler önemli bir sınav verdik. Pandeminin başlamasından önce marketleri bir araya topladık ve stokları konuştuk. Pandemiye hazır olan marketler de vardı olmayanlar da. Tüm dünyada rafların boş olduğunu gördük… Gıda üretimi olarak sıkıntısı yoktu dünyanın ancak bu süreçte tüketicinin psikolojisini de yönetmek gerekiyordu. Bizde bunun için ‘gıda stoklarınızı arttırın’ dedik. Yurt dışındaki market görüntülerinin hiçbirini görmedik. En başta ‘herkes evine kapansın, bütün faaliyet dursun’ anlayışı vardı ancak bakanlıklarımız dedi ki ‘her şeyi durdurabiliriz ancak üretimi ve tarımı durduramayız'. Biz bu konuda çiftçilerimize bir pasaport verdik. Birçok sektörün küçüldüğü dönemde Türkiye'de tarım yüzde dört büyüdü. Çiftçinin moralinin yükselmesi lazımdı. Nisan-Mayıs kredi borçlarını erteledik. İkinci ve üçüncü dalga olması halinde eksik olduğumuz noktalar varsa üretimin oraya yönlendirilmesi konusunda projeler başlatıldı. İşini yapamayanlara da esneklik tanıyarak sürelerini uzattı. Hem tarımın paydaşlarının elini rahatlattık hem de tüketiciye markete ne zaman gelirseniz bulursunuz dedik. Bazı ürünlerin bollaşacağını fark ettik. Mesela balık… Ben elime broşürleri aldım ve TV kanallarına çıkıp vatandaşlara ucuz balıklar var diyip piyasalara moral verdik. Türkiye'de hiçbir konuda bir yere dökülen, atılan olmadığı gibi çiçek konusunda da olmadı. Hollanda da çiçeklerin tırlar dolusu döküldüğünü gördük. Bundan sonrada bu sıkıntıları yaşamayacağız. Sadece birkaç gün makarna ile ilgili bir azalma oldu ancak onu tamamladık" dedi.

TÜRKİYE’DE TARIM BİTTİ DEMEK DOĞRU DEĞİL
Su ürünleri ihracatının başka ülke yöneticilerine söylendiğinde şaşkınlık ile karşılandığını söyleyen Pakdemirli "Türkiye'de tarım bitti demek doğru değil. Birçok üründe dünyada birinci veya ikinciyiz… Su ürünlerinde de 1 milyar dolar ihracat yapıyoruz şu an. Yurt dışından gelen misafirlerimize bunu söylediğimizde şaşırıyorlar. Memleketimizin dört bir tarafı sularla çevrili ve bunu iyi kullanmamız lazım" dedi.

SAMAN İTHALATI ELEŞTİRİSİNE YANIT: BUNLARIN HEPSİ YALAN
Muhalefetin 'saman ithal ediliyor' eleştirilerini yalanlayan Pakdemirli "Saman ithal diyorsunuz… Bunların hepsi yalan ithamlar. Üzülerek söylüyorum… Muhalefet partisi genel başkanına, ekipleri hazırlayıp bunları sunuyor. Maalesef bu konular üzerinden Türkiye'de siyaset yapmak akıl tutulmasıdır" dedi.

“MEMNUN DEĞİLİM” DİYEN VATANDAŞ YOK
Bakanlık görevini ekonomik olarak rahat olmayan bir dönemde aldığını belirten Pakdemirli "2018 yılında ekonomik olarak rahat olmayan koşullarda bakanlığı teslim aldım. 2018 yılında bazı problemler yaşadık ancak 2019 yılı itibari ile üreticiye sözümüz var. Ürettiğimizden zarar ediyoruz diyen kimse kalmayacak. Özellikle girdilerin artışı ile ilgili şikayet eden vatandaşlarımız vardı. Buna yapacak bir şey yok ancak aynı masaya oturarak hasat dönemlerinde sizlere para kazandıracağız ve yanınızda olacağız. Bugün memnun değilim diyen bir vatandaşımız yok. Üretici dostu fiyat politikaları ile üreticimizi memnun ettiğimiz düşünüyorum. Çok mütevazi olmadan itiraf etmek istiyorum, piyasaları çok iyi takip ediyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisimiz 2 yıldır zarar etmiyor" ifadelerini kullandı.

SAĞLIKLI GIDAYI PAZARLAYABİLMEMİZ LAZIM
GDO'lu ürünler konusunda sıkı bir denetim gerçekleştirildiğinin altını çizen Bakan Pakdemirli, bunu diğer ülkelere pazarlayabilmenin önemine dikkat çekti. Pakdemirli, "Ülkemiz sağlıklı gıdalar üreten bir ülke. Tabii ki bizim regülasyonumuz çok sıkı bir regülasyon. Bizim ciddi bir ihracatımız var. Bizim bu ihracatta 'Türkiye'de sağlıklı ürünler üretiliyor' kısmını daha iyi pazarlamamız gerekiyor diye düşünüyorum. Japonya bunun için çok güzel bir pazar. Özellikle kişi başı milli hasılatı yüksek olan ülkelerde bunlara büyük bir talep var. Bizim de bu konularda topraklarımız oldukça temiz. Dünyadaki sistem kirli bir sistem olduğu için genlerle oynanmış ürünler üretebiliyorlar ancak bizim bunları çok iyi takip edebilmemiz lazım. İster istemez gelir artınca biraz daha tabağımızdakini bırakıp savurur olduk sanırım. Dünyada üretilen her 3 kg gıdadan 1 kilosu tüketilmeden çöpe gidiyor. Bu büyük bir problem… Sadece bizim değil tüm dünyanın problemi. Bu anlamda gıdayı korumak için tam lansman yapacağız. Herkesin ilgisini çekecek ancak hem evlerde hem de işyerlerinde bazı tasarruflara öneriyor olacağız. Bize sosyal sorumluluk projelerinde destek olan birçok insan var ancak bu işin asıl yüzü Cano. Bunu yakında marketlerde, caddelerde ve birçok yerde göreceksiniz. Yüzde 5 bile tasarruf sağlasak Türkiye'de yoksul aileleri 1 yıl boyunca doyuracak geliri elde edebiliriz" diye konuştu.

İFŞALAR İYİ İLE KÖTÜYÜ GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR
Hileli ürünlerin ifşa edilmesi konusunda kesin bir talimatı olduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli sözlerine şu ifadeler ile devam etti; "Sağlıklı ürünlerin vatandaşlara ulaştırılması en önemlisi... Genelde bakanlıkların işi bu bilgileri paylaşmak değildir ancak ben göreve gelir gelmez bunların paylaşılmasını söyledim. Artık her ay elimizde sağlıklı veri oluştuğu zaman hemen yayınlıyoruz. Bu ifşalar iyi ile kötüyü gözler önüne seriyor. Önümüzdeki haftada meclisten çıkacak pakette ifşa ettiklerimize cezaların arttırılması olacak. Bunları belirli bir cezadan sonra meslekten men edecek duruma getirmeyi hedefliyoruz. Türkiye eski Türkiye değil. Ambalajlı ürüne girdiğinde bir tedirgin oluyor. Ben bu ürünü yapacağım ama sonra ne olacak diye düşünüyor. İzmirli bir üreticimiz geçen seyahatlerinden birinde yanıma geldi ve bana teşekkür etti. Daha önce zeytinyağının satamadığını şimdi satabildiğini söyledi. Neden diye sorduğumda müşteriler karışık yağ alıyordu ancak sizin denetimlerinizden sonra herkes korkmaya başladı dedi.  Önemli olan otel, kafe ve restoranları da sıkı denetlemek. Buradaki amaç kötü niyetlilerin hepsini bu sistemden tasfiye etmektir" dedi.

TARIMDA KULLANILACAK SU MİKTARI YÜZDE 25 AZALACAK
Su kıtlığı konusunda tüm dünyada alarm zillerinin çaldığını belirten Pakdemirli, orman yangınlarına da dikkat çekti. Pakdemirli, "Alarm zilleri tüm dünya için çalıyor. Dünya nüfusu ve gıda tüketimi artacak. Çok büyük tedbirler alınırsa belki bundan daha iyi senaryolar ile karşılaşılabilir. Tarımda kullanılacak suyun en az yüzde 25 azalacağı görülüyor. Yani daha zor bir dünya bizi bekliyor. İster istemez karşımıza yepyeni kavramlar ve konular çıkacak. Bunlardan biri gıda milliyetçiliği… Üretimi daha iyi optimize etmek lazım… Çok fazla şeyi değiştirmeden Türkiye'deki üretimi yüzde 10 arttırmak mümkün. Biz de bunun için 15 yıl sonra bir toplantı düzenledik ve dedik ki herkes konuşsun ve bu da bizim 25 yılımıza ışık tutsun. Buradan 66 tane bize eylem çıktı ve biz bunları 33'e sadeleştirdik. Biz de bunun için zaman planını açıkladık ve önümüzdeki süreç için adımlarımızı açıyoruz. Türkiye su kıtlığı ülkeler içerisine 25 yıl içerisinde girecektir. Geçen sene orman yangınları yaşadık ve bir olumsuzluğu üzerine bir olumluluk ekledik… Benim yangınlarda olmamın sebebi kamuoyuna doğru bir mesaj vermek yani hükümet konusun üzerinde mesajı vermekti. Hatay yangını vardı ve ben oradaydım. 2 saat sonra kabine toplantısı var. Cumhurbaşkanımızı aradım ‘isterseniz geleyim kabineye sonrasında yine dönerim’ dedim. Kendisi bana 'söndürmeden gelme' talimatı verdi. Geçen yıldan bu yıla İHA'ları kullanmaya başladık. Önceleri arkadaşları ben zorluyordum şimdi ise ormancı arkadaşlarımız kendileri ısrarda bulunuyor İHA'lar için. Gece hava araçları uçamadığı için gece yukarıdan görme kabiliyetimiz kayboluyor. Burada da İHA'lar da çok etkili oldu. Anfibik uçaklarla ilgili bir alım hazırlığımız var ancak bu süreçte biz alıma kadar kiralama yöntemiyle ileri teknoloji uçakları filomuza kattık. Türkiye'de yananların yüzlerce katının fazlası yurtdışında yanıyor. Türkiye'nin bu konuda mücadelesi takdire şayandır. Ekiplerimiz çok iyi ve çok iyi çalışıyorlar, milletimiz rahat uyusunlar" ifadelerini kullandı.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/pakdemirli-dunyada-ilk-10-dayiz-dedi-tarim-bitti-demek-dogru-degil-/1050211