Yazar Gülşah Elikbank'ın sunduğu programda konuşan Başkan Soyer kızları Defne ve Duygu Soyer’in siyasetin içinde yer alması fikrine sıcak baktığını ifade etti. Soyer, “ Onların niyetleri olsun diye çok arzu ediyorum. İyi-temiz insanlar, iyi aile terbiyesi almış insanlar siyasetten uzak durdukça gördüğümüz pisliklerin çirkinliklerin onları yaratanlar tarafından değiştirilmesini bekler duruma düşüyoruz. Bu çok irrasyonel bir durum. Yani saçma değil mi? Bir şeyden şikayet ediyorsunuz o değişmiyor diye öfkeleniyor, sinirleniyorsunuz veya üzülüyorsunuz ama yaratanı tarafından değiştirilmesini bekliyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. İyi ve temiz insanlara söylüyorum ancak ve ancak siz siyasete girerseniz bu siyasetin değişmesi mümkün olacak. Sizler uzak durdukça bu siyasetin çirkefi, çamuru, pisliği, kirliliği devam edecek.  O nedenle gençlere seslenmiş olayım. Siyasetten uzak durmayın. Evet zorlu, çetrefilli yollar var ama bunu aşmalıyız. Aksi halde bu canım memleket farklı noktalara gidiyor. Memleketi siyaset enstrümanı ile dönüştüreceksiniz. Siyaset temiz insanlarla yapılır” dedi.

VALİ NE KADAR DEVLETSE…

Ülkenin ayrışmadan kurtulması gerektiğini de anlatan Başkan Soyer, “Biz, CHP’li 11 Büyükşehir’in belediyesi olarak çağrıda bulunduk. Belediyeler ekonomik olarak sıkıntı yaşıyor. Gelirlerinde ciddi düşüşler var. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye’de en güçlü mali yapıya sahip belediyeler arasında. Borçlu belediyelerin neler yaşadığını hissedebiliyorum. Biz, sayın cumhurbaşkanına çağrıda bulunduk. 30 büyükşehir belediyesini bir araya getirin istedik. Biz de devletin kurumuyuz. Sayın vali ne kadar devletse ben de devletin bir memuruyuz. Ne alternatifiz ne de paralel bir yapıyız. Birbirimize konuşmamız, dinlememiz lazım. Aksi halde hepimiz ağır bedeller ödeyeceğiz. Belediyeler ile hükümetin bakanları bir araya gelsin istiyoruz.  Biz çağrı yaptık ama henüz bir yanıt gelmedi.  Kutuplaşma, siyasi ayrışmaları artık kenara koymalıyız. Siyasi düşünce farklılıkları zenginliktir ama bu kriz döneminde birbirimize sarılmalıyız” diye konuştu.

SİYASET ÜRETENLER HATA EDİYOR

Başkan Soyer, 3-5 Mayıs tarihlerinde kutlanacak “Dünya İzmirliler Günü” nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt verdi. Soyer, “Bu gün ve kutlama takvimi ne İzmir’in kurtuluşuna ne de Türkçülük Günü’ne bir alternatiftir. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. Aynı günde farklı şeyler kutlanabilir. Günler torbaya girmiyor ki. Baktığınızda  3-5 rakamı takvimin bir cilvesidir ve 35 rakamına denk geliyor. Bunun bizim için bir fırsat olacağını düşündük.  Dışarıda yaşayan İzmirlilerin o gün bir şey yapmasını isteyeceğiz. Eğlence, müzik ve coşku ile kutlayalım istiyoruz. 9 Eylül’ün İzmir’in kurtuluşu ve kuruluş günümüz olduğunu unutmamıza imkan yoktur. Tabi ki onu anacağız, kurtulduğumuza şükredeceğiz. Atalarımızı yad edeceğiz. Bunun ne zararı var? Buradan siyaset üretmeye kalkanlar hata ediyor. Bunun siyaseti yok.  Üç güne yayılacak daha sivil, eğlenceli gün olacağını düşündük” diye konuştu.

250 BİN KİŞİ BAĞIŞ YAPTI

Soyer, koronavirüs salgını nedeniyle başlatılan Biz İzmir Dayanışması kampanyasının sürdüğünü ifade ederken halkın bakkalı üzerinden alınan paketlerin büyük ilgi gördüğünü anlattı. Soyer, “Halkın Bakkalı uygulamasından vatandaşlarımız gücü neticesinde ödemesini yaparak alabiliyor. Biz bunu ihtiyaç duyulan noktalara ulaştırıyoruz. İki farklı paket dışında iftar menüsü de var. Bugün itibariyle iftar menüsü bağışlayan kişi sayısı 250 bini geçti. Gönüllülerimize teşekkür ediyorum. İzmirli olduğum için gurur duyuyorum. Türkiye’nin hiçbir yerinde olmadığı şekilde dayanışma ağını gördük. Salgın sonrasında bizi ekonomik kriz bekliyor. Üretim ve tüketimin düştüğü daralma olacak. İşsizlik yükselecek. Günübirlik iş yapanlar artık çalışamıyor, fabrikalar kapatılıyor. Bu sorunları dayanaşarak aşacağız. Kadim kültürümüz olan dayanışmayı yeniden canlandıracağız. Aksi halde yeni toplumsal sorunlarla karşılaşabiliriz. Biz bu dayanışma ağını salgın sonrasında başka adımlara taşımayı planlıyoruz. Kriz belediyeciliğini yaşıyoruz. Bittiğinde sosyal belediyecilik alanında bu dayanışmayı büyüteceğiz. Sadece İzmir’de değil Türkiye’nin her yerinde küçük üretici ve kooperatiflerin üreteceği ürünleri dağıtan bir zemine dönüştüreceğiz. Hem üreticiyi ve kooperatifleri desteklerken sağlıklı gıdaya ulaşımı da sağlayacağız. Aynı zamanda da dayanışma ruhunu yaşatacağız” dedi.

İZMİR’İ HAZIRLIYORUZ

Belediye çalışmalarının da devam ettiğini anlatan Soyer, günde 100 bin maske dağıttıklarını ve hizmetlerin aksamadığını söyledi. Koronavirüs salgınının yeni öğretiler getirdiğini anlatan Soyer, sonraki sürece İzmir’in hazırlandığını anlattı. Soyer şunları söyledi:

“Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a geçen hafta turizm strateji planımızı sunduk. Bizi bürokratlarıyla birlikte dinlediler. Önemli kararlar aldık. Kazıların 12 aya çıkartılması ve İzmir’in tanıtım sayfalarının ulusal tanıtım yerlerinde yer alması gibi konuları konuştuk. En önemli konu hijyen meselesidir. Bu süreçten sonra ilk başta iç turizm hareketlenecek. Biz burada bölgeleri öne çıkartacak şeyin hijyen olacağını düşünüyoruz. Bir heyet hijyen kriterlerini kontrol edecek. Kontroller sonrasında İzmir’in çiçeği olan Selluka’yı vereceğiz. Kriterleri sağlayanlara 5 selluka, az sağlayanlara 2, 1 selluka vereceğiz. Ödüllendirmeler de yapacağız”