Nedim ATİLLA
Turizm kurtuldu ya eğitim?
26 Temmuz 2021 Pazartesi

Kimine göre 11, kimine göre 9 günlük tatilin sonunda 14 bin vakaya yeniden ulaştı Türkiye… Temmuz’un başında kısıtlamaları kaldırdık. Turizm sezonunu kurtarmak için. Çok şükür turizm sektörü açığını kapattı. Ya çocuklarımızın eğitimi? Vaka sayıları arttıkça TV’ye her çıkan, “ne olacak okulların durumu?” diye kaygılarını dile getirdi.

Türkiye artık bunu düşünmemeli ve 6 Eylül’de okulları tartışmaya gerek duymaksızın açmalı.

Bir yığın gereksiz konuşma sırasında geçen cumartesi gecesi Habertürk’teki “Olaylar ve Görüşler” programında ODTÜ’den Prof. Dr. Soner Yıldırım’ı dinledim ve “Milli Eğitim Bakanı da umarım böyle düşünüyordur” dedim.

Soner Hoca net konuştu: “Vakalar 25-30 bin olduğunda okullar kapanır mı? İşte bu dili bir terk edeceğiz ve şöyle diyeceğiz: Biz 6 Eylül’de okulları açıyoruz. Bitti” dedi. Bence de bu kadar!

ÖZEL OKUL- ÖZEL HASTANE: Açtıktan sonra ne yapacağız, nasıl tedbirler almamız lazım? Sorusuna Prof. Yıldırım’ın verdiği karşılık şöyleydi: “Eğitimin bu kadar AVM’lerle açılıp AVM’lerle kapanacak kurumlar olmadığını anladık. Ben geçen yıldan beri okulların açık tutulması gerektiğini ve bunun bedeli neyse bunun ulusal seferberlikle halledilmesi gerektiğini çok savundum. Okulların ne yapalım edelim açık tutalım. Biz eğitime erişimde ve eğitim kalitesinde ciddi sıkıntıları olan bir ülkeyiz. Maalesef toplumda şöyle bir algı oluştu ki ben bunu çok tehlikeli buluyorum. Özel okullar ders yaptı, devlet ders yapmadı algısı… Bu çok tehlikeli bir algı. Özel okullarla devlet okulları arasındaki böyle bir kıyaslamayı ben haklı bulmuyorum ama diğer taraftan o kadar kötü vakalar basına ve sosyal medyaya sızdı ki bu esnada da velilerde bir güvensizlik oluştu, bunu eğitim kurumlarına yapamayız, bu çok büyük bir haksızlık olur. Aynı anolojiyi alın ve lütfen hastanelere uygulayın ve şöyle deyin: özel hastaneye giden kurtuluyor, devlet hastanesine giden ölüyor. Ne kadar korkunç bir şey başlatırsınız. Şimdi bu algının düzeltilmesi lazım. Ama ben yine de kamuoyunda bir sağduyunun oluştuğuna inanıyorum. Ve şimdi insanlar, hem veliler, hem öğretmenler hem öğrenciler okula dönmemiz gerektiğinin farkındalar”.

Prof. Dr. Soner Yıldırım’ın konuşması derslerle doluydu… Tuttuğum bazı notları aktarmak istiyorum burada:

MÜFREDAT SADELEŞTİRİLMEDİ: Biz müfredat sadeleştirmedik, biz bunu üniversite düzeyinde bile yapmadık. Biz sadece şunu yaptık: bütün dersleri online yapın dedik, hatta üniversite öğrencilerine bir dönemde 8-9 ders aldırdık. Akla ziyan bir şey bu. Peki anladılar mı?  Çok anormal bir durumdan geçiyoruz. Ama bunları yönetebilmek büyük fark yapacaktı inanın. Yoksa toplam şu kadar dersi şu kadar saat online yaptık, şu kadar kişi de geldi tıkladı, şu kadar canlı yayın yaptık… Bunlar bir fark yapmaz. Fark nerede yatıyor? Japonya gibi öğretmene destek öğretmeni yolluyor musun?

YARARLI BİR YANI DA OLDU: Bakın ne oldu, şimdi telafi eğitimi yapılıyor. Ben bunu müfredatın telafisi olarak görmüyorum ama Türk eğitim sistemi şöyle güzel bir alışkanlık kazanacak, okullar belki yazın da açık kalacak, belki gönüllü öğretmenler dönem içinde müfredatta yapamadıklarını orada gönüllü yapacaklar. Yani müfredat dışı etkinlikler, bence bu iyi bir alışkanlık olacak Türk eğitim sistemi için, ben bunu kazanç olarak görüyorum. Şu anda yapılanlar kulüp etkinlikleri. Ne açıdan ama çok iyi oldu biliyor musunuz? Kulüp etkinliklerini geliri yüksek aileler çocuklarına zaten aldırtıyorlardı. Ama geliri düşük aileler bu tür etkinlikleri çocuklarına veremiyorlardı.

AŞI OLMAYAN ÜNİVERSİTEYE ALINMASIN: Aşı olmayanın üniversiteye sokulmaması ile ilgili konuların gerçekten yukarıda konuşulması lazım. Çünkü bu biraz yasalarla ilgili. Bu bir yönetmelikle çözülecek gibi değil. Belli bir yaşın üzerindeki bir öğretim üyesi “ben bu sınıfta derse girmeyi reddediyorum, öğrenciler aşılı değil” derse, bu öğretim üyesine de bir cevabınızın olması lazım. Çünkü onun da dayandığı bir bilimsel gerçek var. Çünkü fiziksel koşullar orada birlikte ders yapmaya uygun olmayabilir.

ODAKLANILAN ÖĞRENİLİYOR: Bizim bir eğitim programı problemimiz var, çok fazla konu öğretilemiyor ve çocukların ilgisini çekmiyor. Niye biliyor musunuz? Eskiden bilgi çok zor erişilebilir olduğu için bilgiye erişmek çocuk için ilginç bir şeydi. Şu anda bilgi o kadar erişilebilir ki artık bunun hiçbir ilginçliği yok. Evrimsel olarak öğrenmedeki en kritik özelliklerden biri odaklanmadır. Odaklanmadığınız takdirde öğrenmiyorsunuz. Neden biliyor musunuz? Beyniniz aynı anda yüzlerce uyarıcıya maruz kalmak için evrilmemiş. Beyin neye odaklanırsa onu öğrenebiliyor. Bizde bu odaklanma çok önemli. Eskiden bilginin kendisi ilginçti, çünkü bilgiye erişmek çok zordu. Şimdi bilginin hiçbir ilginç tarafı kalmadı. İlginç olan ne? O bilgiyle ne yapıldığını anlatabilen öğretmen artık çok ilginç.

“ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLER ASKERLİKTEN MUAFTIR”: 23 Nisan 1920’de TBMM’yi kurdu, bu meclis ne karar aldı biliyor musunuz? “Öğretmenler ve öğrenciler askerlikten muaftır” kararı aldı. Bu kararı alan meclis, 1921 yılında Eskişehir ve Kütahya savaşlarını kaybetmişsiniz ve Polatlı’da tutunmuşsunuz. Ne yaptı 15 Temmuz 1921’de? Birinci Maarif Kongresi’ni topladı. İşte, Atatürk: “Öğrenciler ve öğretmenler askerlikten muaftır” ülkenin her yeri işgal edilmiş… Peki niye bu kadar kıymetlendiriyorsunuz eğitimi? Maarif ordusu, eğitim ordusu cümlesi de orada geçer, niye? “Çünkü” diyor, “Size çok ihtiyacımız var. Biz bu savaşı kazanırız ama önemli olan eğitimdeki savaşı kazanmak. Yoksa bu savaşı kazanmanın bir kıymeti yok” diyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Esin Kurt 27 Temmuz 2021 Salı 16:42

Okullar da fabrikalar gibi bir kaledir.......Savunulması gerekir.....Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı.....

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva