Hayatta olabilseydi…

Şu sıralarda…

69 yaşının tecrübesiyle…

Hala san’at üretmenin “tarifsiz heyecanı”nı yaşıyor olacaktı…

O çocuksu gülen yüzüyle…

San’at dünyası O’nu çok erken kaybetti…

Kader işte; ne diyebilirsin ki?

***

Kimseler inkar edemez…

“10 parmağında 10 marifet” bir Karadenizli’ydi…

Trabzon’da gözlerini dünyaya açmıştı…

Acayip sempatik bi’delikanlıydı…

Ayrıca, şakacıydı…

Herkesin sevgilisi olmak O’na yetmiyordu…

Çünkü, tek ideali vardı:

Sanatçı olmak…

Belki inanmayacaksınız ama…

Aslında…

Siyaset yapan bir aileden geliyordu…

Babacığı…

Demokrat Parti ve Adalet Partisi’nin kurucularından…

12’nci dönem Trabzon Milletvekili Zeki Yağmurdereli’ydi…

Üçüncü sınıfa kadar…

Trabzon’daki meşhur Kurtuluş İlkokulu’na devam etti…

Babası vekil olunca…

Mecburen bütün aile başkente taşındı…

Önce Kavaklıdere İlkokulu’nu bitirdi…

Ardından da…

Namık Kemal Lisesi ve Yenişehir Koleji'ni…

20 yaşına girerken…

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden…

Müzik Öğretmeni olarak mezun olmuştu…

Bi’süre öğretmenlik yaptı…

Baktı, sarmıyor hocalık…

Rüyalarının gerçekleştirmek için fırsat aramaya başladı…

Buldu da…

Öyle sempatik, öyle Şeytan çekiciydi ki…

İki yıl içinde Ankara gece kulüplerinin…

Aranan şarkıcıları arasına girmişti bile…

***

Ankara gazinolarında uzun süre kalmadı…

Daha doğrusu kalamadı…

İstanbul, rüyalarını süslüyordu…

Şarkıcı Faruk Tınaz, yakın arkadaşıydı…

O’nun ısrarlarıyla “Yedi Tepeli Kent”in yolunu tuttu…

Şişli’de bir apartman dairesi kiraladı…

Türkücü Kamil Sönmez ve Faruk Tınaz da yanına taşıdı…

Bir süre sonra üç kafadara…

Bir dönem Özal Ailesi’nin damadı olan…

Baterist Asım Ekren de katıldı…

Muratlarına ermişlerdi…

Artık dördü de eğlence dünyasında çalışıyordu…

***

Karadenizli genç müzisyenin şansı dönmüş…

Allah, “Yürü ya kulum” demişti bi’kez…

“Nişan Yüzüğü” ve “Sarışın” adlı iki albüm çıkardı…

Ancak…

Asıl bomba arkadan geldi…

Çok popüler bir Kıbrıs türküsü olan “Bir bir biri birilerine” ile…

Müzik dünyasında resmen patladı…

O Kıbrıs şarkısı dillerde marş olmuştu…

***

Şarkıcılığın yanı sıra oyunculuk da yaptı…

Bir dönem…

TRT‘nin sevilen dizisi “İz Peşinde”de canlandırdığı…

“Komiser Esat” tiplemesiyle yıldızı iyice parladı…

Konuşulan bir sanatçı olmuştu kısa sürede…

***

İşte, ne olduysa o arada oldu…

Takvimler 1986 yılını gösterirken…

İktidarda Anavatan Partisi vardı…

Bizim şarkıcı kahramanımız…

Ev arkadaşı türkücü Kamil Sönmez’le…

Dönemin Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy’un erkek kardeşinin…

Düğününe şarkı söylemeye gittiler…

Başbakan Turgut Özal ile eşi Semra Hanım’ın kızları Zeynep de…

Gecenin ağır konukları arasındaydı…

Zeynep Özal, o akşam…

Ulaştırma Bakanı Atasoy’un bankacı kardeşi Esin Hanım’ı…

Bu hikayenin esas oğlanı ile tanıştırdı…

Araya, Özal Ailesi de girdi…

Aşk Tanrısı Eros’un attığı oklar…

İkisinin de kalbine isabet etmişti…

Kısa sürede birbirlerini çok sevdiler ve…

“Onlar ermiş murada biz çıkalım kerevetine…” dedirten…

Unutulmaz bir nikah töreni ile dünyaevine girdiler…

***

Hikayemizin kahramanı deli gibi çalışıyordu…

Bir yıl sonra “Yağmur Ajans” adında film yapım şirketi kurdu…

Kerime Nadir’in unutulmaz eseri…

“Samanyolu”nu dizi haline getirdi; TRT‘ye sattı…

Yapımcı unvanıyla…

Şahane beyaz cam dizilerine imza attı; sinema filmleri yaptı…

“Karagümrük Yanıyor” ile başlayan serüven…

“Aşkım Aşkım”, “Dicle”, “Elveda Derken”, “Sessiz Gemiler”, “Karınca Yuvası”, “Sev Kardeşim”, “Köpek”, “Kınalı Kar”, “Melekler Adası”, “Hırçın Menekşe”, “Ay Işığında Saklıdır” ve “Bizim Mahalle” ile sürdü…

Artık milyonlar…

O’nun imzasını taşıyan TV dizilerinin tiryakisi olmuştu…

“Devlet Sanatçısı” unvanı, O’nu daha da kanatlandırdı…

***

Siyasetçi bir babanın sanatçı oğluydu ama…

Bazen…

Kader ağlarını çok garip örüyordu!

Nitekim…

2002’de iktidara gelen AK Parti…

O sıralarda 22 Temmuz 2007 seçimlerine hazırlanıyordu…

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan…

O’nu, İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı gösterdi…

Seçimi kazandı…

Muradına ermişti artık o güzel sesli sanatçı…

23’üncü Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili olarak…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi…

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyeliği yaptı…

Bir ara…

Çok sevdiği Trabzonspor’da yöneticilik görevi üstlendi...

***

Ne acıdır ki…

O çalışkan, üretken sanatçıya bağırsak kanseri teşhisi kondu…

Bir yandan tedavisi devam ederken…

Milletvekilliği görevini hiç bırakmadı…

Yakınlarına göre siyaset O’na “ilaç gibi” gelmişti…

Hayat arkadaşı Esin Hanım bir röportajında şöyle demişti:

“Kemoterapi alırdı, yine gider çalışırdı… Tayyip Bey’i çok severdi… Bana hep, (Nasıl bırakırım onu?) derdi…”

Ne var ki…

O melun hastalık peşini bırakmadı…

Enfeksiyon nedeniyle 20 gün hastanede yattı…

Solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakımdan çıkamadı…

2 Ağustos 2008, sabaha karşı 02.30’da…

İnsan sevgisiyle, arkadaşlıkla dolu kocaman yüreği duruverdi…

Baba yadigarı Siyaset’te…

Topu topu 375 gün…

Milletvekilliği yapabilmişti…

O sırada tam 55 yaşındaydı…

***

Sizlere…

Arkadaşları arasında bir “Karadeniz Efendisi” olarak anılan…

Osman Yağmurdereli’nin…

“Kadere bak!” dedirten…

Hayatını anlatmaya çalıştım…

Sevimli… Neşeli… Azimli… Çalışkan…

Hep gülümseyen bir sanatçıydı Osman Yağmurdereli…

Şu ışık hızıyla hayatımızı tüketen…

Kadere bakır mısınız?

Yağmurdereli’nin bile…

Sevdiklerine vedasının üstünden 14 koca yıl geçmiş…

Neşeli şarkıları hala dinleniyor…

Sinemaya kazandırdığı filmleri ve TV dizileri hiç unutulmuyor…

Işıklar içinde uyusun…

Nokta…

Sonsöz: “Son filmini Müjdat Gezen’le yaptı… Birlikte kamera karşısına geçtiler… 2007 yılıydı ve filmin adını, (Bir İhtimal Daha Var) koymuştu…”