Nedim ATİLLA
Samimiyet testindeki bir buluşma: COP28
30 Kasım 2023 Perşembe

Bugün BAE Başkenti Dubai’de Dünya, bir kez daha iklim krizi için buluşuyor. Bugüne kadar 27 kez toplanan BM İklim Değişikliği Konferanslarında konulan hedeflerin bir hayli uzağında kalan Dünya ülkeleri, bugün Dubai’de başlayacak COP28’de bir kez daha bir araya gelecek. Yaklaşık 12 gün iklim krizinin her boyutuyla tartışılacağı konferansın, dünyanın en büyük 10 petrol üreticisi ülkesinden birisi olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılacak olması da en büyük tartışma konusu… BM tarafından düzenlenen 28. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı bugün 198 ülkeden delegenin katılımı ile başlıyor ve 12 Aralık’a kadar devam edecek.

2021’de İskoçya’daki COP 26 ve geçen yıl Mısır’da düzenlenen COP 27’yi delege-gözlemci olarak izlemiştim. Bu yıl aynı tarihlerde uluslararası sivil toplum görevim nedeniyle Dubai’ye gidemedim ama çok güvendiğim Rotaryen ve Slow Food gönüllüsü dostlarım orada ve en doğru değerlendirmeleri onlardan alacağıma eminim. Tabii ki sizler de en sıcak COP28 değerlendirmelerini bu köşede okuma şansı bulacaksınız. İki COP gözlemim net: 198 ülke temsilcisinin tamamının her karar üzerinde anlaşması gerekiyor. Bu, herhangi bir ülkenin veya ülke grubunun bir teklifi engelleyebileceği veya onaylanması için metnini değiştirmeye zorlayabileceği anlamına geliyor. Karar çıkartmak kolay değil yani.

Komik, hatta oksimoron durumlar var elbette. Küresel ısınmanın en önemli nedeni olan fosil yakıtlardan vazgeçilmesi çağrılarının yapıldığı bir süreçte, COP28’in dünyanın en büyük 10 petrol üreticisi ülkesinden birisi olan BAE’de, Dubai’de yapılması, üstelik Konferans başkanlığını BAE’nin en büyük kamu enerji şirketlerinden birisinin CEO’sunun yapması, daha başlamadan konferansı tartışmalı hale getirdi. COP28 Başkanı, Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi’ne başkanlık etmesi nedeniyle tartışmalara yol açan Sultan Ahmed el-Jaber…  Şimdi şu soru sorulmazsa olmaz: Hükümetler “fosil yakıtların kademeli olarak azaltılmasını” mı yoksa sadece “fosil yakıtların azaltılmasını” mı kabul edecek? Tartışma gibi gelebilir ama öyle değil; örneğin ikinci seçenek, henüz kanıtlanmamış karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin ve dengelemelerinin yoğun şekilde kullanılmasını ima ediyor.

Ama hakkını da teslim edelim: Sultan el-Jaber, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olmak için doğanın korunması, restorasyonu ve sürdürülebilir yönetimine odaklanmayı da içeren bazı ilerici gündem maddelerini kendi takdirine göre teşvik etti.

Sekiz yıl önce dünya, Paris Anlaşması’nda iddialı bir hedef üzerinde anlaşmıştı: İklim değişikliğinin tehlikeli seviyelerini sınırlamak için ısınmayı 1,5°C’de tutmak. O zamandan bu yana, sera gazı emisyonları artmaya devam etti ve büyük orman yangınlarından benzeri görülmemiş sellere kadar iklim felaketleri ön sayfalarda yer aldı.

Son su baskınında güzel İzmirimiz neler yaşadı neler… Malum. Ve dünya akıllanmazsa bu türden felaketler çok daha fazla yaşanacak.

Tahminler göre 2023 yılın sonunda dünya sanayi öncesi seviyelere göre 1,2°C ısınmış olacak. Şiddeti ve süresi artan sıcak hava dalgaları dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Artık 1,5°C’lik ısınmaya ulaşmamıza 10 yıldan az zaman kaldı. Birleşmiş Milletler “şefi” António Guterres, iklim eyleminin zorluğun boyutu karşısında cüce kaldığı ve “cehennemin kapılarını açtığımız” konusunda uyardı. Papa Francis bile, son iklim mektubunda, iklim krizini “yapısal günahın trajik ve çarpıcı bir örneği” olarak nitelendiren Afrikalı piskoposlardan alıntı yapıyor.

Soru çok! Peki bu COP 28’ten umutlanmalı mıyız? Toplantı boyunca “İklim eylemiyle ilgili ilerlemenin” değerlendirilmesi yapılacak. Tüm ülkelerden gelen toplam emisyon azaltma vaatleri, ısınmayı 1,5°C ile sınırlayabileceğimiz anlamına mı geliyor?

Değilse, “emisyon açığı” nedir ve ülkenin emisyon azaltımlarının ne kadar iddialı olması gerekiyor?

Unutmayalım: 2°C’lik bir dünya, kabul edilemez zararlara ve geri dönüşü olmayan hasarlara yol açacaktır. Küresel olarak 2050 yılına kadar net sıfır CO? emisyonuna ulaşmak istiyorsak, küresel sera gazı emisyonlarını 2019 seviyelerine kıyasla 2030 yılına kadar yüzde 43 ve 2035 yılına kadar yüzde 60 oranında azaltmak için çok daha iddialı hedeflere ve desteğe ihtiyacımız olacak.

COP28’in başarısının önemli bir ölçüsü, emisyon salımı yapan başlıca ülkelerin daha iddialı emisyon azaltım eylemleri üzerinde anlaşıp anlaşmadıkları olacaktır.

Önemli bir soru da “İklim kaybı ve hasarının bedelini kimin ödediği?” Onlarca yıldır ülkeler, iklim değişikliğinden kaynaklanan kayıp ve zararın bedelini kimin ödemesi gerektiği konusunda endişe verici bir soru üzerinde boğuşuyor. Şu ana kadar hükümetler yeni fon için bir plan hazırladı. Fonu kimin yöneteceğinde de anlaşmazlık var. Dünya Bankası mı? BM’in iklim ajansı mı?

Şu ana kadar fonun ne kadar para tutacağına ve dağıtacağına dair bir hedef bulunmuyor. Planın faaliyete geçmeden önce COP28’de resmi olarak kabul edilmesi gerekiyor.

Bu fon, özellikle yükselen deniz seviyeleri, uzun süreli sıcak hava dalgaları, çölleşme, denizlerin asitlenmesi, aşırı hava koşulları ve mahsul kıtlığı gibi iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerinden kaynaklanan kayıp ve hasarlarla ilgileniyor. Örneğin Pakistan veya Libya’da eşi benzeri görülmemiş sellerin yol açtığı hasarı düşünün.

Ve cevabı beklenen en önemli soru, “İklim finansmanı nerede?” … İklim müzakerelerindeki önemli bir konu, ülkelerin ekonomilerini daha düşük emisyonlar ve daha fazla dayanıklılıkla “iklime hazır” olacak şekilde nasıl dönüştürebilecekleridir. Gelişmekte olan ülkeler için bu, fosil yakıt bağımlılığını “bir adım öteye” taşıyacak devasa düzeyde yatırım ve yeni teknolojiler gerektiriyor. Bu muhtemelen kritik bir anlaşmazlık noktası olacak.

Hiç mi sevindirici haber yok? Var: Burada türlerin yok olmasını ve ekosistemlerin bozulmasını önlemeyi amaçlayan, geçen yılın sonlarında imzalanan büyük küresel biyoçeşitlilik anlaşması olan Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi ile memnuniyetle karşılanan ortak noktalar var. Sağlıklı ekosistemler karbon depoluyor ve insanların iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı oluyor.

Ve şimdilik son soru: “Dünya ânı yakalayabilir mi?”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Biz 1 Aralık 2023 Cuma 00:39

İzmirli de İYİ partiye kapılarını o zaman kapatır elbette.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Sözün haysiyeti
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Dünya yıldızı Erdoğan’ı neden uyardı?
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Bir polisin isyanı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Belediyelerin borç krizi siyasi krize dönüşüyor
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Farklı ahlak anlayışları, kültür, kontrol
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Bir zamanlar yaşananlar (1)
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çevre düşmanı hükümlü, savcıya karşı!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Dönemi biterken Ekrem Bulgun…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Bu dünyadan Çetin Yetkin Hoca geçti
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Keşke bir kedi sevmiş olsaydınız…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva