Mehmet KARABEL
O köy devlete kafa tutamaz!
18 Eylül 2024 Çarşamba

Zavallı Narin’in...

Doğduğu, büyüdüğü ve son nefesini verdiği...

“Tavşantepe” olarak anılan...

Garip köyün ya da bugünlerin ifadesiyle “mahalle”nin...

Son derece ürkütücü bir görüntüsü var...

Mahalle sınırları içinde...

40 / 50 tane ev ya var ya yok!

En acayip tablo da şu:

2007’deki nüfusu 345...

2023’te nüfusu 445...

Gel de şaşırma…

Bir köyün / mahallenin nüfusu...

16 yıl içinde...

Topu topu 100 kişi mi artar (!)

Var bu köyde bir (*) garabet!

***

Gülen gözlerin küçük kızı “Narin”in köyü...

Ya da...

Bugünün deyişiyle “Tavşantepe Mahallesi”nin...

TV’deki görüntülerine bakarsanız...

Ürkütücü bir ıssızlığın ve...

Kendi haline bırakılmışlığın “yalnızlığı” hemen belli oluyor...

Canlı yayınlarda dikkat edin!

Evlerin arasındaki mesafe...

Özellikle “ay”ın olmadığı gecelerde...

Korku filmlerinin platosu gibi...

Misafirliğe gitseniz...

Gece yarısı korkudan kendi kerpiç evinize zor gidersiniz...

***

Tabii ki, böylesine korku filmi platolarından farksız köyde...

“Ay büyürken uyuyamazsınız”...

Ve dahi...

Herkesin başına her an her şey gelir...

Geldi de zaten...

***

İşte günahsız “Narin” böyle bir köyün / mahallenin...

İlkokul öğrencisi...

21 Ağustos’ta ortadan kayboldu...

Ortalık ayağa kalktı...

Sanki yer yarılmış küçük kız içine düşmüştü...

Her taşın altına bakıldı...

Sonunda...

Köydeki Eğertutmaz Deresi’nin içindeki büyük bir taşın altında...

Narin’in cesedi bulundu...

Artık yaşamıyordu o yavrucuk...

***

Avuç içi kadar bir köyde...

Böylesi hunharca cinayet işlenir de…

Katili...

Ve dahi yardımcısı (Cesedi deredeki taşın altına koyan)...

“Benim hiçbir şeyden haberim yok!”

Diyebilir mi?

Diyemez ama “Katil kim?” hala sır!

Üstelik...

Aradan an itibarıyla 28 gün geçti...

Belli ki...

Katili ya katilleri bulamayacaklar...

445 nüfuslu...

Yaklaşık 50 haneli köy...

Şaka bi’yana...

“Üç Maymunu Oynuyor!”

Neydi o üç maymun hikayesi?

Hatırlatalım:

Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan...

Üç maymun sembolü...

Dünyanın her tarafında “Üç maymunu oynamak” diye bilinir...

O tablo...

Gerçeklere gözünü kapatıp...

Başını derde sokmamayı...

Doğruları söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı anlatır...

“Tavşantepe Mahallesi” sakinlerinin...

Sergilediği tavır budur...

O köye...

İstediğiniz kadar deneyimli cinayet hafiyelerini yollayın...

Birileri(!)

Bu korkunç olayı sessiz / sedasız tarihe gömmeye çalışıyor...

Hatırlayın...

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu...

Zavallı Narin’in cesedi derede bulunduktan sonra...

Ne demişti?

“Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var çünkü aile, bizim dostlarımızdır... (Narin için) Görmemesi gereken bir şey gördüğü için öldürülmüş olabilir...”

Nedir o görmemesi gereken şey?

Çıt yok vekilde!

Sözüm ona diyor ki:

“Soruşturmanın gizliliğine vurgu yaptım...”

İnandık mı?

Keşke Devlet Baba (!) sorabilseydi o milletvekiline:

“Eyyy, bu ülkenin vekili; söyle bakalım: Bildiğin ve sustuğun şey nedir?”

Soramadı Devlet Baba...

Neden?

Çünkü...

Sanki rüyada gibiyiz milletçe!

***

Sanki…

O köyde herkes “her şeyi” biliyor!

Ama…

Sorunca…

Herkes “her şeyi unutmuş” pozları veriyor…

***

Şu içler acısı tabloya bakar mısınız?

Diyarbakır’da Kuran Kursu'ndan dönerken kaybolan…

Sekiz yaşındaki Narin Güran’ın cesedi…

İnanılacak gibi değil…

Topu topu 300 kişinin yaşadığı köyün göbeğinde…

19 gün sonra dere yatağında bulundu…

Ve üstünde bir kişinin taşıyamayacağı büyüklükte…

Bir kaya parçası…

Cinayet olduğu kesin ama…

Neredeyse…

300’e yakın (neredeyse köyün tamamı…) kişinin ifadesi alındı…

Gelgelelim…

Katil ya da katiller(!) hala bulunamadı…

***

Çocukları uyuturken meşhur bir tekerleme vardı…

Bugün tarihe karıştı…

“Tavşantepe Mahallesi” sakinlerine bu günkü haline nasıl da çok yakışıyor:

Kara kedi nerede? / Ağaca çıktı… / Ağaç nerede? / Balta kesti… / Balta nerede? / Suya düştü… / Su nerede? / İnek içti… / İnek nerede? / Dağa kaçtı… / Dağ nerede? / Yandı bitti kül oldu!”

Bu tekerleme o köyde bir aydır yaşananları…

İronik de olsa…

Ne kadar da anlamlı biçimde anlatıyor di’mi?

***

Aslında…

TV’deki eskimeyen “Kanıt” dizisinin bir mottosu var…

Prof. Dr. Sevil Atasoy, bizlere adeta ezberletmişti:

“Kusursuz Cinayet Yoktur”…

Şu sıralarda Prof. Dr. Halis Dokgöz, aslında hepimizi bir şekilde ilgilendiren adli tıp ve adli bilimler okur-yazarlığı”nı yükseltecek “Kusursuz Cinayet” adlı bir kitap kazandırdı Türkiye’ye… Prof. Dr. Dokgöz, “Kusursuz cinayet yok, çünkü kusur cinayetin ta kendisi” diyor…

***

Bitiriyoruz…

Medya ağırlıklı olarak şu senaryonun

Gündemde olduğunu masanın üstüne koyuyor…

“Hürriyet”in dünkü son manşetinin özeti şöyle:

“Narin’in katledilmesiyle ilgili…

Yeni ve güçlü bir iddia daha ortaya çıktı...

Buna göre Narin 20 Ağustos Salı günü…

Şahit olduğu bir olaydan dolayı ertesi gün…

Cami çıkışı döndüğü evde planlı bir şekilde öldürüldü…

Aile üyeleri de organize bir şekilde sürekli işbirliği yaparak…

Delillerin karartılması için çalıştı…”

***

Bunlar doğruysa ki öyle görünüyor…

O köyde yaşayanlar…

Acayip bi’şiler saklıyorlar…

Bu ne demektir?

Çok açık bi’şekilde…

Koca mahallenin “elbirliği ve sözbirliği” ile…

Devlet Baba’ya…

“Kafa tutmak” ile eşdeğerlidir…

Yazık…

Giden yavruya…

Böylesi sahipsiz Tavşantepe köyleri oldukça...

Daha çoook Narin’leri...

Sonsuzluğa uğurlarız...

Nokta...

(*) Garabet: “Tuhaflık”...

Sonsöz: “Keşke ölümü çocukların yetişemeyeceği bir yere koysak! / Anonim…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
18 Eylül 2024 Çarşamba 13:57

Münevver Karabulut cinayeti ile bunun arasında alçaklık bakımında hiç fark yok. Onlar da birbirini korudu. bunlarda . Ya da satanist ritüellerinde yapılan sapıklıklar. Sonuç olarak Hepsi Allah ın emrine karşı geldiler. Allah merhametli ve adil olmayı yakın akrabayı gözetmeyi çirkin işleri fuhşiyatı yasaklar belki düşünürsünüz diye öğüt verir. Her Cuma hocalar hutbede bu ayeti okur. Tam tersini yapanlar şeytanın evlatlarıdır. Allah a savaş açmışlardır. Bunun içinde kim varsa

Yorumu oyla      3      1  
Genel durum 18 Eylül 2024 Çarşamba 13:41

Münafıklar tarikatlar da partilerde dernekler de çok azgın hale geldiler. Münafığın fikri görüşü ben merkezli olduğu için bütün ideolojileri dini kavramları işine geldiği gibi yorumlar yani dine uymak yerine dini kendine uydurur. Küfrün bir çok özelliklerini bünyesinde taşıyan ce ha pe ise her durumdan kendine pay çıkarıp yine aile yapısına yok bilmem ne feodal yapıdan seçme saçmalara devam diyor. Yine insanların merhamet duygularını istismar etmeye kalkıyor. Müslümanlık dininde Allah tan başka kimseden korkulmaz. Oradaki deftersiz bütün köyü korkutmuş Ayette der ki : “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz (töre, gelenek ve ideolojiler) bizim için yeterlidir” derler. Ya ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yolu bulamayan (kimseler) olsa da mı (yine onlara uyacaklar) Bu minik evladın naaşı üzerinden dine ve aile kavramına saldıran soytarılara ithaf edilir ki daha bir çok ayet yazabilirim.

Yorumu oyla      3      1  
18 Eylül 2024 Çarşamba 10:52

Son söz çok güzel ve anlamlı Keşke yapabilsek.........Bir de derenin adı neden eğer tutmaz acaba ?Cunku biliyoruz ki atlara ve eseklere eğer vurulur ve onlar çeşitli nedenlerle eserlerini sirtlarindan atabilir...Egerin üstünde de ata veya eşeğe bilenler oturur..Yani bu derede daha önce de cok can kaybı olduğu için mi o ad verilmişti.. Ata binenler bu derede çok mu egerlerinden düşerek can verdi ?ya da düşürüldü...

Yorumu oyla      1      1  
Karşıyaka lı 18 Eylül 2024 Çarşamba 09:03

İslamcılar ASIMIN KUŞAĞINI ve ALTIN NESİL yetiştirecekldrdi. İşte yetiştirdikleri gençlik. Kimi meclisi bombalar, kimi uyuşturucu içer, kimi insan öldürür, kimi tokatçılık yapar.... Kimi...

Yorumu oyla      1      1  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Rilke’den sanat ve yaşam üzerine düşünceler
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Vali Bey neden ‘yıkamam’ dedi?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Keşke idam olsaydı’ diyenler haklı mı?
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birkaç gün önce Çin
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
'Pişman olmuş adama Nobel verdiler!'
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
‘Gönülsüz bekarlar’ için bakanlar devreye!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İmamoğlu yalnız mı bırakılıyor?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva