Cumhuriyet Tarihi’nin...

En heyecanlı siyasi parti genel başkanlarından biriydi...

Tez canlıydı...

“Gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemediği için...”

Hemencecik kalplere yerleşti...

Geçmişin izlerinde bile adı hep ön plandaydı...

Taa fi tarihinde

Sabahattin Önkibar, O’nun hayatını kaleme almıştı...

“Kırmızı Kedi”den yayınlanan kitabın kapağında şöyle yazıyordu:

“ASENA / Meral Akşener’in Dünü Bugünü...”

İşte o kitabın kahramanı...

Bugün...

Türkiye’nin kafaya oynayan en genç siyasi partisinin kaptanı...

Cesur ve atak!

Gözü gibi sakındığı partisi...

17 gün sonra...

6’ncı yaşını geride bırakıp 7’ye “merhaba” diyecek...

Hayırlı olsun...

***

Farkında mısınız?

Hayat bazen hiç beklemediğiniz bir senaryoda...

Size “anlamlı” bir rol biçiyor...

Eğer deneyimli iseniz...

“Tombala” diyen siz olursunuz...

*** 

“Dönelim bu günlere...” demeden önce...

Zaman Tüneli’ne hızlı bir giriş yapalım...

Ankara...

9 Aralık 2022 Cuma akşamı...

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener...

Akşam yemeğinde gazetecilerle buluşuyor...

Ve...

Her zamanki gibi...

Kalbinin sesini masanın üstüne koyuveriyor...

Sanki...

Bugünler içine doğmuş gibi:

“Altılı Masa’yı tanzim etmeye çalışanlar var... Benim için de, (Her an Altılı Masa’dan gidebilir!) algısını oluşturuyorlar... Özellikle bir şeyi fark ettim... Çok önyargılar varmış bizimle ilgili... Ben o masadan kalksam, bazıları kurban keser!”

Bu kadar mı?

Hayır!

Kendinden emin içinden geçenleri noktalıyor:

“İktidar kanadı fırsat bekliyor ama şunu söyleyelim... O masada arıza çıkmaz ama çıkarmaya uğraşanlar çok... ”

***

Sonra n’oldu?

Aradan sadece 84 gün geçti...

Siyasi kıyamet “Altılı Masa”yı üç dakikada dağıttı!

Meral Akşener...

İlk kez bu kadar “acı” konuşuyordu:

“İYİ Parti kıskaca alınmıştır, boyun eğmeyeceğiz... Ne bir kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız... Biz masaya Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın ismini beyan ettik... Ancak önerimiz kabul görmedi... Anladık ki, şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edilmiştir... Biz İYİ Parti'yi bunun için kurmadık...”

O sırada takvimler...

3 Mart 2023’ü gösteriyordu...

Politikaya ömür verenlere sorarsanız...

AK Parti...

Belki de hiç bu kadar sevinmemişti...

***

Masa dağıldı; her şeyin “görüntüsü” değişti ama...

Meral Hanım’ın söyleyecekleri bitmedi...

Bu kez duygusal “seslenişler” başladı...

Eski Türk filmlerindeki gibi...

Sanki...

Bütün kabahat kendisindeymiş gibi...

Hüzünlendiren deyişler öne çıkmaya başladı...

Bu sefer Eskişehir’den...

İYİ Parti’ye gönül verenlere seslendi...

Ve...

Bir kez daha...

Bilinen...

Adeta ezberlenen...

Ama bi’türlü eskimeyen seslenişlerini tekrarladı:

“Boyumuzu ve kilomuzu göreceğiz; Eskişehir’i alacağız!”

Eskişehir konusunda minik bir not:

2019’da..

Millet İttifakı’nın CHP’li adayı Prof. Yılmaz Büyükerşen...

Yüzde 52,3’le seçilmişti...

14 Mayıs’taki genel seçimlerde ise...

CHP Eskişehir’i yüzde 34,4 ile aldı...

İYİ Parti ise yüzde 14,1’de kalmıştı...

***

Şimdi merak edilen soru şu:

“Meral Hanım (Tek başımıza gireceğiz) dediği seçimde 81 şehirden kaç tanesinin belediyesini partisine kazandırabilir?”

Geride bıraktığımız günlerde...

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Türker Yörükçüoğlu...

Eşine ender rastlanır bir önerinin altına imza attı...

CHP’ye bir öneri sundu(!)

Aynen şöyle:

“Fedakarlık sırası şimdi CHP'de... İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ ve Hatay’da aday çıkarmasınlar; İYİ Parti’yi desteklesinler! Bu memleketi AK Parti'den kurtarmanın yolu İYİ Parti'yi güçlendirmekten geçer... Biz hem 2019'de, hem 2023'te üzerimize düşen fedakarlığı yaptık; şimdi sıra CHP'de...” 

Siyaset’in ak saçlıları hep şöyle der:

Politikada en sıkıntılı süreç...

“Acaba yıldızım sönüyor mu?” paniği ile...

Yanlış kararların hayata geçirildiği zaman dilimidir!

Şaka değil...

Tecrübeyle sabit!

***

Bitiriyoruz...

Böylesi açıklamalar...

İYİ Parti’nin ışığını zayıflatıyor...

Bir zamanların gözyaşı ile sulanan Yeşilçam filmleri gibi...

Hep “acıklı sitemler” başrolde!

Her halde...

İki hafta sonra...

İYİ Parti’nin 7’inci yaşını kutlama heyecanıyla...

Yaşanıyor bu “şaşırtan” çıkışlar...

Oysa...

Şunu unutmamak gerekiyor...

İnsanoğlu her yaşta yanılgıya düşebilir!

Üzülmeye gerek yok...

Bunların tamamı “deneyim” olarak tarihe geçiyorsa...

Ne mutlu...

Yok; fıkralarda kalıyorsa...

Yandı gülüm keten helva!

Nokta...

Hamiş: Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’ın ölümsüz bir türküsü vardır... Acıklıdır ama mesajı güçlüdür: “Kendim ettim kendim buldum... / Gül gibi sararıp soldum... / Eyvah eyvah eyy...”

Sonsöz: "Dün dünde kaldı cancağızım... Bugün artık yeni şeyler söylemek lazım! / Hz. Mevlana...”