İzmir’in biri büyükşehir, 30’u ilçeleri için seçilmiş…

Toplam 31 belediye reisi var…

Dördü, hanımefendi…

27’si beyefendi…

Hanımağa Başkanları, başköşeye yerleştirirsek…

27 delikanlı başkanımız…

Bu göreve “sinek kaydı” tıraşla geldiler…

Şimdi, koltukta birinci yıl biterken…

Aralarından sadece biri, imaj değiştirdi “sakallı” oluverdi…

Hani şu “kirli sakal” denilenden değil; harbi sakallı…

Seçilirken sakallı değildi…

Koltukta birinci yılı doldurdu; “fiyakalı sakal”a yol verdi!

Kim, o?

***

O delikanlı başkanın “sakal atağı”nı; sakın ola…

Bizim memlekette çok kullanılan…

“Sakalım yok ki, sözüm dinlensin!” deyimi ile karıştırmayın…

Çünkü, o…

İdealist, “eski tüfek” bir sosyalist…

Üstüne bi’de…

Bileği bükülmez bir “matematik öğretmeni” unvanı var…

Yani…

“Rakamların Efendisi”…

Laf az, çözüm ise formüllerin yardımıyla anında!

Henüz bir yıllık belediye başkanı ama…

İlçesinde ne kadar “çatal problem” varsa…

Çözmek, O’nun işi…

Hayata bakışı ise…

Zülfü Livaneli’nin “Eski Tüfek” şarkısındaki sözlerde gizli:

“Bir insan ömrünü neye vermeli?

Harcanıp gidiyor, ömür dediğin…

Yolda kalan da bir, yürüyen de bir…

Harcanıp gidiyor, ömür dediğin…”

Acep diyorum; bi’yanlışlık olmasın?

Bu sitemle karışık acıklı sözcükler…

Sosyalizme hayatını adayanlardan biri olan…

Bayraklı’nın Öğretmen Reisi Serdar Sandal için söylenmiş olmasın?

***

“Eski Tüfek” benzetmesi…

Her ne kadar “siyasi” etiket olarak kabul edilse de…

Aslında…

Her konuda “deneyimli” insanlar için kullanılır…

***

Dönelim, Bayraklı’nın Reisi Serdar Sandal’ın…

Kem Gözler’e bile alıştırmaya çalıştığı sakallı imajına…

Sofistike bir bakışa göre…

Tarih boyunca erkekte sakal…

Daima “bilgeliğin simgesi” olarak kabul edilmiş…

Aslında sakal…

Bir “ayrılma” ve kendi içinde “bütünleşme”den başka bi’şi değil!

Mesela…

Serdar Başkan’ın, bazı mevkidaşlarından farklı iz sürüşü…

Bir ölçüde “ayrılma”yı…

“Aman başkanım, derdime bir derman” diyenin elini…

Sımsıkı tutmayı ise…

“Bütünleşme” diye okursanız, formülü çözersiniz…

***

Bayraklı’nın Reisi Serdar Sandal…

Eski Tüfek olmanın verdiği “sosyal cesareti” nerede sergileyecek?

Tam da yaşadığımız şu Koronalı Günler’de…

Bayraklı’nın sosyal yapısı ortada…

Hemşehrisinin telefondaki sesi…

“Evde ekmek yok; açız!” diyorsa…

Serdar Başkan’ın tunçtan yüreği anında gözyaşına boğuluyor…

Açık açık söylüyor, “İnsanlığımdan utanıyorum!” diye…

Belki de…

İzmir’in en garibi, en ihtiyaçlısı O’nun ilçesinde…

***

Sakal, “abidik-gubidik” mesaj vermez…

Yıllarca…

Sakal için “kötü adam imajı” dediklerine bakmayın…

Hepsi palavra…

Başkan Serdar Sandal’daki harbi sakal…

Şu sıralarda…

Biraz da “Cesur Yürek” imajı…

Ni’tekim…

Belediyelerin yardım ve bağış toplanmasına engel olan…

Bugünkü sistemin “siyaset” koktuğunu belirtiyor ve…

“Belediye başkanı olarak bal gibi bağış alırım arkadaş!” diyor…

Ardından…

Cesur Yürek olmanın gereğini seslendiriyor:

“İsterse yargılasınlar… Gider hesap veririz... Bizim yaptığımız şey halkın yanında durup, ihtiyaçlarını gidermek… Kim buna (hayır) diyebilir? Bunu diyen halkı karşısına alır…”

***

Devrimci olmak…

Güzel bi’şi…

***

Sakallı da olsa, sakalsız da…

Doğru bildiği yoldan şaşmayan Bayraklı Reisi’nin…

Bugünkü sakallı görüntüsüne bakıp da…

“Moda…” filan demeye kalkmayın…

Üniversite yıllarındaki siyah-beyaz sakallı hatıralar…

Masanın üstüne birer-ikişer düşüverir…

Serdar Başkan…

Sakal mevzusunun bitirirken diyor ki:

“Yakıştıran da sağolsun, yakıştırmayan da… Önemli olan, bizim Bayraklı’da bıraktığımız ve bırakacağımız eserler…”

Veda ederken, birbirimize…

Başkan Sandal, bi’tek şunu söylemeyi unuttu, sanırım:

“Yarınlar Bizim…”

Nereden hatırlıyorsunuz, bu iki güzel kelimeyi?

45 yıl önceki…

Türkiye’nin Eurovision macerasından…

Gencecik Ali Rıza Binboğa…

“Yarınlar Bizim” şarkısı ile halk oylamasında birinci olmuş…

Ama…

Koca jüri…

Halkın tercihinin üstünü bi’kalemde çizmiş…

Türkiye’yi Semiha Yankı’nın temsil etmesine karar vermişti…

Sonuç?

Sonuncu olduk…

Demek ki…

Halkın kahramanı olmak başka bi’şi…

Serdar Sandal Başkan, işte o yolda…

Koyverdiği “sakal” ise…

Farkındalığın üst basamağı!

Nokta…

Sonsöz: “Zor olan başarılır, imkansız olan vakit alır… / Vladimir Lenin – Rus sosyalist devrimci ve politikacı…”