Bu köşede, dün…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin…

25 yıl önce yaşadığımız…

Kardak Krizi’ndeki “taş gibi” kararlığını…

Tarihten iz bırakan bir yaprak olarak hatırlatmıştım…

Hamasi bulanlar oldu…

Sorun değil, saygı duyarız…

Ancaaak…

Suriye İdlib’te…

Bir hafta içinde verdiğimiz onca şehidimizin acısı…

Kor gibi yüreğimize oturmuşken…

İçimizde birikenleri…

Paylaşmakta yarar var…

***

Nitekim…

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Yalnız ulusa değil…

Dünyaya duyurdu:

“Askerlerimize zarar gelmesi halinde bugünden itibaren İdlib ile Soçi muhtırası sınırları ile bağlı kalmadan Suriye’deki rejim güçlerini her yerde vuracağımızı buradan ilan ediyorum…”

Aslında…

Kimse kimseyi vurmasın ama…

Bu Esad, çizmeyi aştı…

***

Keşke…

Daha önce bunları söyleseydi Cumhurbaşkanı…

Haber ajansları, Erdoğan’ın sözlerini dünyaya duyurdu…

Putin hemen aradı; konuştular…

Amerika, anında “Türkiye’nin yanındayız” dedi…

***

Haklıyız ama…

Millet’in sinirleri de laçka…

İçini sosyal medya’da döküyor…

***

En yürek yakanı da şu:

“Türkiye, Esad’ın bombalarından kaçan dört milyona yakın Suriyeli’ye yuva oldu… Mehmetçiklerimiz, İdlib’de rejimin bomba yağdırdığı sivil halk için o topraklarda…”

Birisi şöyle yazmış:

“Türkiye bir yandan sığınmacı Suriyeliler’e kucak açıyor, bir yandan da Suriye’de Esad’ın ordusu ile savaşıyor; yeter artık!”

***

Garip ama gerçek…

İçerde Suriyelileri besleyip, dışarıda Suriye ile savaşan…

Tek ülke olarak tarihe geçmiş bulunuyoruz…

***

20 Nisan 2011’den beri geliyorlar…

İki ay sonra…

3.5 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimizin…

Bu topraklardaki “misafirlikleri” 10’unca yıla girecek…

Bu süre içinde…

Bu topraklarda 500 bin Suriyeli bebek dünyaya geldi…

Sağlık hizmetlerinin tamamı beleş…

Bir milyon Suriyeli’nin yaşı 18’in altında…

82 milyonluk Türkiye’de…

Neredeyse 100 kişiden 5’i Suriyeli…

Bugüne kadar…

Sığınmacı komşu için 40 milyar dolar harcadık…

Helali hoş olsun…

İnsanlık namına yapıyoruz…

***

Aslında…

Atatürk’ün taaa, 90 yıl önce…

Bu ulusa veda edip, göçmeden önce…

Sıkı sıkı tembih etmişti o günkü hükümete…

Ve dahi…

Sonra gelecek tüm hükümetlere…

Hatırlayalım Gazi’nin öğütlerini:

***

Komşularınızın içişlerine asla karışmayın…

Rusya’yı tahrik etmeyin…

Arap ülkeleriyle (bakın burası çok önemli) tarihi, sosyal ve kültürel ilişkilerinizi geliştirin… Ancak, asla aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın…

Sormadan akıl vermeyin…

Batı kültürünü benimseyin… Fakat, onların emperyalist emellerine alet olmayın…

***

Ne kadar haklıymış…

Nokta…

Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”