Kemal ANADOL
Işığı kim söndürdü?
20 Eylül 2023 Çarşamba

Devlet dairesinde, hastanede, postanede, okulda, tarlada, çarşı pazarda olmadık can sıkıcı olayla karşılaşan, zamlardan, adaletten, geçim sıkıntısından şikayetçi işçi, memur, emekli, köylü, esnaf, serbest meslek mensubu kısaca yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu aklına gelen ilk soruyu sorar arkadaşına, yakınına: “Ne olacak bu memleketin hali?” Bu soru kollektiftir ülkemizde. Sabah kahvaltısından rakı sofrasına uzayan zaman diliminde belleklerde ve dillerdedir. İki dubleden sonra ise farz haline gelir: “Ne olacak bu memleketin hali?”

Günlük yaşamdaki şikayetleri içeren sorunun yanıtlanabilmesi için eleştirel düşünceye gereksinim vardır. Eleştirel düşünce denince akla hemen olumsuzluk gelir. Oysa bu yanlıştır. Eleştirel düşünce bir olgu veya yargıyı doğrulamak ya da yanlışlığını kanıtlamak için yapılan zihinsel bir faaliyettir. İşte ön yargılardan, dogmatizmden uzak bu çaba insanları akla ve bilime götürür. Bunun sonu da insanların karanlıktan çıkması, akla ve bilime vurulan prangalardan kurtulması kısaca aydınlanmaya ulaşması, kavuşmasıdır.

Dünya tarihinde insanlığın yazgısını değiştiren üç devrim gerçekleşmiştir. Birincisi 1789 Büyük Fransız Devrimidir. İkincisi 20. Yüzyılın başında Çarlık Rusya’sındaki 1917 Bolşevik Ekim Devrimidir. Üçüncüsü de 1919’da Mustafa Kemal’in önderliğinde tarih sahnesine çıkan Anadolu İhtilâlidir. Anadolu İhtilâli deyince akla hemen dünyada ilk kez utkuya ulaşan antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız geliyor. Oysa ihtilâl savaştan sonra devam etmiş akla ve bilime dayanan “Türk Aydınlanması” gerçekleşmiştir. Günümüzde bu devrimin yüzüncü yılını kutluyoruz. Ülkemizdeki karşı devrimcilerin karalamalarına karşın bu devrimin simgesi Mustafa Kemal Atatürk dünyanın her yerinde örnek lider olarak anılıyor, takdir ediliyor.

Nedir Türk aydınlanması? Nasıl başlamış, nerelerde başarıya ulaşmış, nerelerde önü kesilmiştir? Bugün ne durumdadır? Kısaca 20. Yüzyılın başından günümüze uzanan, üç veya dört kuşağı kapsayan uzun bir öykü, kutsal bir maceradır bizim aydınlanmamız. Bir deniz feneri gibi insanlığı ve yurdunu aydınlatan bu ışığın hikayesini piyasaya yeni çıkan bir eserden öğrenmek olanağını buluyoruz. Bir akademisyen ve 23/24. Dönemler CHP İstanbul Milletvekili olan Prof. Dr. Nur Serter’in “Işığı Kim Söndürdü” adlı kitabından. (Kırmızı Kedi Yayınları, Eylül 2023, İstanbul)

Akademisyen denince akla kuru bir üslup ve bol yabancı sözcüğü kapsayan tumturaklı bildiriler, raporlar gelir. Oysa daha ilk sayfalarda bunun tersine akıcı bir üslupla karşılaşılıyor. Yakın tarihimizin pek bilmediğimiz sürprizleriyle irkiliyoruz. Kitap beş bölümden oluşuyor. Birinci bölüm batı ve Türk aydınlanmasını, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni anlatıyor. Cephelerdeki Mustafa Kemal Paşa’dan Atatürk’e dönüşen büyük önderimizin her türlü engellemelere karşın gerçekleştirdiği devrimlere tanık oluyoruz. Bu aynı zamanda altı okun nasıl oluştuğunun da öyküsüdür. İkinci bölüm Atatürk’ün aramızdan ayrılmasıyla başlıyor. Şaşırtıcı bir başlıkla karşılaşıyoruz: “Birinci Helalleşme Dönemi”. Günümüze çağrılar yapıyor. Ülkemizi İkinci Dünya Savaşından uzak tutma beceri ve başarısı gösteren İkinci Adam İnönü’nün savaş sonunda karşılaştığı zorluklar anlatılıyor. Stalin ve Sovyetler korkusuyla batıya özellikle ABD’ye çevrilen yüzümüz, yönümüz… Din tüccarlarına verilen ödünler, devrimin en verimli meyvesi Köy Enstitülerinin toprak ağalarına, tutuculara kurban edilmesi… Hukuksal güvenceden yoksun, alt yapısı sağlam olmayan çok partili yaşama geçiş… Demokrat Parti ve Menderes’in karşı devrimci uygulamaları. On yıllık bir sürede karşılaştığımız demokrasinin çocukluk hastalıkları!

Üçüncü ve dördüncü bölümlerde Sahte Atatürkçülerle, Neoliberalizmle, Siyasal İslâm iktidarıyla, tarikatlarla, medreselerle karşılaşıyoruz. Beşinci bölümde ise Türk aydınlanmasındaki Atatürk formülü açıklanıyor. Lâiklik konusundaki duyarlılık; demokrasinin olmazsa olmazı bu ilkenin korunmasına yönelik öneriler.

Kitabın arka kapağında şu satırları okuyoruz: “Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Aklı, vicdanı ve irfanı hür bir gençlik’ istemesinin üzerinde önemle durmak gerekir. Bu söz, Türk aydınlanmasının formülüdür. Klasik aydınlanma tanımı, ‘aklın ve bilimin kılavuzluğu’ olarak kabul edilirken, Atatürk’ün ortaya attığı formül daha geniş kapsamlıdır. Atatürk, aydınlanmayı sadece akla ve bilime dayandırmakla kalmamış, ona vicdanı da eklemiştir. Bu üç unsurun birlikte özgürleşmesi halinde aydınlanmaya ulaşılacağını vurgulamıştır.”

Kitap kutuplaşmanın, ekonomik koşulların, dış politikadaki zorlukların, zamların ve açlık sınırında yaşayan milyonların gündemde olduğu Türkiye’de bu hale nasıl geldiğimizin de anlatımıdır. Ilık su, kurbağa ve kazan örneğinde olduğu gibi yıllardır farkına varmadığımız tehlikenin bugün heyula gibi karşımıza çıktığının hikayesidir.

Kitabı bir Kemalist manifesto olarak tanımlayabiliriz. Bu kısır döngüden nasıl kurtulacağımızın çözümlerini de içeriyor. 20. yüzyıl başlarında sadece Türkiye’yi değil mazlum şark milletlerini ve dünyayı aydınlatan bu ışığı kim söndürdü? Bu ışık yeniden nasıl yakılır?

Bu soruyu soran aydınların, gençlerin, özellikle namuslu politikacıların kesinlikle ihtiyacı olan bir eser “Işığı Kim Söndürdü”. Okuyunca bana hak vereceğinize inanıyorum.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Izzet Eryilmaz 2 Ekim 2023 Pazartesi 22:45

Tamamına katıldığım görüşler. Böyle gelmiş böylemi gidecek. Durumu değiştirecek tek siyasi parti CHP. Oda kaç seçim kaybeden lideri değiştirmemek için çabalıyor. 52 yıldır CHP üyesiyim. Partiden ilk defa bu kadar umutsuzum. Dön seçimde laiklik konusu hiç gündeme gelmedi maalesef. Altı okun diğer ikeleride.

Yorumu oyla      3      3  
Sabahattin çakır 21 Eylül 2023 Perşembe 21:42

Çok haklısın temiz siyaset namuslu politikacılara ihtiyaç var kesinlikle katılıyorum

Yorumu oyla      3      3  
Murat Yakar 21 Eylül 2023 Perşembe 09:59

ATATURK un yaktigi isigi 73 yildir bikmadan usanmadan calisan ve guzel yurdumu..bizsiz diye ikiye ayiranlar sondurmustur...sagsol dediler olmadi.. Alevisunni dediler yemedi..TurkKurt dediler tutmadi..ama bizsiz oldu..kinalari neremize istersek yakabiliriz..yazik ettik bu guzelim ulkeye..liyakatsiz yoneticilerle bosa gecen 73 sene..gecmis olsun...

Yorumu oyla      3      3  
Karşıyakalı 20 Eylül 2023 Çarşamba 20:08

Bu ışığı sizler söndürdünüz. 1960" lardan beri politikanın en önündesiniz fakat iş yapmadınız. Atatürk"ün ve İnönü"nün mirasını yediniz, şimdi de konuşuyorsunuz.

Yorumu oyla      4      3  
EROL YEŞİLPINAR 20 Eylül 2023 Çarşamba 17:20

KEMALCİM..ÜLKEMİZİN GELECEK IŞIĞINI, SEÇİM SIRASINDAKİ DAVRANIŞLARIYLA VE SON KAYPAKLIKLARIYLA MERAL AKŞENER SÖNDÜRDÜ..YAZIK...

Yorumu oyla      3      4  
Nart Bozkurt 20 Eylül 2023 Çarşamba 15:02

Bulunduğumuz kasabada Kitapevi ve Kitap satışı yok. Kente döner dönmez kitabı alıp okuyacağım.Kemal Anadol Abi daha fazla okuyucuya ulaşabilecek bir alan bulsa ufuk açıcı ,aydınlatıcı ve bilgi dolu yazılarıyla daha çok kişiye yol gösterici olurdu.Şanslıyım bana çıkan yazılarını gönderme inceliğini gösteriyor.Teşekkür ediyorum.Sevgi,selam ve saygılarımı sunuyorum

Yorumu oyla      4      3  
Ercan Divleli 20 Eylül 2023 Çarşamba 13:14

Son derece akıcı aynı zamanda kafalarda oluşan bunalımlara da ışık olan bir yazı olmuş.Eline emeğine sağlık, teşekkürler Kemal abi

Yorumu oyla      3      3  
Kubilay Avşer 20 Eylül 2023 Çarşamba 11:28

Tarihe altın harflerle adını yazdırmış sıra dışı bir eylem adamı olan sevgili Atatürk’ün “ Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” özdeyişinden hareketle diyorum ki; ülkemizin bugün içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak için, her şeyden önce halkımızın ferasetine inanmak ve “eylem sözden güçlüdür” ilkesiyle bir an önce etkili bir muhalefet hareketine öncülük etmektir. Bugün ihtiyacımız olan budur!

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sönmeyen yıldız!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Paradigma çökmesi bir gerçek
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi ve yeni dengeler…
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birleşik Krallık ve ahlaki çöküntü
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Maymunlar Cehennemi ve Cujo
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva