Meslek hayatımın en zor yazılarından birini kaleme alıyorum şu anda.
Nasıl söylenir ki böyle şeyler!
Dile kolay tam 17 yıldır onurumla yapmaya çalıştığım, çok sevdiğim ve çok emek verdiğim gazetecilik mesleğine ‘ara’ vermekten söz ediyorum.
Verilmesi de alınması da zor ama tamamen kişisel bir karardı. Ve uzun süren bir düşünme/değerlendirme sürecinin ardından bir süre önce karara vardım.
Uzun etmeyelim o zaman…
Merkezi İzmir olan ve 8 yıldır yaptığı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren İntegral Araştırma-Danışmanlık Şirketi’ni resmen devraldım. Genel Müdür Feride Adıgüzel ve tecrübeli ekibimizle birlikte yolumuza devam edeceğiz. Niyetimiz İzmir’i ve Ege’yi merkezine alan bir araştırma şirketi olarak siyasal ve sosyal çalışmalarla kente ve bölgeye yeni bir soluk getirmek…
Bu da demek oluyor ki, 7 yıl önce Fahrettin Dokak kardeşimle birlikte kuruluşuna ön ayak olduğum, bir parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum, altı yıl Genel Yayın Yönetmenliği görevi yaptığım Ege’de Sonsöz’den fiilen ayrılmış bulunuyorum.
Bu yazıyı daha zor yapan da bu…
Neyse ki gözüm arkada değil!
Ege’de Sonsöz özgün duruşu ve haberleriyle ses getirdikçe öyle olmaya da devam edecek. Tecrübeli ekibi, dinamik kadrosu ve özgür ruhuyla Ege’de Sonsöz, İzmir’in demokratik iklimine yakışan duruşunu daima koruyacaktır. Buna inanıyorum demek zayıf kalır! Bundan eminim.

Bana gelince; her gün değilse de arada bir kalem oynatmaya devam edeceğim. Yeni iş koluma uygun düşen bir perspektifte tabi ki! Çok yenisi olduğum bir alanda ahkâm kesecek değilim elbet. Ama eskiden olduğu gibi ‘haber kokan’ yazılar da beklemesin kimse. Bir koltukta iki karpuzun taşınmayacağını çok iyi biliyorum.
O yüzden bundan sonra kaleme alacağımız yazılar yerel-genel bir meselenin oluş süreçlerinden ziyade toplumu nasıl/ne yönde etkileyeceğiyle ilgili olacaktır.
İlanen duyurulur.
*
Bu kadar reklam yeter sanıyorum.
*
Gelelim ikinci önemli duyuruya…
*
Meslek hayatım boyunca yüzlerce haber ve yazıya imzamı koydum.  Pek çok mesleki ödüle layık görüldüm. Ve bir sürü badire atlattım. Tehdit edildim, çalıştığım gazeteyi basanlar hatta peşime adam takanlar oldu. Kiminin hoşuna gittim kiminin zoruna…
Yüksek yerlerde tanıdığı olanlarca susturulmuşluğum, işimden edilmişliğim de var çok şükür.
Ama her ne yaşarsam yaşayayım gözümü budaktan sözümü dudaktan esirgemediğim bilinir.
Hakkımda yalan-yanlış onlarca makale yazıldı.
Neler demediler ki;
Sağcı dediler, solcu dediler, faşist dediler… Yerine göre Aziz Kocaoğlucu oldum yerine göre Önder Savcı. Hatta Ali Aşlıkçı, Müsavat Dervişoğlucu… Aldırmadım. Daima önüme baktım. Ve arkamdakilerle aramdaki mesafeyi böyle açtım.
Onlarca dava girişimiyle yüz yüze kaldım.
Yayınladığım tek bir satır tekzip ve aldığım en küçük bir mesleki mahkûmiyet yoktur.
Yargılandığım tüm davalardan beraat ettiğimi iftiharla açıklıyorum. Yalanla, iftirayla, tehditle, şantajla hiç anılmadım. Para-pul karşılığı yazılmış tek satıra imza koymadım.
Onurumla sürdürdüğüm gazetecilik geçmişim çocuklarıma bırakacağım en önemli mirastır.

Öte yandan gazeteciliğin onurunu ayaklar altına alanlarla meslek hayatım boyunca yolum hiç kesişmedi. Onlarla daima mücadele ettim, etmeye de devam edeceğim. Eleştiriye karşı her zaman boynum kıldan inceydi. Ama yalana, iftiraya karşı her zaman gereği neyse yaptım.

Bu kadar uzun bin tezvirata neden gereksinim duyduğuma gelince;
Giderayak maruz kaldığım aleni bir saldırıya karşı cevap hakkı doğduğu için…
Bayraklı Belediyesi’ne yönelik operasyon ve sonrasında yaşananlardan sonra, adı polis fezlekesinde geçen bir zat, kendini aklamaya çalışırken, sahibi olduğu haber sitesi üzerinden bizi çamurlamış…
Ve Ege’de Sonsöz Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yapar’ın imza attığı haberi boşa çıkarmak isterken, mesleki geçmişinde tek bir leke bile olmayan bana en hassas olduğum noktadan yüklenmeyi denemiş.
“Bir belediye basın danışmanıyla araba içinde para paylaşmışız… Bunu bir gazeteci haber yapmış… Açılan davadan o gazeteci beraat etmiş falan..”
Adı geçen Basın Danışmanı Yeşim Ölgün’dür.
Bayraklı Belediyesi’nin kuruluş sürecinde yaklaşık üç yıl emek veren bir kardeşimizdir Yeşim Ölgün.
Biraz deli dolu, son derece becerikli-başarılı ve yürekli bir insandır. Yıllar önce Esnaf Odaları Birliği’nde çalışırken tanıdığım ve tanımaktan her zaman onur duyduğum, hayatımda hala çok önemli bir yeri olan biridir sevgili Yeşim Ölgün. Alavere-dalavereyle hiç işi olmamıştır. Boğazından tek bir haram lokma geçmemiştir. Hayata karşı hep dik durmaya çalışan, alın terinden başkaca geliri olmayan Yeşim’le, çok defa para alıp vermişliğimiz olmuştur.
Onda yokken ben vermişimdir, bende yokken o.
Bayraklı’da çalıştığı dönemden önce de olmuştur sonra da…