Cumhur BULUT
Hasret satırları…
25 Ekim 2014 Cumartesi

Çocuk gülüşünü, peri düşünü andırırdı; gökkuşağı yedi renkliydi daha... Falanca yerde, filanca kişiyle, feşmekân olurdu her yer. Efkâr kemale ulaşır, arzular miraca varırdı...
 
Seni senle yaşamaktı hasretini çekmek! Oysa sen ya vardın ya da yoktun aklın çerçevesinde…
 
Gökyüzü alçalır, yıldızlar ellerimizle zapt olur, felek bizimle devrini tamamlardı bir zamanlar... O vakitlerde kimse senden “Fİ” diye bahis açmaz, unutmuş gibi yapmazdı.
 
Oysa seni senle yaşamaktı hasretini çekmek! Yokluğun varlığının, var olduğunun deliliydi... Bir sen, bir de senden gelenler önemli ve kayda değerdi... Bir de kara kocaman duvarlara yeşil renkli resimlerin çizilirdi... Ummanlar ağlaşır, gümrah ırmaklar gibi yanaklarımızdan akardı gözyaşları... Kimsenin bilmediği gizli tebessümlerimizi o gözyaşları süslerdi.
 
Gürbüz çocuklardık, apalak olurduk, oyunlar oynardık uzun saçlarında. Eğreti durmazdı bulunduğumuz hiçbir mekânda hiçbir eşya... Dahası yabancı gelmezdik biz bize... İpeğe sarılmış çelikten daha sağlam mı bağlanmıştık gökyüzüne? O vakit kimse senden “Fİ” diye söz etmezdi, hatırlamak için zorluk çekmezdi...

Oysa seni senle yaşamaktı hasretini çekmek! Hasretini çekmek her şeyimizdi oysa! Yokluğun bizde varlığın her yerdeydi. Gözlerimizde gözlerin sözlerimizde sözlerin; imlasız, virgülsüz, noktasız durmadan duraksamadan sen vardın; O vakit hecede, aruzda, lirikte, epikte ve nesirde ve şarkıda sen vardın. Bütün mazlumlarda, ihtiyar piyangocuda, simitçi delikanlıda... Sen vardın. Gam sendin, keder sen. Gelen sendin olur olmaz vakitlerde, giden sendin ayrılıkla ilgili çizilmiş bütün resimlerde...
 
Ve sendin aşkları uğruna zindanlara atılan, vahşi hayvanlara parçalatılan, topraklara gömülen, insanlara bahçe bahçe çiçek yollayan! Kimse senden “Fİ” li bir söz başıyla bahis etmezdi o zaman. Uzun saçlarından, yeşil gözlerinden...

Hasretin geçti, bitti sonra... Aşikar oldun ansızın, çıplak gözlerimizle görür olduk, gül tenine dokunur olduk... Hayra yorulacak sırları kalmadı düşlerinin... Yıldızlar ellerimizden kanatlarıyla uçuverdi, kara kocaman duvarlara resimlerin çizilmez oldu, noktalı virgüllü duraksar oldu seninle ilgili bütün hayaller... Ne ihtiyar piyangocuya ne de simitçi delikanlıya güzel günler için ümit veren oldu. Uzun saçlarını, yeşil gözlerini, hasretini çaldılar bizden... Sonra sis kaldı, duman kaldı, kül kaldı... “Fİ” diye anılmak, anlatılmak bize o günden kaldı!

Bir de Kafdağı’nda küçük kırmızı bir çiçek kaldı... Her şeyimiz Kafdağı’nda kaldı! Şimdi Kafdağı’nda Zümrüt-ü Ankâ ve umut var...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva