Günlerden bir gün…

Nasrettin Hoca, elinde yoğurt mayası bakracı…

Yakındaki göle doğru yola koyulmuş…

Gölün çevresindeki köylüler Hoca’ya dikkat kesilmişler…

Hoca başlamış yoğurt mayasını göle kaşık kaşık çalmaya…

Köyüler şaşkın, içlerinden biri dayanamayıp sormuş:

“Hayırdır Hocam; ne yapıyorsun böyle?”…

Cevap, “Göle yoğurt mayası çalıyorum” olmuş…

Köylüsü bıyık altından gülümsemiş:

“İlahi, hocam, hiç göle maya çalmakla göl maya tutar mı?”

Hoca Nasrettin, o esprili cevaplarından birini daha vermiş:

“Ya tutarsa?”

***

Günümüzden…

Neredeyse 700 küsur yıl önce…

Selçuklu döneminde…

Akşehir yöresinde yaşamış “efsanevi” kişilik Nasrettin Hoca…

Neden böyle bi’karşılık vermiş?

İşte, o ders gibi cevap:

“Aslında imkânsız diye bir şey yoktur…

Bir bakışta bize imkânsız gibi görünen…

Öyle göründüğü için de…

Bizi o işe balıklama atlamaktan alıkoyan engeller…

Her şeye rağmen aşılmaya çalışılmalıdır…”

***

İşte, o fıkrayı “hayatın gerçeği” yapan olay ise…

İzmir’in en genç ilçesi Karabağlar’da…

Biz İzmirliler’in gözü önünde yaşanan…

Neredeyse 10 yıllık bir maceradır…

O günlerde dünyaya “merhaba” diyen bıcırıklar…

Bugün…

Türkiye’nin ikinci en yüksek ikinci heykeli olarak tarihe geçen…

Nasrettin Hoca’nın…

Göle maya çalışını tasvir eden…

Devasa heykelinin önündeki havuzlarda serinliyorlar…

***

Allah uzun ömür versin…

Karabağlar’ın kurucu (2009) başkanı…

Sıtkı Kürüm’dü…

Çalışkandı, insan sevgisiyle doluydu kalbi…

Muazzam bir rekreasyon alanı yaratarak…

Karabağlar’ı…

Türkiye ölçeklerinde şaha kaldırmak istedi…

İnşaat mühendisiydi…

Kentin göbeğine…

Hayat aşılamak istiyordu…

Hiç vakit kaybetmedi…

Kolları savdı…

Takvimler 2013 yılının Mart ayını gösterirken…

Kazmayı vurdu…

Taşları Karafatma Dağı’ndan getirdi…

Dev Nasrettin Hoca heykelini ısmarladı…

***

Gelgelelim…

Nasrettin Hoca’yı…

İzmir’e “yakıştırmayanlar” vardı…

Mesela…

Kentin o tarihlerdeki kanaat önderlerinden…

İzmir Ticaret Odası eski başkanı Ekrem Demirtaş…

Karabağlar Uzundere’deki…

Dev Nasrettin Hoca heykelli rekreasyon alanına isyan etti…

Hoca'nın…

Akşehir'in simgesi olduğunu söyleyen Ekrem Demirtaş…

“Bu heykeli kaldırıp yerine İzmir’in bir simgesini koyalım!” dedi…

Haklı mıydı?

O yerin bugünkü cıvıl cıvıl halini görüp…

Küllenmiş tartışmaya çanak tutmaya gerek yok…

***

2013 yılı gelip çattığında…

Nasrettin Hoca Rekreasyon alanı ve…

Başı olmayan 37.5 metrelik Hoca heykeli…

Herkesi şaşırtıyordu…

Ertesi yıl…

Karabağlar’ın Reis koltuğunu…

Yine CHP’li olan…

Muhittin Selvitopu kazandı…

Kıdemli bir belediyeciydi…

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü’nü tamamlamıştı…

Bitmemiş projenin…

Aslında bir “efsane” eser olacağını bi’bakışta anlamıştı…

Projeyi önüne çekti ve…

40 yıllık bürokrat olmanın…

Devlete uzun yıllar hizmet vermenin tecrübesiyle…

Ve tabii ki…

“Devlet’te devamlılık esastır…” anlayışını herkese hatırlatarak…

Önceki başkan Sıtkı Kürüm’ün başlattığı…

Ne var ki yarım kalan…

Uzundere Rekreasyon Alanı Projesi’ni tamamlama kararı aldı…

Her ne kadar yolun başında…

Haksızlığı hatta çokça insafsızlığı yaşasa da…

Muhittin Selvtiopu ne yaptı, biliyor musunuz?

Kulaklarını tıkadı…

Bazılarının (!) “ucube” olarak gördüğü Nasreddin Hoca heykeli…

Başkan Selvitopu’nun…

Israrlı gayret ve çalışmaları ile…

O dev Nasrettin Hoca heykelinin içi…

Eşine ender rastlanan Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştü…

Bugün sadece İzmir’den değil…

Ege’nin birçok illerinden öğrenmeye susamış öğrenciler…

Bilim yuvasına dönüşen merkezi ziyaret ediyor…

Ve…

Sadece ağırlık yapmayan “bilgi” yükleniyorlar…

Altı ayda…

10 binin üstünde öğrencinin…

Bu merkezi ziyaret etmesi…

Sadece “bilim yüklemesi” yapmak için mi?

***

Gülmek, eğlenmek, havuzda serinlemek ve yüzme öğrenmek…

Önemli değil mi?

Şunu gözünüzün önüne getirin lütfen…

“Eğlenerek öğrenmek kadar güzel bi’şi olabilir mi?”

***

Bitiriyoruz…

Bi’de şunu hiç unutmayalım lütfen…

O dev Nasrettin Hoca heykeli…

Niçin göle maya çalarken betimlenmiş?

Aynen, fıkradaki gibi…

“Aslında imkansız diye bi’şi yoktur!”

O dört katlı heykelin 2 bin metrekare kapalı alanı var…

İçinde…

Okullarda bile göremeyeceğiniz “bilgi deryası” dikkat çekiyor...

Mesela…

Mars’ta veya Ay’da nasıl yürüyeceksiniz?

Sadece bu soru bile…

Göle maya çalarken tasvir edilen dev heykelin içinde…

Bahse girerim…

Bırakın yavrularınızı…

Siz bile kendinizi kaybedebilir…

Ardından…

Havuzlarda serinleyip, gelebilirsiniz…

Denemelisiniz…

Nokta…

Sonsöz: “Bitkinin güzelliği, tohumun iyiliğinden; insanın güzelliği ise kalbinden gelir… / Hz. Mevlana…”