Mehmet KARABEL
Gaflet… Delalet… Hıyanet… Adalet…
3 Ekim 2022 Pazartesi

 

Tam 24 gün önceydi…

İzmir’in Birinci Kordon’u…

Yüzyıl’ın…

“Düğün Evi”ydi adeta...

Prenses İzmir…

“Kurtuluş”un 100’üncü yılını kutluyor…

Tarihe geçen bir gece yaşanıyordu…

Sahne… Gösteri… Şölen…

Ve…

İzmir’i “düşman çizmesi”nden kurtaranların…

Torunlarının torunlarıyla birlikte…

Aşk’la Kordon’a koşan “1 milyon” vatandaş…

Asırlık bir “övünç mirası”nın tarihe göz kırpan şanslılarıydı…

Gecenin konuşması…

155 yaşındaki İzmir’in…

34’üncü Reisi Tunç Soyer’e kısmet olmuştu…

Su gibi akan…

Kalplere zımba vuran konuşmanın minik bir bölümü şöyleydi:

“100 yıl önceydi… Bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi… Gençleri, kadınları ve geleceği hiç düşünmediler... Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün milleti ateşe attılar…”

Birinci cümle…

Atatürk’ün, ölümsüz eseri “Nutuk”un finalindeki…

Gençliğe hitabesinden…

Ancak…

O cümle iki gün sonra…

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yorumuyla…

Farklı bir görüntüye büründü:

Size binlerce yıllık tarihinizi unutturmaya, size kendi ecdadına sövdürmeye çalışan köksüzlere lütfen kulak asmayın... Şanlı tarihinizle gurur duyun... Zaferlerinizle, kültürünüzle, bizi biz yapan değerlerinizle her zaman iftihar edin…”

***

“Hatalı” olan ne, diye düşünmeye başladı İzmirliler…

Atatürk’ün…

“Gençliğe Hitabe”sinden alıntı yapmak…

Ne zamandan beri “yanlış” kabul ediliyordu?

***

Gaflet… Delalet… Hıyanet…

Atatürk’ün “bizzat” kaleme aldığı…

Şu üç kelime için…

Gün gelecek…

(…ve aradan 100 yıl geçecek…)

Türkiye bu üç kelimenin “derinliği”ni tartışacak deseler…

İnanır mıydınız?

***

Bir imparatorluğun başı…

Ülkesini…

Hatta haremini…

Ve dahi evlatlarını…

Ardında bırakıp, bir İngiliz gemisindeki sığınmacı rolüyle…

Vatanına…

“Ha’di bana eyvallah…” diyorsa…

O’na uygun “sıfatı” sizce nasıl takdir etmeli?

Kimileri…

Son Padişah Vahdettin için…

“Kusurları da olsa vatan haini değildir” diyebilir…

Ancak…

Kurtuluş Savaşı eşiğinde…

Mustafa Kemal ve arkadaşları için “idam fermanı” çıkarmak…

Hangi ecdada yakışır?

***

Bilirsiniz…

Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız…

Tarihteki 16 büyük Türk imparatorluğunu…

Ortadaki güneş ise…

Gelecek yıl kısmetse…

100’üncü yılın kuruluş yıldönümünü kutlayacak…

Türkiye Cumhuriyeti'ni simgeler...

Tam 17 Devlet kurmuşuz…

Şu yaşlı dünyada benzerimiz var mı?

Osmanlı Devleti'nin 624 yıl fiilen hükmettiği topraklar üzerinde…

Bugün toplam 45 ayrı devlet var...

Bunlardan 27'si Asya'da, 13'ü Avrupa'da ve 5'i Afrika'da…

Osmanlı İmparatorluğunu kuranlar ve yaşatanlar…

Elbette bizim ecdadımız ama…

Diğer…

Kurulmuş / Yıkılmış / Yok olmuş 15 Türk Devleti daha var…

Onlar da ecdadımız değil mi?

***

Büyük Hun İmparatorluğu ile başlayan…

Göktürk Kağanlığı ile devam eden…

Uygur Kağanlığı ile büyüyen…

Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile dünyayı titreten…

Aksak Timur’un yarattığı imparatorlukla başını kaldıranı dize getiren…

Babür’ler sayesinde Osmanlı’ya giden yolu açan…

Ecdadımız değilse…

Nedir?

***

Neden sadece “Osmanlı”ya takıldık kaldık?

Saydığımız Türk Devletleri…

Kurulduktan belli bir zaman dilimi sonra…

Tarihin karanlık dehlizlerinde yok olurken…

Kimler kabahatli…

Kimler masum, diye tartıştığımız oldu mu?

Geçtiğimiz günlerde…

Sosyal medyada rastladım…

Soru harikaydı:

Sahi…

Türkiye'de neden hiç kimse?

Hun torunuyuz… Göktürk torunuyuz… Uygur torunuyuz…

Ya da…

Avar veya Hazar ecdadıyız; demiyor da…

Sadece “Osmanlı torunuyuz…” demekle yetiniyoruz?

Gaddarlıksa gaddarlık…

Aksak Timur gibi bir hükümdar 70 bin esirin kellesini uçuruyor…

Daha sonra o kellelerden kule yapıyor…

Bu nedenle tarih Timur’u…

“Kellelerden kule yapan hükümdar” olarak yazıyor…

O Timur…

Şimdi bizim ecdadımız değil mi?

***

İkinci Mehmet’i…

21 yaşında İstanbul’u fethettiği için alkışlarken…

Hem içki içen hem Afyon kullanan Dördüncü Murat'ın…

İçki içenleri yakalayınca…

“Ölümlerden ölüm beğenin” diyerek, cezalandırmasına şapka mı çıkaralım?

O da ecdat sonuçta…

***

Tarihçi İlber Ortaylı, yazmıştı…

Dokuz yıl önce; Habertürk’te…

Yazının başlığı şöyle:

“Osmanlı’yı dedelerimin içkisi yıktı…”

Bakın ecdadımızdan kimlerini, nasıl anlatmış İlber Ortaylı Hoca?

***

Mesela…

Fatih’in oğlu İkinci Beyaz’ın içkiye düşkünlüğü yüzünden…

Evladı Yavuz Sultan Selim’in Devlet’i nasıl kurtardığını…

Mesela…

İkinci Selim gibi bir sefih bir sarhoşun…

Kafasını hamam mermerlerine vurarak nasıl intihar ettiğini…

Mesela…

Üçüncü Murad ile Üçüncü Mehmed’e…

Neden?

“Osmanlı Devleti'nin amansız cellâdı” dendiğini…

Mesela…

Dördüncü Murad’ın, nasıl rakının kurbanı olduğunu…

Mesela…

Üçüncü Ahmet’in…

Devletin en hassas zamanlarını nasıl Lâle Devri'ne çevirdiğini…

Mesela…

Sultan Abdülmecid’in nasıl vereme yakalanarak öldüğünü…

Ve son olarak…

Sultan Abdülmecid’in…

Saltanat makamına ve hilâfete namzet dört oğlu…

(Beşinci Murad'ı, İkinci Abdülhamid'i, Sultan Reşad'ı ve Sultan Vahdettin…)

Ard arda tahta geçerek…

Avusturya sınırından Basra Körfezi'ne uzanan…

Koskoca bir devletin çöküşünün sebebi olduklarını saklayarak…

Hatta üstünü örterek…

Onları nasıl “Ecdat” diye anacağız?

***

Demek ki…

Ecdat diye yere göğe oturtamadığımız…

Osmanlı’nin bazı basiretsiz hükümdarları…

Koca bir imparatorluğu adeta bitirmişler…

Tarih bunları alkışlamıyor…

Biz nasıl alkışlayacağız?

Şu soru daha önemli:

Neden hepimiz sadece “Fatih’in, Selim’in torunu” oluyor da…

Neden kimsecikler…

“Acımasız Hükümdar Aksak Timur”un torunu olduğunu…

İçine sindiremiyor?

***

Osmanlı’nın yazı diliyle mi gurur duyalım?

Türkçe “mis” gibi bir dildir…

Eh…

Türk dillerinin bilinen ilk yazılı kaynağı Orhun Yazıtları’nı…

Rehber alırsek…

Güzel Türkçe’miz…

Rahat…

1.300 yıllık bir tarihe sahiptir…

Atatürk’ün hayata geçirdiği “Harf İnkılâbı” sayesinde…

Konuştuğumuz gibi yazıyoruz…

Yazdığımız gibi okuyoruz…

Bırakın bunun sevincini yaşamayı…

Hala “Arap Harfleri”yle yazmaya çalışsaydık…

Ecdadımızla…

Daha fazla mı gurur duyacaktık?

***

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer…

Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”nden alıntı yapıp…

9 Eylül Gecesi konuşmasını seslendirmesi…

Bazıları tarafından “aslanlar gibi” yargıya taşındı!

İkisi Osmanlı hanedanı soyundan olan…

Ve aralarında bazı vatandaşların da dahil olduğu…

Toplamda yedi kişinin…

“O konuşma” nedeniyle…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında…

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na…

Suç duyurusunda bulundukları ortaya çıktı…

İnceleme sürüyor…

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

Başkan Soyer’in, “Nutuk”tan esinlediği o cümle ile:

“100 yıl önceydi… Bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi…”

Bugünkü Türkçe’yle, şöyle:

“100 yıl önce bu topakları yönetenler dikkatsizdiler; kimilerine aracı oldular… Hatta hainlik bile yaptılar…”

Ya “Adalet”; diyeceksiniz…

Biliyorum…

Hak’kı ve hukuku yerine getirmek adına…

O “terazi” zaten hep gönlümüzde…

İyiyi, doğruyu, haklıyı ve haksızı başka nasıl anlayacağız?

Nokta…

Sonsöz: Cesaret’i Mete Han’dan, intikamı Attila’dan, destanı Bilge Kağan’dan, Gücü Alp Er Tunga’dan, inancı Alparslan’dan, kararlılığı Fatih’ten, mücadeleyi Atatürk’ten öğrenenlere selam olsun… / Anonim…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İnan Yüksel 12 Ekim 2022 Çarşamba 23:26

Emeğinize sağlık at izinin it izine karıştığı bir ülkede yaşıyoruz

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Daha önceleri nerelerdeydiniz?
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Boşanan aileler ve çocuklar
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva